Ali Osman Akat'ında aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 6 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, tutuklu sanık Akat'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.

Türk-Amerikan İşadamları Derneği Başkanı ve L'ACTONE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Akat'ın da aralarında bulunduğu 6 şirket sahibinin, firmaları üzerinden yurt dışından uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla tutuklamalar yapılmıştı. 17 Aralık'ta tutuklanan Akat'ın İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen cuma günü duruşması görüldü.

Duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Osman Akat ve Süleyman Yekenkunrul getirildi. Tevfik Akan Atak ise bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklar Sarra Chouıekh, Mustafa Güldiken ile Ali Karataş ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.

Bir acayip savunma

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ali Osman Akat, "Akat soy ismini Türkiye Cumhuriyeti'nde duymayan bilmeyen yoktur. Benim yaptığım kozmetik işi babadan, aileden gelen bir iş. Çocukluğumdan beri bildiğim, en iyi uzman olduğum konu kozmetik konusudur. Bunun dışında ek gelir elde edebilecek bir işe yüzlerce imkan olmasına rağmen girmedim. Pandemi döneminde hızlı bir yükseliş gösterdim. Türkiye'nin o dönemde en büyük ihracatını ben yaptım. Türkiye'deki diğer kişiler, 'Bu adam nasıl iş beceriyor' diye şaşırdılar. Otomatikman bilmediğim bir sürü düşmanım oluştu" dedi.

Hiç haram karıştırmamış… Beraatını istemiş…

Savunmasının devamında Osman Akat, "Libyalı bir müşterim benden tüy dökücü krem istedi. 35 bin dolarlık malının bozuk olduğunu söyledi. O ürünleri geri kabul ettim. Sonra bu adam her yerde benim güvenilir olduğumun reklamını yaptı. İhracatım belli, dünya çapında bilinirliğim, saygınlığım belli. Politikaya hiç karışmadım. Şu an da burada olmamın nedeni olan kişinin ortaya çıkarılmasını istiyorum. 5 aydır ailemden ve sosyal hayattan uzaktayım. Ben helal yoldan Allah'ın verdiği rızkı alıp haram karıştırmadan çoluğuma çocuğuma yediren biriyim. İddianamedeki hiçbir konunun benimle alakası yok. Beraatımı istiyorum" diye konuştu.

Mahkeme başkanının "Yurt dışından asıl getirmek istediğiniz hammadde neydi?" sorusuna Atak, "Demir cevheri ile ilgili bir talebim oldu" dedi. Sanık, başkanın "Demir cevherinin kozmetikte kullanım alanı var mı" sorusuna "Benim amacım ithal edebilecek katma değer elde edebileceğim bir ürün arayışıydı. Bu demir cevheri kozmetikte kullanılmayacak, iç pazara sunulacaktı" diyerek cevap verdi.

Demir cevherinin sanayide demir ve demir türevi maddelere kullanıldığını söyleyen sanık, "Bunun ithalatını yapıp iç piyasaya satışını gerçekleştirmek istiyorduk" şeklinde konuştu. Başkanın, "Siz çok ucuz bir ürün sipariş ettiniz ancak size çok pahalı bir ürün gönderiliyor buna ne diyeceksiniz?" sorusuna ise sanık, "Yanlışlıkla olduğunu düşünüyorum" dedi.

Kolilerle alakası yokmuş…

Diğer tutuklu sanık Süleyman Yekenkunrul ise "Tevfik ağabey demir cevheri dışında başka ürünler de getirtiyordu. Ben demir cevheri getirdiğimizi operasyondan bir gün önce öğrendim. Ertesi gün operasyon oldu. O sırada toplantıdaydım. Polis arkadaşlar geldiler. Operasyon bittikten sonra polislere 'Bizim aşağıda depomuz var oraya da bakmak ister misiniz' dedim. Aşağıya indik, hepsine elektronik aletlerle baktılar, köpeklerle arama yaptılar, herhangi bir şey çıkmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kolilerle hiçbir alakam yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ali Osman Akat'ın, yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmetti. Heyet, diğer tutuklu sanıklar Süleyman Yekenkunrul ve Tevfik Akan Atak'ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.