Birkaç gün önce televizyonda Mossad üzerine yapılan bir programda dikkatimi çeken bazı şeyler oldu. Program yanlış olarak nitelendirilemeyecek yalanlarla doluydu. 

Mesela, direkt Hayfa Operasyonu’nun plânlanması ile alâkalı şişirilmiş ve gerçekle ilgisi olmayan şeyler buldum. Bu operasyon “Entebbe Baskını” adı ile biliniyor. Dün gece bunların doğrularını İngilizce, Fransızca ve İspanyolca olarak yazdım. Sabah ise kontrol ettim ve temize çektim. Hadiseleri genel olarak anlatmam iyi olacaktır.

Hayfa Operasyonu 27 Haziran 1976’da, Paris’te yapılan bir operasyondan tam bir yıl sonra gerçekleştirildi: Filistin Kurtuluş Cephesi’ne bağlı komandolardan oluşan Che Guevera Kuvvetleri’nin F-139 sefer sayılı uçağın kontrolünü kalkışın ardından ele geçirmesi... Tehlikeli operasyonlar yaptığımız bir dönem. Zannediyorum ayın 15’inde ülkeye dönmüştüm. FHKC’nin bir Anglikan olan Abu Hani lakaplı Wadi Haddad dış operasyonlar bürosunu kurmuş ve şefi olmuştu. Hiçbir zaman sorumluluktan kaçmadım; fakat bu operasyondan ben sorumlu değilim. Plâna nasıl müdahil olabilir, altı profesyonel militanı nasıl yönlendirebilirim? 

Ebu Hani’nin kurduğu organizasyona birçok gönüllü katılıyordu. Lübnanlı Ahmed ve Filistinli Yunus kendi başlarına teşebbüste bulunma hakkına sahipti. Lübnan’da müttefik bir oluşum da vardı. Bunun komuta yetkisi Mahmut’ta, yardımcısı ise Halime isimli biriydi... Adını hatırlayamadığım çok genç bir Filistinli militan daha vardı. Bunlardan bazılarıyla eğitim hususunda benim de irtibatım oldu. 

Entebbe Operasyonu, aradan geçen 43 yılın ardından her zaman yalanlarla dolu bir şekilde anlatılarak Siyonistler tarafından propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. Siyonizmin utanç verici karartmalarına maruz kalıyor.

Abu Hani bu operasyon sırasında Fransa’da uçak ile Mogadişu’ya doğru yola çıkmıştı. Tel Aviv-Paris seferini yapan uçağın kontrolü militanlar tarafından ele geçirildi, önce Mogadişu’ya doğru çevrildi rota. Daha sonra ise Libya-Bingazi’ye... Esasında uçak dört militan tarafından kaçırıldı; üç kişi Bingazi’de dahil oldu. Uçakta farklı milletlerden rehineler vardı ve bunların arasında hasta olanlar da bulunuyordu. Birçok Avrupa ülkesinin elçilikleri onların serbest bırakılması için taleplerde bulundu. 

Wadi Haddad uçağın Uganda’nın Entebbe Havalimanı’na inmesine karar vermişti. Uganda’da askerî bir idare bulunuyordu ve bu idare İsrail karşıtlığı ve Filistin davasına desteği ile tanınıyordu. Havaalanının bulunduğu yer askerî bir bölge idi ve çevresinde askerler bulunuyordu. Uganda hava kuvvetleri de buradaydı. İşte bu arada birçok mesele yaşandı. Burada yaşananlar göz ardı edilerek bu operasyon Siyonist propagandası için kullanışlı bir hâle getiriliyor. Elbette bu şartlar, birtakım soru işaretlerinin ortaya çıkmasına sebep oluyor ve bir ihanetin olduğunu da gösteriyor. 

 Bu eyleme Alman devrimciler de destek vermişti. Bir gerilla organizasyonundan iki militan uçağın kaçırılmasında aktif rol üstlendi. Alman Devrimci Hücreleri'nin lideri Wilfried Böse bunlardan biriydi. Uçak, pilot Michael Bacos tarafından Entebbe’ye indirildi. 

Burada İsrail, militanlar ile pazarlık yapmayı kabul etti. Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında Filistinli esirlerin serbest bırakılması üzerine pazarlıklar yapıldı. Bunun yanı sıra, uçakta rehineleri serbest bırakmak için beş milyon dolarlık bir fidye istendi. Bu para, Filistinli savaşçıların silahlandırılmasına kullanılacaktı.

Uçağın kaptanı Michael Bacos’a kendisinin ve mürettebatının, Yahudi olmayan yolcularla beraber serbest bırakılması teklif edildi. Hakkını vermek lazım, Bacos cesur bir tavır sergileyerek Yahudi yolcular serbest bırakılmadan uçağı terk etmeyeceğini söyledi. 

Pazarlıklar bu şekilde devam ederken 3 Temmuz’u 4 Temmuz’a bağlayan gece, Cumartesi günü İsrail son derece geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. Bu operasyonda, son derece iyi savaşçılar olmasına rağmen Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve Alman Devrimci Hücreleri militanları maalesef öldürüldü. Ayrıca İsrail, Uganda ordusu ile de çatışmalara girdi. Operasyonun başında Benjamin Netenyahu’nun kardeşi Jonathan Netenyahu bulunuyordu ve Jonathan Netenyahu operasyonda öldürüldü. İsrail askerleri tarafından sadece onun öldürüldüğü iddia edildi; fakat bu da doğru değildir. 

Öte yandan, operasyon sırasında öldürülen rehineler oldu. Yoldaşlarımız kesinlikle rehineleri vurmadılar. Rehineler Siyonist askerler tarafından vuruldu. Gece yarısı radyo sinyalleri, telefonlar ve elektrik tüm bölgede kesilmişti. İsrail’in gerçekleştirdiği operasyon son derece geniş çaplıydı.

Her ülke kendi menfaatleri için yalan söyler. Sovyetler de yalan söylemiştir mesela. Fakat kimse Siyonistler kadar büyük yalancı olamaz. Entebbe Baskını ve onun dünyaya sunuluşu emperyalist ABD’nin ve Siyonist İsrail’in ne kadar büyük yalancılar olduklarının kanıtıdır. Tüm detaylarına vakıf olduğum bu meselenin detaylarına gelecek haftalarda temas edebilirim. 

Wadi Haddad’ın şu sözüyle bitirelim: “Her duyduğunuza inanmayın, sadece gözlerinizle gördüğünüze inanın!”


Baran Dergisi 673. Sayı