Öncelikle yoldaşım Alexandre Moumbaris’in Perşembe sabahı hayatını kaybeden karısı Mary Jose Smooth’a saygılarımı sunmak istiyorum. I. Dünya Savaşı’nda askerlik yapmış bir adamın kızıydı. Mary bir Fransız ismi; fakat Jose İspanyol ismi. Alexander Moumbaris ile çok uzun yıllar önce evlendi. Güney Afrika’da altı ay cezaevinde yattı. Moumbaris de burada cezaevinde bulunuyordu; fakat kaçmayı başardı. Fransa’ya döndü, Mary Jose onu karşılamıştı.

Moumbaris’in anne ve babası Yunan’dı, kendisi ise Mısır-İskenderiye’de doğdu. Stalinist komünisttir. Moskova’da birkaç ay özel bir okula gitmiştir. Orada Mandela’nın Güney Afrika organizasyonu eğitim almıştır. Komünist Parti, Afrika’nın siyah insanları ile dayanışma içerisindeydi. İşte, bu eğitimin akabinde Afrika’ya gittiğinde yakalanmış ve cezaevine gönderilmişti; fakat beyaz siyasî mahkûmlarla birlikte kaçmayı başardı.

Mary Jose, iyi bir insandı. Altı ay da olsa siyasî bir mahkûm olarak Güney Afrika’da cezaevinde kaldı. Fransa’ya döndükten sonra da mücadelesine devam etti. İnsanlara yardım etti. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Direnişini hep sürdürdü.

***

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ikinci defa Lübnan’a gitti. Akıllı bir hamle yaparak Hizbullah liderleriyle görüşecek. Fransa, yüzyıl önce söz sahibi olduğu Lübnan’a geri döndü. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn Maruni bir Hıristiyan. Avn, yaşlı bir general, iyi ve vatansever bir adam, o çoğu Marunî gibi Arap karşıtı değil. Lübnan 1943 yılında benimsenen Ulusal Pakt sistemine göre idare edilmektedir ve bu sebeple cumhurbaşkanı Maruni olmak zorundadır. Hükümet dinî grup ve mezhepler arasında bölünmüştür. Anayasal olarak Lübnan’da 18 farklı mezhep bulunmaktadır. Sünnî ve Şiilerden Yahudi mezheplerine, Katolik’inden Ortodoks’una birçok farklı mezhep mensubu vardır. Elbette bu inançlar arasında Şiiler çoğunlukta şu anda. Ondan sonra en çok Sünnî bulunmaktadır. Farklı bir inanç olan Dürzîlik de Lübnan’da yaygın.

Fransa, bu sistemin sona erdirilmesini istiyor. İnsanların serbestçe seçimlerini yapabilecekleri bir anayasal düzenin tesis edilmesi gerektiğini iddia ediyorlar. Oysa bu sistem, temsiliyeti güçlü kılan bir yapıya sahip. Fransa’nın bunu istememesi de şaşırtıcı. Tarihî olarak Marunîler Fransız hükümetleriyle iyi anlaşamamış, sömürge döneminde iyi ilişkiler geliştirememişlerdir. Buna mukabil Macron’un bir anayasal değişiklikten söz ederken maksadının ne olduğundan emin değilim. Esasında Macron akıllı bir adam, Rotschild’in bankasında üst düzey yöneticilik yapmış birisi, bu düzeye gelmek kolay değildir. Lübnan’a ikinci gidişinde Hizbullah ile görüşecek olması son derece enteresan. Fransa hükümeti, Lübnan’da pozisyonunu yeniden sağlama almayı deniyor.

Lübnan’da insanlar oylarını verirken mezhep merkezli bir değerlendirme yapıyorlar, dolayısıyla siyasî fikirler gelişmiyor. Marunîlere liderlik yapan hain ve kriminal tipler var, her zaman oldu. Fakat Marunîlerin hepsini bir tutmuyorum, benim Marunî arkadaşlarım-yoldaşlarım da vardı, iyi insanlardı. Bunlardan biri 1980’de hayatını kaybetti. Lübnan’ın kuzeyinde yaşayan Marunîlerdendi ve vatansever birisiydi.

Lübnan’ın Marunî Cumhurbaşkanı Mişel Avn da iyi bir adam, kesinlikle Fransa’nın veya başka birilerinin ajanı değil. Bilakis bu sebeple daha önce öldürülmek istendi, yine bir Marunî tarafından kurtarıldı. Lübnan’da Marunî Falanjist organizasyonu Cemayel ailesi tarafından kuruldu. Beşir Cemayel, Lübnan’ın İsrail tarafından desteklenen bir cumhurbaşkanıydı. Akabinde gelen cumhurbaşkanları da İsrail tarafından desteklendi; fakat bu adam bu bakımdan farklı bir pozisyonda.

Lübnan binlerce senelik tarihe sahip bir ülke. Birçok farklı devlet burada hüküm sürdü. Tarihte en iyi gemilerinin yapıldığı bölgelerden biridir Lübnan. İspanya’ya ulaşmak için buralardan ayrılan Seferad Yahudileri Lübnan’da yapılan gemilerle İspanya’ya taşınmıştır. Daha sonra bu Yahudiler İspanya’dan çıkarıldı ve belli bölgelere yerleştirildi. Zamanla büyük çoğunluğu Müslümanlaştı.

Lübnan’da şu anda son derece karmaşık bir vaziyet var. Tam olarak neler yaşandığını bilmiyoruz. Fransa bölgeye yeniden dönerken, Hizbullah, Marunîler ve Sünnîler arasından ortak hareket edeceği kişilerin kimler olacağını göreceğiz. Her zaman söylediğim gibi en iyisini ümid edip en kötüsüne hazırlanmalıyız.

Allahü Ekber!

06.09.2020

Baran Dergisi 713.Sayı