2 Ocak 2021’de Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasıyla başlayan olaylarla adını duyuran Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni bir İslâm düşmanlığı vakası olduğuna dair öğrenci gruplarında paylaşımlar yapılıyor.

Melih Bulu’nun göreve başlamasıyla birlikte eyleme geçen hafif meşrep Kemalist güruh, hadisenin kendilerinin “kanun ve yönetmelikler çerçevesinde” görevden alınmasıyla neticeleneceğini gördüklerinden hafif meşrep ama azgın LGBT kulübünü harekete geçirmiş, o alçak “Kabe provokasyonunu” yapmışlardı. Bu noktada da devreye “lüzumsuz” şahıslar girmiş, üniversite içinde mevzuat çerçevesinde kolaylıkla halledilebilecek mesele “terörize” edilmiş, eylemci küçük ama azgın gruba tutunacağı dal uzatılmıştı.

Melih Bulu’nun “kafası karıştığından” 15 Temmuz 2021 günü görevden alınmış, yerine de yardımcılığını yapmakta olan Naci İnci önce vekaleten, sonra da asaleten atanmıştı.

Hafif meşrep Kemalist güruhun sivri uçlarından birkaç öğretim üyesini görevden uzaklaştıran Naci İnci’nin devam eden eylemler karşısında nasıl bir tavır takınacağı merakla beklenirken saklanan bir rezillik olduğu iddia edildi.

2012’de verilen “mescid açılması” yönündeki öğrenci dilekçeleri 2014’de Rektörlük tarafından dikkate alınmış, “prayer room” açılacağı duyurulmuştu. 2016 yılında da “prayer room” dedikleri mescid güney kampüsünde eski arşiv odası yerine açılmıştı. Mescide kart okutarak giriliyor ve kamera ile de izleniyor.

Boğaziçi üniversitesinde hafif meşrep Kemalist güruhun fişleme yaptığı “Boğaziçi BUDDY” grubunda yapılan bir paylaşımda güney kampüsteki bu ve diğer mescitlerin akşam saatlerinden itibaren kapalı olmasının sebebinin “UYGUNSUZ ŞEKİLDE YAKALANAN ÇİFTLER ile ŞARHOŞ ÖĞRENCİLERİN MESCİDDE SIZMALARI” olduğu iddia edildi.

Bu paylaşıma yazılan bir cevapta, “uygunsuz denilen şey sarılmadır, alkol promil ölçümü yapılmadıkça da alkollü olarak yattıkları söylenemez, üniversite idaresi öğrencilerin uyumasından şikayetçi” denilerek bunun yalan olduğu savunuldu.

Zımnen mescitte (artık hangileriyse, İbneler mi, Lezbiyenler mi, normal kadın-erkek mi?) “çiftlerin sarıldığı”nın itirafı olan bu savunmaya, bir başka yorumla “daha yeni ‘ben şuradaki mescitte seks yapmıştım’ dedi biri!” cevabı verildiği bildirildi.

Boğaziçi Üniversitesinde rektörü Naci İnci bu mesele ile alakalı bir açıklama yapacak mı?

Kampüste bu mesele konuşulurken, dışarıya hiçbir açıklama yapılmamasının sebebi nedir?

Rektörlük belki -o da belki!- hadisenin soruşturmasını yürüttüğü için açıklama yapmamış olabilir ama üniversitede kurulu “müslim dernek/vakıflar” niye sessiz?

“Kabe provokasyonu” esnasında da sessiz ve “yumuşak” kalan bu dernekler, “mescidde seks” iddiasında da sessiz ve “yumuşak” kalacak, hiçbir açıklama yapmayacak mı? Daha ne bekliyorlar? Mescidde “Lgbt bireyler” tarafından ırzlarına geçilmesini mi?

Kabe’ye yapılan hakarete seslerini çıkarmayan, “demokratik demokratik tepki” bile vermekten çekinen veya buna da uzak -artık kimlerse onlar!- tipler, fiili livataya uğrasalar bile sessiz ve “yumuşak” kalacaklardır herhalde! 

Ama üniversitenin öğrencileri ve Müslümanlar işin aslının (kameralar var mescitlerde, kartla giriliyor, her şey kayıtlı çünkü) bir an önce açıklanmasını Rektör Naci İnci’den acil olarak bekliyorlar!

Haber Yorum: İbrahim Haceviç