“Türkiye’nin gerçek devrimcileri ve gerçek laikleri vardır. Devrimciler, “En doğru, en hakiki tarikatın medeniyet tarikatı” olduğunu bilen ve bundan şaşmayan laiklerdir!”

(Zülal Kalkandelen, Cumhuriyet, 12 Ekim)

“Laiklik din ve vicdan özgürlüğüdür. Yurttaşların din, vicdan, inanç, inançsızlık, ibadet hürriyetinin, devletin ve yasaların güvencesinde olmasıdır. Laik bir devlette inanç ve ibadet özgürlüğü kutsaldır, dokunulmazdır, devletin güvencesi altındadır. Din; baskı unsuru olmadığı gibi, baskı altına da alınamaz. Bu yönüyle laiklik; iç barışın, toplumsal huzurun ve ulusal bütünlüğün de temelidir.”   

(Barış Doster, Cumhuriyet, 12 Ekim)

“Neden iktidar olamıyoruz? Sürekli muhalefette kalıp karşıdevrimin, Atatürk Türkiyesi’ni adım adım yok etmesini daha ne kadar izleyeceğiz...”

(Tuncay Mollaveisoğlu, Cumhuriyet, 12 Ekim)

“Buradan tüm kadınlara sesleniyorum. Sizin haklarınızı konuşmak haddimize değildir. Siz konuşacaksınız. Biz sonsuza kadar susacağız. Yasal bir çerçeve çizerek susacağız.”

(Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV, 11 Ekim)

“Atatürk emperyalizmi dize getirdi. “Atatürk, emperyalizmi çaresiz bıraktı.”

(Sinan Meydan, Sözcü, 10 Ekim)

Atatürk, bir dizi devrim üzerine inşa ettiği laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, demokratik, laik bir hukuk devletine dönüşüp akıl ve bilim yoluyla çağdaş uygarlığı yakalamasını hedef göstermişti. Bu hedefe ulaştı mı? Hayır, ulaşamadı. Bu hedefe ulaşmak yolunda çok büyük bir ilerleme kaydetti, ancak karşı devrim süreciyle yolu kesildi.

(İpek Özbey, Halk TV, 26 Eylül