15 Ağustos 1994’te küçük bir Fransız uçağıyla Paris’e çok uzak olmayan bir hava üssüne getirildim. Uçaktan indikten sonra bana bazı kâğıtlar gösterildi. Çok zor şartlar altındaydım; fakat son derece normal davranıyordum. Birliğin başında kibar bir çavuş vardı. Bazıları bana saldırmaya çalıştığında onlara müdahale ederek engelledi. Malum iç güvenlik birimleri içeride operasyonlar yapabiliyordu; fakat benim için bir dış operasyon yapmışlardı ve bu illegal operasyonun ardından fotoğraflarımı çektiler. Tüm bunlar olurken ben tatilde gibi davranıyordum. Aslında şartlarım kötüydü; fakat özel kuvvetler polisleri benim o halime rağmen çok daha kötüydü. Yüzlerce özel kuvvetler personeli karşılamıştı beni havaalanında. Ne yaptıklarının farkında değillerdi. Hainler tarafından sadece 50 milyon dolar için satıldım ve 27 senedir berbat şartlar altında yaşamaya çalışıyorum.

Daha sonra mahkemeye çıkarılarak yargılandım. Orada birçok şeyi izah etmeme rağmen normal süreç işletildi. Birçok davadan cezalara çarptırıldım. Tek bir şahit yahut delil olmamasına rağmen mahkûmiyet kararları sebebiyle hâlâ buradayım. Mahkemelerim hâlâ devam ediyor. Eylül’de üç günlük bir duruşmam daha olacak. Bir eylemdeki bomba el bombası mıydı, başka bir bomba mıydı minvalinde absürt bir temyiz duruşması… 1994 yılında yakalanıp o seneden beri cezaevinde olan bir kişinin uğraştığı davalar bunlar.

Daha önce tazminat cezasına çarptırıldım. Siyonist destekçisi avukatlara ve kurbanların yakınlarına verilmek üzere binlerce Euro tazmin etmeye kalktılar benden. Hatta İçişleri Bakanı daha sonra benden tazmin edilmek üzere hakkımda çıkan tazminat hükümlerini bakanlığın bütçesinden karşıladı. Neredeyse 1 milyon euroluk bir tazminattan bahsediyorum. Siyonist, yozlaşmış hâkimlerin verdiği kararlar.

27 senedir cezaevindeyim ve beni savunan avukatlarım var. Başta Isabelle Coutant Peyre harika bir avukat. Kendisiyle yıllar önce evlendik. Şu anda birbirimizin yakın arkadaşıyız. Kendisi son derece vefalı bir insan. Beni müdafaa ediyor olmasından dolayı bugüne kadar birçok zorlukla karşılaştı. Buna rağmen direndi. Katolik olmasına rağmen benim dışımda da birçok Müslüman siyasî tutsağı müdafaa eden cesur bir kadın. Ayrıca Türk avukatlarım var, mümkün oldukça beni görmeye geliyor, duruşmalarıma katılıyorlar. Şartlar gerçekten hiç de kolay değil, bilakis son derece zor. Avukatlarım bana sadece manevî olarak değil maddî olarak da destek veriyorlar. Bu nasıl izah edilebilir ki? Benim ödeme yapmam gerekirken onlar bana para veriyor.

Bu şartlar altında yaşamaya devam ederken diğer yandan bazı provokasyonlarla da karşılaşıyorum. Cezaevinde olduğum 27 senenin 10 senesinde ışıkları kullanmak suretiyle uyumama müsaade etmediler. Her yarım saatte bir uyanmak zorunda bırakıldım. Bu şekilde baskı altında tutuldum. Öte yandan şeker hastalığım da beni zorlayan başka bir unsur oldu.

Allah’a inanıyorum ve mücadeleye devam ediyorum. Bu sistem insanları yok etmek üzere, insanları fakir bırakmak üzere kurgulanmış bir sistem. Ümidim o ki bu sistemin sonuna geliyoruz.

Afganistan’da Müslümanlar tekrar iktidarı ele aldı. 20 yıl boyunca ABD ve onların uşaklığını yapan müttefikleri tarafından yapılan katliamların ardından emperyalistler büyük bir hezimete uğradılar. Tüm imkânlara rağmen kazanamadılar. Artık Müslüman savaşçılar ülkenin tamamında kontrolü ele geçirdi. Sovyet işgali döneminden beri ülkede kargaşa devam ediyordu. Şimdi Taliban’ın iktidarıyla birlikte her şeyin daha iyi olacağı kanaatindeyim.

Hayatta kalmaya çalışıyorum, direnmeye devam ediyorum. Prensiplerimden asla taviz vermedim veya değişikliğe gitmedim. 71 yaşındayım, buradaki en eski tutsağım ve tabiî olarak bir takım sağlık problemlerim var. Bunlara rağmen sürekli pozitif bir mahkûmum. Yine de evime dönmek ve Bolivarcı devrime yardım etmek için sabırsızlanıyorum. Çok zor durumda olan ve direnen memleketime fayda sağlayabileceğimi düşünüyorum. Ülkemde insanlar çok fakirleşti. Benim ailem fakir değil; fakat halk berbat bir vaziyette. Direniyorlar ve neticede kazanacaklar.

27 senedir cezaevindeyim ve artık yaşlandım. Küçük kızım 17 Ağustos’ta 38 yaşına girecek. Bu süreçte benimle dayanışma içinde olan herkese teşekkür ediyorum. Türk avukatlarım ve gönüldaşlarım da yıllardır benimle dayanışma içinde. Mücadeleye devam edeceğim ve asla pes etmeyeceğim.

Allahü Ekber!

14.08.2021

Görüş: Çakal Carlos