Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşında cinsel istismarda bulunulmasına göz yumulduğu iddiasıyla küfür güruhunun ortaya attığı haber İslâm’a saldırma aracı haline getirilirken, Gümüşel’in diğer çocukları video yayınlayarak kız kardeşlerinin yalan söylediğini, tüm haberlerin iftira olduğunu belirtti.

Açıklamada söz konusu haberin "İslami değer ve yargılara sahip insanları tahkir etmeye yönelik tezgahlanmış bir projenin ürünü" olduğu belirtilirken, H.K.G.'nin 'psikolojik sıkıntılar' yaşadığı söylendi.

Açıklamada şu şunlar söylendi:

"03.12. 2022 tarihinde BirGün gazetesi ve internet sitesinde Timur Soykan imzasıyla yayınlanan haber, şahsımı ve ailemizi hedef göstererek yargılanması başlamamış bir davadaki yalan iddiaları yayınlayarak bunun üzerinden İslami değer ve yargılara sahip insanları tahkir etmeye yönelik tezgâhlanmış bir projenin ürünüdür.

Söz konusu haberdeki iddiaların sahibi olan kızımız, İslami ve hukuki kurallara uygun olarak medeni kanunun reşit saydığı yaşta evlenmiş olup bu konuda ailemizin ve başka kişilerin hiçbir baskısı olmamıştır.

Son yıllarda ailevi sorunlar sebebiyle psikolojik sıkıntılar yaşayan 26 yaşındaki kızımız, birtakım yapıların etkisine girerek, eşinin evinden ayrılmış, başka bir yerde yaşamaya başlamış ve 12.10.2021 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmıştır.

Bu süreçte kızımız, etkisinde olduğu yapıların yönlendirmesiyle habere konu dil ve mahiyette birtakım iddialar ile suç duyurusunda bulunmuş olup hazırlanan iddianamenin mahkeme kararı gibi sunulması masumiyet karinesinin ihlalidir.

Tekrar ifade etmemiz gerekirse bu haber tamamen iddiadan ibarettir.

Mahkeme süreci devam etmektedir ve iddia edilen konuların aksine deliller mahkemeye sunulmuş olup, yargılama sürecinde tüm gerçekler açıklığa kavuşacaktır.

Biz iki seneden beri kızımızın ve torunumuzun sıkıntılarının üzüntüsünü yaşarken, böyle meşum bir vaziyette üzüntümüzün suiistimal edilerek camiamızın hedef haline getirilmesi ayrı bir kahir sebebimiz olmuştur.

Şahsımıza ve ailemize, süreci devam eden bir davanın iddianamesi üzerinden yalan, iftira atan ve hakarette bulunan kişi ve kurumlar hakkında tüm yasal yollara başvuracağımızı ifade etmek isteriz.

Sürecin akışı içinde mahkemelerimizin hakikati ortaya çıkaracağı noktasındaki inancımız tamdır."

Ağabeyi ve kız kardeşlerinin ifâdeleri:

"Ben Birgün gazetesinde haberlere konu olan, mağdur olduğu iddia edilen Hatice Kübra Gümüşel'in abisiyim, ben Fatma Betül Gümüşel’in, H.K.G.in kız kardeşiyim 21 yaşındayım. Ben Ayşe Leyla Gümüşel, Hatice Kübra Gümüşel'in kız kardeşiyim 19 yaşındayım. Biz dört kardeş, üç kız kardeş bir erkek kardeş bir evde büyüdük. Bizim yaşlarımızın arasında pek yoktur. Birbirimize yakın yaşlardayız. Bizim yaşıtımızdaki kızların hepsi bir tören olduğunda, bir bayramda ya da bir böyle bir ailevi bir tören olduğunda hemen elindeki yerlerde kabarık elbiseler giyerlerdi.

Bu fotoğraf benim kardeşime ait kız kardeşime ait Ayşe ve Mira'ya ait bu, fotoğraf ise benim 21 yaşında olan kız kardeşime ait. Burada da yine gelinlikli yukarıdan merdivenden aşağıya iniyor, bildiğiniz profesyonel stüdyo çekimi. Evlendi mi bu şimdi? Dediğim gibi yani orada hafızlığa geçiş aşamasında mı, Kur'an-ı Kerim bitirdi diye mi herhangi bir etkinlik.

Bende 19 yaşındayım ve halen daha evlenmedim, bekarım hiçbiri üstüme de baskı yapmadılar. Böyle bir şey yok, böyle bir şeyin olma ihtimali de yok. Bir anda çok değişmeye başladı ablam. 6 yaşında bir kız nasıl evlendirilebilir ki. Hani bunların hepsi şimdi evli mi? Ya da çocuk mu gelin oldular?

Ben o ailede büyüdüm sadece ben değil eğer ben yalan söylüyorsam kardeşim Ayşe, Mira da o ailede büyüdü abim de o ailede büyüdü. Böyle bir şey olsa neden biz bilmeyelim ki? Neden biz bilmeyelim. Kadın hakları olarak savunuluyor ablam ama benim annem de bir kadın, ben de bir kadının kardeşim de bir kadın. Sonra biz ablamın iddia ettiklerini duyduk ben şok oldum zaten.

Bizim en çok büyük acımız kendimizden ziyade annemize, babamız... Annem bu haberleri medyada duyduğundan beri belki ağzını bir lokma ekmek ya koymuştur ya koymamış. Son olarak şöyle bir şey demek istiyorum. Kardeşimizi buna inansın ki Timur Soykan beyefendiden daha fazla seviyoruz. Başka da bir şey demek istemiyorum."