Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş, geçmişten bugüne küresel petrol piyasalarında büyük darbelere neden olan önemli jeopolitik krizler listesinde yerini aldı.

Dünya petrol piyasalarında şok etkisi yaratan ilk jeopolitik kriz, 6 Ekim 1973'te başlayan Arap-İsrail Savaşı (Yom Kippur) sırasında yaşandı. Tel Aviv'e destek veren ABD ve bazı Avrupa ülkelerine karşı Suudi Arabistan ve Arap ülkeleri petrol ambargosu başlattı.

Bunun üzerine ABD ve diğer birçok ülke, küresel jeopolitik krizlerin tekrarlanmasına karşı "stratejik stoklar" olarak bilinen büyük petrol rezervleri oluşturdu.

Arap ülkelerinin petrol ambargosuyla 1973'te başlayan ve ara ara tırmanan bu krizler, son 5 yılda ciddi bir ivme kazandı. Bu krizlerin bazıları ekonomi kaynaklı gibi görünse de neredeyse tamamı jeopolitik nedenlerle oluşan darbeleri peşi sıra getirdi.

Dünyanın en büyük ekonomileri arasındaki ticaret savaşı

Yaklaşık 4 yıl önce dönemin ABD Başkanı Donald Trump, 22 Mart 2018'de Çin'e yeni gümrük vergileri öngören bir genelgeyi imzaladı. Çin'den ithal edilen 100'ü aşkın ürünü kapsayan genelge, 60 milyar doları bulabilecek yeni vergiler içeriyordu.

Washington'ın bu hamlesine Pekin yönetiminin benzer şekilde karşılık vermesi dünyanın en büyük ekonomileri arasında ticaret savaşını başlatmış oldu.

ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı, küresel ekonominin daralmasına yol açtı ve petrole talebi azalttı.

İki ülke Ocak 2020'de aralarındaki ticaret savaşını bitirecek kapsamlı anlaşmayı sağlayacak sembolik bir mutabakata vardı.

İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı sebebiyle petrole talebin azaldığı ve petrol fiyatlarının düşüşte olduğu dönemde, petrol sevkiyatını tehdit eden birtakım jeopolitik krizler gün yüzüne çıktı.

Uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının yükselmesine sebep olan söz konusu jeopolitik krizlerin başında ise İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi geliyordu.

İran'ın petrol ihracatını sıfıra indirmek üzere yaptırımları hayata geçiren Washington yönetimi, bir süreliğine bazı ülkeleri bu yaptırımlardan muaf tuttu. ABD, bazı ülkelere tanıdığı muafiyeti Nisan 2019'dan itibaren sonlandırdı.

İran yönetimi ise ABD'nin yaptırımları karşısında Arap ülkelerinden dünya piyasalarına petrol sevkiyatının yapıldığı stratejik Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidini gündeme getirdi.

Hürmüz Boğazı, küresel petrol ticaretinin en önemli can damarı olarak öne çıkıyor. Nitekim Suudi Arabistan'ın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak ve Kuveyt petrolünün yüzde 80'i Hürmüz Boğazı'ndan geçiyor.

Bu oran da yaklaşık 20 milyon varille dünyadaki petrol ihtiyacının 5'te birini oluşturduğu gibi deniz yoluyla yapılan petrol ticaretinin de yüzde 40'ına karşılık geliyor.

İran yönetimi her ne kadar tehdit ettiği gibi Hürmüz Boğazı'nı kapatmış olmasa da Brent varil petrol fiyatlarının kısa vadede 50 dolardan 70 doların üzerine çıkmasına yol açtı.

Saudi Aramco tesislerine yönelik büyük saldırılar

Suudi Arabistan, Yemen'de hükümet güçlerine askeri destekleri sebebiyle 2015'ten beri İran destekli Husilerin saldırılarına maruz kalıyor.

Suudi Arabistan'da özellikle havalimanları ve petrol tesislerini balistik füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef alan Husiler, Eylül 2019'da Suudi Arabistan milli petrol şirketi Saudi Aramco tesislerine yönelik en büyük saldırıyı gerçekleştirdi.

Ülkenin doğusundaki Bekik ve El-Ahsa vilayetlerindeki 2 tesisin 14 Eylül 2019'da saldırıya uğraması sonucu Saudi Aramco'nun petrol üretiminin yarısından fazlasını oluşturan 5,7 milyon varillik üretim durdu.

Söz konusu saldırıdan sonra bir hafta içinde petrol fiyatları yüzde 7 artışla 65-70 dolara yükseldi.

Ukrayna savaşı

Kovid-19 salgınından 2 yıl boyunca olumsuz etkilenen dünya ekonomisinin hızla toparlama sürecine girdiği ve petrol taleplerinin de giderek arttığı bir dönemde Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşı başladı.

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya başlattığı saldırıyla küresel petrol piyasaları yeni bir krize girdi.

Karadeniz'de kızışan savaşın ardından Batı dünyasının Moskova'ya yönelik yaptırımları, piyasaları Rusya'nın günlük 5 milyon varillik petrolünden mahrum etmekle tehdit ediyor.

Rusya'nın saldırılarının başladığı 24 Şubat'tan sonra Brent varil petrol fiyatı yüzde 70 artışla 80 dolardan 140 dolara kadar çıktı. Yaklaşık 3 hafta içinde yaşanan bu artışla petrol fiyatları 14 yıl sonra bu zirveyi görmüş oldu.

Ukrayna'daki savaşın 4. haftasında Moskova ile Kiev arasındaki müzakerelerde ilerleme kaydedildiği söylentileriyle Brent varil petrol fiyatı 100 dolar civarına geriledi.

İSTANBUL (AA) - KASIM CAFER