Venezüella’da, Arap âleminde, Türkiye’de, İran’da ve dünyanın geri kalanında değerlendirilmeye değer hadiseler yaşanıyor. Ben İran’da neler olduğundan bahsetmek istiyorum.

İran İslâm Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Humeyni, ben Irak’tayken orada faaliyetlerde bulunuyordu.

Irak yönetimi, Şah’ın talepleri sebebiyle Humeyni’yi Irak’tan gönderdi. Kanaatimce bu büyük bir hataydı. Bu adam Fransa’ya gitti, oradan da İran’a gelerek iktidarı elde geçirdi. İran devriminin lideri oldu.

Şiilerle itikadi bakımdan keskin farklılıklarımız var; fakat şunu kabul etmeliyiz ki, İslâm dünyasındaki tek devrimci rejim Şii İran rejimi. Saddam, İran’a karşı savaştı, bu savaşa Saddam’ı ABD ve onun kontrolündeki Suud sürükledi ve Saddam’ı kullandılar. Şiiler ile ideolojik ve itikadî farklılıklarımız olabilir. Siyonizme karşı Filistin davasına destek veren Yahudiler var, sadece Yahudi oldukları için onlara düşmanlık etmiyorsak, sadece Şii oldukları için de İranlılara düşmanlık etmemeliyiz. Mesela, Türkiye’deki Yahudilerin de çoğu Siyonist değil.

İran’a dönersek, Humeyni öldükten sonra ülkede iktidara çok farklı isimler geldi. Bu kişiler arasından İran’ın en iyi Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’dı. Beni alakadar eden bir şey söylemek istiyorum. Eşim Avukat Isabelle Countant Peyre İran elçiliğinin avukatıydı. Daha sonra İran hükümetinin avukatlığını da yaptı ABD’ye karşı. Amerikalılar bazı yalan-yanlış bilgiler yayınlayarak manipülasyon yapıyordu. Avukatlık yapması sebebiyle ABD’ye girişi yasaklanmıştı. Amerikalı emperyalistler bunu her zaman yapıyor.

Mahmud Ahmedinejad’ı hayatım boyunca hiç görmemiş olmama, dolayısıyla şahsi olarak tanımamama rağmen bana desteklerini bildirmişti. Ahmedinejad, önümüzdeki günlerde İran’da yapılacak seçimler için aday olduğunu açıklamış ve adaylık başvurusunda bulunmuştu. Adaylığı sebep gösterilmeksizin reddedildi. Başvurusunun kabul edilmemesini protesto ediyor. Muhafız Konseyi Ahmedinejad’ın adaylığını onaylamadı. Onun aday olmasını kim istemiyor, aday olmasından kim korkuyor? Gerçekten enteresan şeyler oluyor.

İran, büyük bir ülke ve köklü bir milleti var. Binlerce İranlı salgın dolayısıyla hayatını kaybetti. Hükümet ne yapıyor? Hiçbir şey… İran’ın daha iyi ve yeni bir hükümete sahip olması gerekiyor; fakat buna izin vermek istemiyorlar. Bu çok garip. Devlet ve rejimin önemli isimleri Ahmedinejad’ın aday olmasına müsaade ederse seçilecektir; çünkü o halk arasında itibarı olan popüler bir adam. Halkın içinden ve halkı müdafaa ettiği düşünülüyor; fakat onun seçime katılmasına müsaade edilmiyor, hakkında manipülasyonlar yapılıyor. Umarım Ahmedinejad cumhurbaşkanı adayı olabilir. İran halkı seçimlerde hür iradelerini ortaya koyabilmelidir.

Mevcut İran rejimi, Suriye’de faaliyet gösteriyor; bu İran’ın menfaatlerine hizmet ediyor. Esad rejimi iyi bir yönetim olmamasına rağmen İran’ın orada olmasından dolayı devrilemedi. İran, Suriye’de İslâmcı bir devlet olmasını ve onun kendisi için doğuracağı problemlerle uğraşmayı istemiyor. Bu savaş dolayısıyla Suriye’nin büyük bir kısmı harabeye döndü. Baasçı olmayan bazı kişiler de Esad’ı destekledi. İsrail, ABD ve Fransa’nın bu savaşın başlamasına manipülasyonlarla sebep oldular. Silahlı gruplar manipüle ettiler, bunun için Kur’ân’ı ve İslâm’ı kullandılar. Şimdi bölgede diğer ülkelerin askerleri bulunuyor. Irak-Suriye sınırında Fransa’nın da askerleri var ve sorunlara sebep oluyorlar.

Şiiler ile yazılı olmayan bir anlaşmamız var. Türkiye’de Müslüman Kardeşler ideolojisine yakın bir hükümet var. Siyonistler ve emperyalistler Türkiye’deki bu iktidarı yıkmak, Erdoğan’ı öldürmek istiyorlar. Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en iyi devlet başkanı. Allah’ın yardımıyla iktidarda ve hayatta kalabilmeyi başardı. Başına birçok kötü şey geldi, akabinde halk için iyi şeyler yapıldı. Bir takım ideolojik farklılıklarına mukabil Erdoğan doğrudan İran’a karşı değil. Kanaatimce İran ve Türkiye aynı tarafta. Esasında bu çok enteresan bir vaziyet.

Eğer ki Ahmedinejad aday olabilirse seçilecektir ve bu İran için daha iyi olacaktır. İran’da hükümet gerekli tedbirleri alamadığı, halkını koruyamadığı için salgın sebebiyle birçok insan hayatını kaybetti. ABD ile İran arasında nükleer silah üretme çalışmalarıyla alakalı düzenleme tartışmaları var. Almanya da bu işin içerisinde. İran, en iyi şartlar içerisinde barış yapmak zorunda. İran içinde bulunduğu karmaşık siyasî atmosferden ancak böyle çıkar.

Neler olduğunu tam olarak bilemiyorum; fakat dışarıdan bakıldığında vazifesi Şii devrimini korumak olan Devrim Muhafızları, son zamanlarda hızla demokrasinin uygulanmasını önlemek için kullanılan bir kuruma doğru dönüşüyor. İran’da Araplarla iyi geçinecek, Filistin davasına sahip çıkacak, Türkiye ile dost olacak bir yönetim gerekiyor.

Tüm Arap hükümetleri ne yazık ki dışarıya bağımlı. Mesela Suriye kimsenin ajanı olmasa bile Rusya’ya bağımlı. Rusya’nın müdahalesi olmasa Suriye hükümeti orada olamazdı. Bu bir gerçek, hiçbir Arap yönetimi bağımsız değil. Yemen’de Suudiler tarafından provoke edilen savaş devam ediyor. Yemen’deki hainler ülkeyi Suudi Arabistan’ın bir kolonisi haline getirme ümidi taşıyorlar. Suudi Arabistan tahtının varisi olan yozlaşmış adam İsrail’in bölgedeki en yakın müttefiklerinden. Mukaddes beldelerimiz Mekke ve Medine’nin sınırları içinde bulunduğu ülkenin yönetimi İsrail’i destekliyor. Resmî olarak İsrail’i tanımasalar dahi İsrail’i açıkça desteklemekten çekinmiyorlar. Diğer Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini geliştirmesine yardım ediyorlar. Türkiye, daha önce İsrail ile ilişkileri çok iyi bir ülke olmasına rağmen Erdoğan’ın döneminde menfaatine aykırı olmasına rağmen belirli meseleler sebebiyle İsrail ile ilişkiler kopma noktasına geldi. Mavi Marmara saldırısı mesela…

İran’da ümid ediyorum daha iyi ve devrimci bir hükümet iktidara gelir. Bu sadece İsrail ile savaşmak ile alakalı değil, İran halkının daha iyi bir hayat yaşaması için gerekli. İran halkının iyi bir liderliğe ihtiyacı var.

Türkiye’de İslâmî bir rejim kurulması gerekiyor. Neler olacağını bilmiyoruz, her şeyin olma ihtimali de var; fakat biz Allah’a inanıyoruz ve inancımız gereği ümitsizliğe kapılmıyoruz. Neticede iyi, dürüst, sadık insanlar, gerçek Müslümanlar kazanacak. Siyonistlerle ve Amerikan emperyalizminin ajanlarıyla hesaplaşılacak. Şundan eminim ki, Gönüldaş Erdoğan, ne kadar hata yapsa da, Müslüman Kürtlerin çoğunun da desteğini arkasına alarak sınırlarında barışın tesis edilmesini sağlayacaktır.

Emperyalistler Türkiye’den çok korkuyor; çünkü Türkiye onların diledikleri gibi yayılmasına mâni oluyor. Mesela Türkiye, Fransa’da cami yaptırmak istediğinde yer yerinden oynuyor, Türkiye’nin içişlerine müdahale edeceğini filan söylüyorlar. Oysa Suudiler camii yapsa hiç problem çıkmıyor. Gerçek Müslümanlar, Türkler Avrupa’nın en büyük camiini yapmaya kalkınca hemen sabote ediliyorlar.

Emperyalistler asla kazanamayacak; fakat insanlar acı çekiyor. Ben, Müslüman olduğunu iddia eden hainler yüzünden cezaevindeyim. 50 milyon dolar karşılığında Amerikan emperyalizmine teslim edildim. Suudi Arabistan kraliyet ailesinden Sudan devlet başkanına gelen 50 milyon dolar karşılığında, Sudan’ın hain devlet başkanı beni emperyalistlere teslim etti.

Allahü Ekber!

05.06.2021

Baran Dergisi 752. sayı