Filistin asıllı El Salvador Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nayib Bukele’nin Türkiye ziyareti vesilesiyle El Salvador ve Bukele’den bahsedeceğim. El Salvador’un ismi İsa Mesih’in İspanyolcası olan Salvador’a atıfla İspanyol sömürgeciler tarafından koyulmuştur.

Bukele, “Farabundo Marti Ulusal Özgürlük Cephesi (FMLN)”nin bir üyesiydi. Seçimlerden önce ise Yeni Fikirler (Nuevas Ideas) adlı organizasyonu yönetiyordu. Bu hareketi partileştirerek seçimlere girdi ve kazandı. İktidara geldikten sonra son derece zor şartlarla yüzleşti. Zaten o bölgede ABD’nin düşman olarak belirlediği ülkelerin tamamı çok zor durumda.

Unutmamalıyız ki, Farabundo Marti Ulusal Özgürlük Cephesi devrimci bir hareketti. El Salvador’da çok uzun yıllardır faaliyet gösteriyorlar. Farabundo Marti, bir asır evvel yaşamış ve hâlâ El Salvador’da etkisi görülen bir lider. Kendisi Meksika’da da devrim için savaşmıştı.

Ben El Salvador’da hiç bulunmadım, birkaç defa oraya seyahat etmeyi denedim; fakat Fransız güvenliği ile alakalı bazı sebeplerden dolayı bu yolculuğu iptal ettim. El Salvador’da bu sene hayatını kaybeden Lübnanlı Şii bir dostum da vardı. Kendisi aristokrat bir aileye mensup, cesaretli, korkusu olmayan birisiydi. Farabundo Marti Cephesiyle irtibat kurmak istediğini; fakat mümkün olmadığını söylemişti.

İşte, Bukele böyle bir hareketin içinden çıkıp El Salvador’da devlet başkanı olan Filistin asıllı birisi. Onu kim aday yaptı, kim seçilmesinin yolunu açtı bilemiyorum; fakat şunu söyleyebilirim ki yaptığı bazı yanlış işler var. Ülkede darbe veya çatışma gibi sorunlar çıkabilir. Kim olduğu tam olarak kestirilemiyor; diğer yandan ABD ile ilişkileri de iyi sayılmaz. Geçtiğimiz hafta ise Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan, emperyalistler tarafından öldürülmek istenen cesur bir lider. Emperyalistler amacına ulaşamayacaktır. Onun döneminde Türkiye, bölgesel bir güce dönüştü ve politikasıyla tüm dünyayı etkileyebilme kabiliyetine sahip. Daha önce yurtdışına göç etmiş Türklerin büyük bir kısmı Türkiye’deki hükümeti destekliyor.

ABD artık dünyanın tek hâkimi değil. Elbette güçlü ve en zengin ülkesi; çünkü dünyanın dört bir tarafını sömürdüler. Artık Çin’in yavaş yavaş dünyadaki en büyük güç olmaya doğru ilerlediğini görüyoruz. Rusya, sosyalist dönemde bilhassa iktisadî açıdan çöküşüne rağmen bugün eski bir KGB ajanı olan Putin’in liderliğinde yeniden yükseliyor. Rusya sadece bölgesel bir güç değil, Küba, Venezüella gibi ülkelerle de iyi ilişkilere sahip. Pasifik’ten Atlantik’e kadar etkisi olan bir devlet. Çok aktif bir politika seyrediyorlar. Bugün Kuzey Ukrayna’da yüksek bir gerilim hattı oluştu, neredeyse tüm dünya bu mevzuda Rusya’nın karşısında duruyor. Eski Sovyet topraklarıyla alakalı olarak Rusya ile anlaşma yoluna gidebilirler.

Doğduğum ülke Venezüella terörist bir saldırı altında. Hükümeti indirmek için yapılan sabotajlar devam ediyor. Venezüella’ya ihanet edenler diğer ülkeler tarafından kollanıyor. Bu yeni bir şey değil. Venezüella’nın devlet başkanını (Chavez) zehirleyerek öldürmeye kadar ileri gittiler. Tüm bu yaşananlara tedbir almak adına ülkeme dönüp tecrübelerimi paylaşmam gerekiyor. Bunu her konuşmamda dile getiriyorum. 23 sene önce, 1999 yılında ülkeme dönmem ilk mevzu bahis olduğunda da bunu söylemiştim.

Tekrar El Salvador’un Filistin asıllı başkanına dönersek; önümüzdeki süreçte Filistin direnişine destek yönünde açıklamaları olabileceğini düşünüyorum. Neler olacak göreceğiz; fakat korku asla bizim tarafımıza uğramadı, uğramayacak. Gerçek Müslümanlar asla korkmaz. Tüm insanlığın düşmanı olan hasımlarımız, Siyonistler, emperyalistler ise korkudan titriyor. Bu saldırganlıklarının sebebi de korkuları. Siyonist İsrail, Filistin’in mukaddes topraklarına ve Filistin halkına sürekli saldırıyor. Buna rağmen kaybetmeyeceğimizi biliyoruz, biz doğru taraftayız ve Allah bizimle beraber.

Allahü Ekber!

22.01.2022