Bedahet halinde söylemek gerekirse "İran her devrin hainidir." Söz konusu Müslümanlar oldu mu, yaptığı tek şey sinsice arkadan vurmak ve kâfirlerle ittifak yapmıyormuş gibi susmak. İş lafa geldi mi "İsrail ve Amerika onların en büyük düşmanı." Kürsülerden Amerika ve İsrail'e lanet okur. Kürsüden indikten sonra da yapacağı ilk şey ise Amerika ve İsrail'in uşaklığını yapmak. Şia'nın itikat prensiplerinden birisi "takiyye". Kendilerine gerçeği söylediğiniz zaman hemen "biz takiyye yapıyoruz" derler. Amerika Irak'a girdiğinde Saddam nezdinde Irak'ı sattılar. Bugün ise Kudüs'ü sattılar. İran'ın kirli sicilini şuradan anlamak gerekir. Osmanlı Devleti antlaşmalarda "Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'e sövülmeyecek" demiş. Müslümanlara yapılan zulme ses çıkarmayışlarının en büyük ve belki de tek nedeni "Sünni" olmalarıdır. Şii din adamlarından Yasir Habib 2003 yılında Sünni camilerin yıkılması için fetva vermiştir. Güya Müslüman İran'ın terör devleti İsrail'den ne farkı var? Ayetullah'ın görüş ve fikirlerinin yer aldığı Misbah-ul Fekahe'de “Ehli Sünnet olan kimseleri gıybet etmek ve onlara lanet etmek caizdir” fetvası var.

İBDA Mimarı Kumandan Mirzabeyoğlu, "Hırdavatçı dükkânının üstüne ‘eczahâne’ tabelâsı asmakla orası ‘eczahâne’ olmaz. İran'ın ‘Müslüman devlet’liği bu kadar!" der.

İran'ın ne olduğunu açıkça ortaya koyan bir tespit. Kudüs’te yaşanan hadiseler Mirzabeyoğlu'nun şu ifadesi etrafında şekilleniyor:

"Evrensel ilkeler palavrasını bir kenara bırakalım. Evrensel ilkeler diye bir şey yok! Hâkim olanın koymuş olduğu kurallar var. Uyarsan uyarsın, uymazsan uydururlar. Bu kuralların mânâsı budur."

Egemen güç her zaman ağır silahlarla saldırırken karşı taraf ise taşlarla karşılık verir. Artık ne evrensel ilkeler palavrası vardır ne de uydurma insan hakları beyannamesi. Onlar sadece domuzların birbirini koruması ve dünyayı talan ederken bahane göstermesi için vardır. Usame Bin Ladin Amerika'nın cakasını çizmişti. Filistinli mücahitler ve Kassam Tugayları ise İsrail'in cakasını çizdi. Bu iki hadisede dilinden Kudüs'ü düşürmeyen İran nerede? "İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü" dedikleri askeri birlik nerede? Şayet Kudüs'teyse ve Filistin'in yanında değilse kimin yanında? İran, İsrail'in maşasıdır. Hep danışıklı dövüş halindeler. İran'ın Kudüs Muhafızlığı yaptıkları sözde "İslam" devrimi gibi isimden ibaret. Amerika ve onun Ortadoğu'daki gayrimeşru çocuğunun korku imparatorlukları yıkıldı. Biz ne "Büyük Şeytan"ın Ortadoğu'daki "Küçük Şeytan" distribütörlüğünü üstlenen İran'a sevgi duyarız ne içimizdeki hain İrancılara. İran ile İslam Birliği kurulmaz ancak ve ancak mücadele edilir. Bir kez daha Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk halifesi Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri'ne rahmet olsun…

Görüş: Hasan Hüseyin Akdağ