Tragedya yazmak Honore de Balzac’ın gençken hayalini kurduğu şeylerden biriydi… Honore, “Göreceksiniz çocuklar, bir gün kardeşiniz Honore’den büyük bir adamdan bahseder gibi bahsedecekler. Çoğu gitti azı kaldı…” dediğinde alaya alan kardeşleri, “selâm sana büyük Balzac” demişti. Halbuki çoğunun gittiği yoktu, henüz yolun başında sayılırdı.

Balzac’ın ilk tragedyası “Cromwell”dir. Bu deneme Madam Balzac (annesi) tarafından temize çekilir, aile dostu Dablin ve Doktor Nacqueart’ın iştirakiyle edebî bir mahkeme kurulur ve genç Honore’nin ilk çalışması hakkında tenkid ve tavsiyeler verilir. Avukatlığa sırtını dönüp, büyük bir edebiyatçı olma ihtirasıyla yanıp tutuşan Honore denemesini alır, son tashihleri yapar. Babası Bernard François Balzac, Dablin ve doktorun edebî ihtisasları olmadığından dolayı tenkidlere itiraz eder, yeni bir hakemin lâzım geldiğine dair karar verir. Balzac’ın kızkardeşi Laure’nin nişanlısı Surville, hakemlik için bir isim düşünür; eskiden Polytechnique Okulu’nda profesörlük yapmış, o sırada da Colle de France’da profesörlük görevine devam eden romantiklerin amansız hasmı, Andrieux’yü tavsiye eder. Madam Balzac ile kızı Laure, Honore’nin “Cromwell”ini (1819-1820) Andrieux’nün tetkikine bırakır. Ana-kız bilahare Andrieux ile yine görüştükten sonra hükmü öğrenmek için şaire müracaat eder. Cevap aynen şöyledir: “Birbirine bağlı olmayan bu yazıların muharriri, edebiyattan başka her şeyle uğraşabilir.” Bu alelade bir adamın dudaklarından dökülen rastgele sözler değildir. François Guillaume Jean Stanislas Andrieux döneminin iyi edebiyatçılarından biridir. Fransız İhtilâli’nden (1789) sonra 1790-1793 tarihleri arasında hâkimlik yapar, avukatlıktan gelmedir. 1793’te kargaşadan uzak durmak maksadıyla Paris’ten kaçar. 1800’de Napolyon karşıtlığını ilân eden yasada yer alan isimler arasında olduğundan, 1802’de Bonaparte tarafından uzaklaştırılır. Şiir ve dramatik metinler kaleme alır, 1814’de College de France’da profesörlük yapmaya başlar, 1829’da ise Fransız Akademisi’nin daimî sekreteri olur.

Honore, Andrieux’nün yukarıdaki tenkidini duyduğunda küplere binip, hakemin yorumlarını kat’î bir şekilde reddeder. Laure, Balzac ise Honore’nin gayesine erişmesine destek olmaya devam eder. “Madem ki tragedya yazmak elinden gelmiyor, o halde roman yazar, bu suretle gayesine erişir!”

Andre Billy’nin tesbitine göre, Balzac, 1820’lerde Anne Radcliffe’den, Walter Scott’tan ilham alıyor; “Falthurne” isimli bir roman taslağı hazırlıyor. İnsan taklit eder sonrasında ise rol aldığı şeye dönüşür. Tabiî taklit edilen söz-davranış da önemlidir. Yoksa yapmacık ve yalana dönüşmek insan için yakışık almayan bir şeydir.

Honore’nin çocukken yatılı kaldığı Vendome Koleji’nden Sautelet diye bir arkadaşı vardı, onun yardımıyla edebiyat cemiyetine atılır. Genç Honore, Sautelet vasıtasıyla kendisinden yedi yaş büyük bir genç yazarla tanışır. Aktör Resicourt’ün “başarısız bir edebiyatçı” diye tarif edilen oğlu Le Poitevin’i sıçrama tahtası olarak kullanır. Edebiyatçıları yakından tanıyan bu genç adamı yemeğe davet edip yeni ahbabıyla ilişkisini geliştirir. Kitapçılar, gazeteciler ve aktörler âlemine adım atar.

Madame Balzac, oğlu Honore’yi Paris’teki Lesdiguieres sokağından Ile’de-France bölgesinde bulunan Villeparisis’e gönderir… Ve… Genç muharririn edebi yılları, arzu ettiği şan ve şereften çok uzakta böyle başlar.

Görüş: Oğuz Can Şahin