ABD, Usame Bin Laden’i “öldürmek” için yaptığını iddia ettiği operasyonda, kod isim olarak Usame’ye “Geronimo” adını takmış. Nedir bu Geronimo?
Geronimo deyince, “Komplo Teorisi” filmi gelir öncelikle hatırımıza. Filmde “Geronimo”, “zihin kontrolü” uygulanan Jerry’nin (Mel Gibson) işkence gördüğü yerin, hastahânenin veya hapishânenin –artık neresiyse- ismiydi diye hatırlıyoruz…
Diğer bir kullanım şekli: 16 Ağustos 1940 tarihinde ilk test atlayışlarını yapan Amerika'nın ilk paraşüt birliği mensublarından er Aubrey Eberhardt'ın uçaktan atlarken yüksek sesle kullandığı “Geronimoooo” narası. Ve o tarihten sonra paraşütçüler arasında gelenek hâline gelen kelime.
“Asıl” Geronimo ise, Amerikalılara karşı destanlık bir savaş veren son Kızılderili’nin ismidir. Kimdi peki bu Geronimo?
Kızılderili dilinde Gokhlayeh (Esneyen Adam) ismini taşır. Günümüzde Yeni Meksika olarak adlandırılan bölgede doğmuştur. Apaçi yerlisidir. Meksikalı askerler ona Geronimo, İspanyollar ise Jerome der. İsmi bu sebeble, sonradan Geronimo olarak bilinecektir. O sıralar Amerikalı yerleşimcilerin yanısıra İspanyollar da bu bölgeye akın etmeye başlamıştır. Geronimo’nun hayatındaki kırılma noktası bu dönemde gerçekleşir. 1858 yılında bir gün eve döndüğünde, eşi, annesi ve 3 çocuğunu İspanyollar tarafından öldürülmüş olarak bulur. Anlatılanlara göre Geronimo, “beyaz” olan herkese karşı nefret duyar ve elinden geldiği kadar çok “beyaz” öldürmeye çalışır. İçinde yanan bu coşkun intikam ateşi, hem Apaçiler hem de “beyaz”lar arasında büyük bir şöhret kazanmasını sağlar. Arizona ve New Mexico’da yaşayan “beyaz” yerleşimcilere, yüzündeki agresif ifade ve taşıdığı intikamcı Apaçi kanından dolayı, artık hep korku saçacaktır.
Bir rivayete göre de Geronimo, bu lakabı, ilk büyük savaşını verdiği Kaskiyeh kasabasının koruyucu azizi olan Saint Jerome'dan almıştır. Emrindekilerle birlikte kasabaya Saint Jerome gününde girmiş ve hiç kimseyi sağ bırakmamıştır. Bu olaydan sonra iyice efsaneleşmiş ve devletin Apaçilere olan tavrının daha da sertleşmesine sebeb olmuştur.
Geronimo, aslında bir şef değil, bir şamandır (şaman: tıb adamı–şifacı–büyücü) ve bu da sadece askerî değil, ruhanî ve entellektüel bir lider olmasını da sağlamıştır. Ölümünden önce son günlerini geçirmek için Arizona’daki evine dönmek istemiş, ancak izin verilmemiştir. Ve 1909 yılında, bir savaş mahkûmu olarak Oklahoma’da ölür.
Kimilerine göre Geronimo, işkence yapılarak öldürülmüştür. Öldükten sonra sözde gömülmüştür ama ne kadar ilginçtir ki ertesi gün gömüldüğü yerde değildir. Dünyayı "yöneten" gizli tarikatler, cesedini çalmıştır. Okuyalım:
- "2009 yılında ABD'de ilginç bir dava açıldı. Davayı açan, ünlü Kızılderili şefi Geronimo'nun torunu Harlyn Geronimo'ydu. Torun Geronimo'ya göre; Yale Üniversitesi bünyesinde kurulan Kafatası ve Kemik Tarikatı üyeleri, gizlice dedesinin mezarını açmış ve kafatasını çalarak tarikata götürmüştü. Kafatasını çalmakla suçladığı kişi ise Presscot Bush'tu. ABD Başkanı George Bush'un dedesi. Daha ilginci, aynı üniversiteden Tarihçi Marc Wortman bu iddiayı doğrulayacak tarikata ait bir mektubu ortaya çıkarmıştı!"
Geronimo'nun “sembolik” mezarı Fort Sill–Oklahoma bölgesindedir. Apaçilere göre Geronimo, kutsal topraklar olan dumanlı dağlardadır.
Kendisi hakkında yapılan kara-propagandaya karşı şöyle demiştir Geronimo:
- "Her şeyi açıkça bildikleri hâlde, şimdi diyorlar ki, ben kötü biriymişim. Hattâ oradakilerin en kötüsüymüşüm. Ben ne yaptım ki? Ağaçların gölgesinde ailemle birlikte yaşayıp gidiyordum."
Amerika, tarihindeki katliamları “tekrarlamayı” ve onlarla gururlanmayı seviyor. Yok ettikleri ve asimilasyona uğrattıkları Kızılderililer’in yerini, bugün, tüm işgallerine, gelişmiş işkencelerine, barbarca cinayetlerine, pervâsız katliamlarına, akıllı-akılsız silahlarına, kara propagandalarına, rüşvetlerine, şantajlarına ve envai çeşit işbirlikçilerine rağmen bir türlü yenemedikleri, yok edemedikleri, asimilasyona uğratamadıkları, işgallerine direnen, onları kendi evlerinde rahat bırakmayan, bu canilere huzurlu bir uykuyu haram eden Müslümanlar almıştır. Bu sebeble Usame Bin Laden, Amerika’nın yeni Geronimo’sudur.
Geronimo’lar ölmez, çünkü “semboller” ölmez!