Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cem Gürdeniz’in de yazarı olduğu Nihat Genç’e ait haber sitesinde gece 22:30 sularında yayınlanan amiral eskilerinin kaleme aldıkları bildirilerine yönelik “on gözaltı kararlı” soruşturmasını Türk Ceza Kanununun 316 / 1. maddesinde yazılı "Devletin Güvenliğine ve Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma" suçlamasıyla yürütüyor.
Soruşturmanın ilgili maddesi kitapta şöyle kaydedilmiş:
“Madde 316 - (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir."
"Dördüncü ve beşinci bölümler" ise, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" ve "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar."
Soruşturmanın akıbetinin ne olacağı ileriki günlerde ortaya çıkacaktır. Bu esnada amiralleri “sazan” veya “küçük çocuk” gibi gösteren kimi Ergenekon davası avukatlarının sözlerini bir kenara koyarak iki ilginç hadise veya tevafuğa dikkat çekelim.
Bilindiği üzere iki tekaüt asker derneği idarecileri MSB Hulusi Akar’ın “daveti üzerine” bakanlığa gitmişlerdi, biz de haberini paylaşmıştık. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada derneklerin bildiriyi kınadıkları açıklanmıştı. Fakat TESUD denilen tekaüt subaylar derneği hemen açıklama yaparak kınamadıklarını büyük harflerle yani bağırarak açıklamıştı. Tekaüt astsubaylar derneği ise ilk gün kınamıştı zaten.
İşte, bizim tevafuk veya “hadise” dediğimiz durum, tabii ki bize göre, burada!
MSB dahi bildiri ile alakalı açıklamayı 4/4/2021 günü geç saatte yaparken, daha önceden kolluk hükümleri olarak TSK’ya fakat idari olarak içişleri bakanlığına bağlıyken şimdi tamamen içişlerine bağlanan Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları, nerdeyse aynı anda ve sıcağı sıcağına bildiriyi reddeden ve “millete edebsizlik” olarak niteleyen açıklamalarını yapmışlardı.
Bu açıklamanın, “jpg” formatında olduğunu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamasının aynısı olduğunu ve ayrıca bakanlık yanında (silahlı kolluk olarak) Emniyet Gnl. Mdr. ve Göç İdaresi Gnl. Mdr. gibi Soylu’nun bakanlığına bağlı iki kurumun da aynı “jpg” ile katıldıklarını hatırlatalım.
MSB’yla ilişkili kurumların amiral eskilerinin bildirisine ya geç veya TSK resmi tivitır hesabında olduğu gibi hiçbir açıklamada bulunmadığı veyahut kendisiyle irtibat ve iltisaklı tekaüt bir derneğin yaptığı şekilde nezaketsiz açıklamalar ile katılmalarını herkes görmüşken, bir başka (ve silahlı kolluk dolu!) bakanlığın önemli komutanlık ve müdürlüklerinin hepsinin aynı mesajı/jpg’i koyması tevafuk olmasa bile hadisedir, mühimdir.
İkinci tevafuk veya hadise ise, amiral tekaütlerinin 10’u hakkında gözaltı kararı veren ve soruşturmayı yürüten savcı…
Selefi Yargıtay üyesi olarak atandığı için bir süre vekaleten görev yapıp sonradan asıl olarak atanan Ahmet Akça yönetiyor soruşturmayı ve 15 Temmuz’da görev yapmış savcıdır kendisi.
Bugün amiral eskilerinin muhtıra gibi açıklamasının soruşturmasını yöneten savcı Akça, 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara Adliyesi'nde Anayasal Suçları Soruşturma Bürosu savcılarındandı ve bürodan sorumlu dönemin Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen'in görevlendirmesiyle dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bizzat ifadesini alan isimdi.
Tevafuk veya hadise dediğimiz “bu” değil tabii; MSB Hulusi Akar’ın, en azından “bilgi sahibi” olarak veya kendisine karşı dünkü nezaketsiz (yalancı dediler apaçık!) açıklama sebebiyle TESUD üzerinden şikayetçi olarak savcı Akça’nın masasına tekrar gelme ihtimalinin çıkmış olmasıdır kastettiğimiz.
Kolluk soruşturması kadar önemli olan bir idari soruşturmayı MSB ve daha da önemlisi kısa zaman önce komutanları olduğu amiral tekaütler hakkında muhakkak yapılma emri vermiştir bakan Akar ve neticesini de savcı Akça’ya bizzat kendi vermek isteyecektir, diye düşünüyoruz.
Bu iki tevafuk/hadise üzerinde durulması gereken bir mevzudur herhalde. Üstelik önümüzde YAŞ toplantısı da var!
Ayrıca savcı Ahmet Akça’nın 18 Temmuz 18:30 civarında almaya başlayıp sonra “idari iş yoğunluğu” sebebiyle ayrılmak zorunda kalıp 19 Temmuz’da tekrar gelip bitirilen Hulusi Akar’ın tanık ve şikayet ifadesini de olduğu gibi aşağıda bulacaksınız.
İyi okumalar.
Notlar:
1) 5/4/2021 tarihli ve MSB davetiyle gerçekleşen asker tekaüt derneklerinin ziyaretiyle alakalı sitemizde yayınlanan yazı:
https://www.barandergisi.net/gorus/haber-yorum-kinadilar-mi-kinamadilar-mi-h6324.html
2) İçişleri bakanı Süleyman Soylu’nun 4/4/2021 günü 11:08 saatli “BİZ BURADAYIZ!” sloganlı amiral eskilerinin bildirisine cevabi tiviti:
https://twitter.com/suleymansoylu/status/1378620584192573440?s=21
3) Jandarma Genel Komutanlığının, 4/4/2021 günü 11:27 saatli “BİZ BURADAYIZ!” sloganlı amiral eskilerinin bildirisine cevabi tiviti:
https://twitter.com/jandarma/status/1378625152070606848?s=21
4) Sahil Güvenlik Komutanlığının, 4/4/2021 günü 11:32 saatli “BİZ BURADAYIZ!” sloganlı amiral eskilerinin bildirisine cevabi tiviti:
https://twitter.com/sahilguvkom/status/1378626494461837314?s=21
5) Emniyet Genel Müdürlüğünün, 4/4/2021 günü 11:17 saatli “BİZ BURADAYIZ!” sloganlı amiral eskilerinin bildirisine cevabi tiviti:
https://twitter.com/emniyetgm/status/1378622653272092672?s=21
6) Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 4/4/2021 günü 11:55 saatli “BİZ BURADAYIZ!” sloganlı amiral eskilerinin bildirisine cevabi tiviti:
https://twitter.com/gocidaresi/status/1378632391372242945?s=21
7) İçişleri Bakanlığının, 4/4/2021 günü 11:09 saatli “BİZ BURADAYIZ!” sloganlı amiral eskilerinin bildirisine cevabi tiviti:
https://twitter.com/tc_icisleri/status/1378620661178982401?s=21
Haber-yorum: Sinami Orhan