“Hayata dönüş operasyonu” adı altında cezaevlerine yönelik saldırılarda kullanılan kimyasalın araştırılması için yıllarca çaba harcadıklarını belirten Avukat Gülizar Tuncer, “Yıllardır mahkemeler, ‘bu kimyasalın niteliği ne?’ diye soruyor. En son, İstanbul Üniversitesine başvurduk. Oradan gelecek raporu bekliyoruz” dedi.

Cezaevlerinde koğuş sistemleri yerine getirilmek istenen F Tipi uygulamasına karşı çıkan siyasi tutuklular 20 Ekim 2000’de Bayrampaşa ve Ümraniye cezaevleri başta olmak üzere çok sayıda cezaevinde açlık grevi başlattı. Tutuklular, açlık grevinin 45’inci gününde eylemlerini ölüm orucuna dönüştürdü. Bu süreçte “Hayata dönüş operasyonu” adı altında 20 cezaevine eş zamanlı yapılan saldırılarda 30’u tutuklu 2’si asker olmak üzere toplam 32 kişi ölmüştü.

Operasyondan sonra diri diri yakılan insanların görüntüsü hafızalara kazınırken o fotoğraflardan biri de Birsen Kars’a aitti. Hayata Dönüş Operasyonu’ndan yaralı olarak kurtulan ve verdiği fotoğraf “sol” için sembolleşen Birsen Kars kanser tedavisi gördüğü Almanya’da hayatını kaybetmişti.

Saldırılarda çeşitli kimyasallar da kullanılırken yaralanan yüzlerce tutukludan bazılarının vücudundaki yaralar halen geçmedi.

“Seyirlik bir oyun gibi servis edildi”

Tuncer, “Devlet tüm gücünü seferber ederek, binlerce asker, polis, özel harekatçı, infaz koruma memuru ve iş makineleriyle operasyon gerçekleştirdi. Burada binlerce mermi ve gaz bombası kullanıldı. 30 tutuklu öldü, yüzlercesi yaralandı. Operasyonun hazırlığı medyada çok önceden yapılmıştı. Operasyon canlı olarak izletildi. İnsanlara seyirlik bir oyun gibi servis edildi” diye konuştu.

Tuncer, “Saldırıda hangi tür kimyasallar kullanıldığını halen öğrenmiş değiliz. Operasyonun en dehşet anlarından biri de budur. Özellikle; Bayrampaşa Cezaevi’nde 6 tutuklu kadının diri diri yakıldığını biliyoruz. Buna dair Adli Tıp’tan bir sonuç alamadık. O dönem Adli Tıp uzmanları ‘Filistinliler üzerinde İsrail devletinin kullandığı fosfor gazı’ benzeri bir gazın kullanıldığını söyledi. Zaten o dönem operasyonda görev alan askeri yetkililer de hayatlarında ilk defa gördükleri ‘askeri envanterde olmayan’ el bombalarını kullandıklarını söylemişlerdi” ifadelerini kullandı.