Sömürge durumundaki Müslüman ülkelerin ordularına bağımsızlıkları için askerî eğitim ve danışmanlık hizmeti veren, bu sebeble de Fransa ve ABD başta olmak üzere Batı tarafından sık sık gündeme getirilen SADAT’ın kapısında bugün davetsiz bir misafir vardı. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin, Batıya uşaklık ve gönüllü kölelik geleneğini muhafaza etmek üzere SADAT’ın kapısına koştu.

Batı'nın korkusuna Kılıçdaroğlu boru oldu

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Beylikdüzü'ndeki Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin (SADAT) önüne gitti.

Kılıçdaroğlu kapıda kaldıktan sonra yaptığı açıklamada, "Türkiye asla paramiliter kuruluşlara, kurumlara teslim edilmeyecektir. Seçim güvenliği önemlidir. Şu anda önünde bulunduğumuz SADAT bir paramiliter kuruluştur. Ve düne kadar Erdoğan'ın danışmanlığını yapıyordu bunlar. Bu kuruluşun hedefleri arasında gayri nizami harp eğitimi var. Dikkatini çekmek isterim kamuoyunun, gayri nizami harp eğitimi var. Yani, sabotaj, baskın, pusu kurma, tahrip, suikast ve tedhiş. Arapça 'terör' 'tedhiş' olarak tanımlanıyor, Türkçesi de 'terör'. Burası aynı zamanda terörist yetiştiren de bir kuruluş" diyerek efendilerinin hislerine tercümanlık etti.

Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında:

"Dolayısıyla eğer bugün Türkiye'de milyonlarca insan varsa ve Suriye'den gelmişlerse bunların buraya gelişlerinde en büyük rolü oynayan da SADAT'tır. Erdoğan'a sormak isterim, sen bu kuruluşu niçin danışman yaptın ve hangi gerekçeyle çalıştın. Şunu herkesin bilmesini isterim, CHP demokratik yollarla bu ülkede seçimin yapılması için her türlü çabayı gösterecektir. SADAT gibi kuruluşlar kim olursa olsun, seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliği sarsacak herhangi bir şey olursa burasıdır ve Saray'dır. Bunu bütün Türkiye’ye ve halkımıza açıkça ifade ediyoruz. Biz CHP’yiz, Kuvayı Milliyeciyiz, biz öyle SADAT’çılardan, tedhişçilerden korkacak değiliz. Korkaklar, kapılarını açmayanlardır. Buraya geldik bilgi almak istedik ama korkularından yuvalarına sığındılar. O yuva onları korumaz." diyerek saçmalamayı sürdürdü.

Yüzüne açılmayan kapının önünde bir ara galeyana gelip, “biz Kuvva-i Milliyeciyiz” diye bağırmayı da ihmal etmeyen kripto Ermeni’nin, ne zaman ve suratına kapatılan hangi kapı önünde “Biz İttihatçıyız” diye bağıracağı ise merak konusu oldu.