Kazakistan’da yaşananlar üzerine tartışmalar devam ediyor. Kazakistan, Sovyetler Birliği döneminde kurulmuş bir cumhuriyet. Sovyetlerin dağılmasından sonra bağımsız oldu. Sonrasında da Moskova ile yakındı, hâlâ öyle… Elbette Kazakistan hükümetinin çok iyi olduğunu iddia edemeyiz; fakat Moskova ile yakınlığı sebebiyle Rus ajanı olduklarını da söyleyemeyiz. Cihadist diye tabir edilen mücahitlerin Kazakistan’a sızdığına dair söylentiler var ve bunun sorun olacağı düşünülüyor. Dolayısıyla ülkede belirsizlik devam ederken yeni problemlerin ortaya çıkma ihtimali de bulunuyor.

Rusya ve Ermenistan, Kazakistan’a hükümet ile anlaşmalı bir şekilde sembolik olarak asker gönderdi. Bu gerçekten enteresandı. Çinliler de, Kazakistan’da kaos çıkarılarak yeni bir renkli devrim dalgasının başlatılma çabasının karşısında olduklarını ve ülkede hükümeti desteklediklerini belirtmişti. Hiçbir zaman orada olmadım, şartların harika olmadığını biliyorum; fakat bölgenin ihtiyacı olan şey savaş değil, barış.

Karışıklık devam ederken Kazakistan halkı, Kazakların büyük bir çoğunluğu mevcut hükümeti desteklemeyi sürdürecektir. Kazakistan’ın Batı ile ilişkileri Sovyetler Birliği’nin ortadan kalkmasından beri aynı çizgide, aslında Sovyetler döneminde nasılsa hâlâ öyle. Moskova’da Komünist rejimin varlığı devam etmese de eskiden olduğu gibi Rusya ile ilişkileri de aynı şekilde devam etti. Komünist bir ülke olan Çin’in de Kazakistan’la yakından bağlarının olduğunu söyleyebiliriz. Burada barışın korunmasını sağlamaya çalışıyorlar, aksi takdirde karışıklık yayılacaktır.

Mücahitler katiyen kötü insanlar değil; fakat bazıları provokasyonlarla manipüle ediliyorlar. Suriye’de Alevilerin yönettiği Arap milliyetçiliğine dayalı Baasçı rejim devrilemedi. Bu süreçte İsrail ve ABD’nin manipülasyonları, Siyonistlerin ve emperyalistlerin destek çıktığı gruplar oldu. Benzer bir manzara Kazakistan’da yaşanmamalı. Hükümet devrilemedi, Rusya müdahalede bulundu. Bu sadece hükümeti ayakta tutmak için atılmış bir adım değildi. Emperyalistlerin buradaki oyununu bozmak ve müttefiklerini ayakta tutmak istediler. Kazakistan, Sovyetler Birliği’nden bu yana Ruslar için önemli bir ülke. Böyle bir mücadelenin neticesi olarak Afganistan’da da Sovyetler Birliği’nin son döneminden bugünlere kadar karışıklık hâkim oldu. Sadece masum insanları öldürmek için milyarlarca dolar harcandı.

Emperyalistlerin yaptığı manipülasyonlar sebebiyle insanlar gerçek düşmanın kim olduğunu göremiyor. Sömürgeciler yerine başka devletlere ve birbirlerine karşı düşmanlıklar besliyorlar.

Özellikle Müslümanlar güçlü ve bağımsız olmalı. Mekke ve Medine hürriyetine kavuşmalı, Siyonistlerin kontrolünden kurtarılmalı. Yahudi asıllı Suud rejimi ortadan kalkmalı. Neler olacağını yalnız Allah bilir. Gerçek Müslümanların ve iyi insanların, bu mücadeleyi er yahut geç kazanacağına inanıyorum.

Kazakistan meselesine dönersek, Rusya açıktan desteğini gösterdi, öte yandan Çin’in de ülkedeki idareye desteği söz konusu. Bunları düşündüğümüzde ülkede bir değişim mümkün değil. Çünkü, değişim isteyenler açısından dünyanın en önemli iki gücü olan Rusya ve Çin’e karşı mücadele etmek son derece zor. Önümüzdeki 10 yılda bu iki devletin daha güçlü konuma gelmesi muhtemel.

Dünyanın en zengin ülkelerinden olan Venezüella benim memleketim ve bugün ülke sefalet içerisinde. Amerika tarafından gelen açık bir saldırı altında. Ben 1964’te komünist, 1975 Ekim’inde ise elhamdülillah Müslüman olmuş bir Venezüellalı olarak o tarihlerden bugüne mücadele içerisindeyim. Dünyanın birçok yerinde bulundum ve dolayısıyla pek çok konuda malumat sahibiyim. 27 yıldır cezaevindeyim ve Venezüella’ya döneceğime dair ümidimi hiç kaybetmedim. Ülkeme dönüp bugüne kadar edindiğim tecrübeyi halkımın menfaati için kullanmak istiyorum. Çünkü Venezüella, dış saldırıların yanı sıra hükümetin yapmış olduğu hatalar sebebiyle zor durumda. Bakanlara tavsiyeler verebileceğimi düşünüyorum. Bolivarcı rejimin yeni oluşturulduğu dönemlerde yaptığım bir takım tavsiyelerin yerine getirilmemesinin acısı bugün çıkıyor. Mesela 2004 yılında Venezüella’nın altın rezervinin Londra’dan ülkeye getirilmesi gerektiğini söylemiştim. Bunun yerine getirilmemesi birçok soruna sebep oldu.

Her ne olursa olsun direnişe devam etmeliyiz. Çünkü emperyalistlerin kimseye saygısı yoktur. Ben bunun yaşayan bir kanıtı olarak cezaevindeyim.

Söz ettiğim meseleler birbirinden farklı görünse de aslında temelde hepsi birbiriyle alâkalı. Emperyalizmin ve siyonizmin düşmanı olanlar bizim dostumuzdur.

Allahü Ekber!

15.01.2022