Yarın (21 Kasım 2021) Venezüella’da uzun zaman aradan sonra seçimlerin yapılacak olması güzel. Seçimlerin ilk turunda, hükümet üyelerinin bütün hatalarına rağmen, mevcut iktidar yine oyların çoğunluğu elde edecektir. Venezüella, kırılgan yapıya sahip bir ülke olmasına karşın son derece modern bir seçim sistemine sahip. Bu sistem seçimlere müdahale etme ihtimalini ortadan kaldırıyor. Zaten bilindiği üzere uluslararası kuruluşlar, seçimlerde gözlemlerini ve her türlü kontrolü istedikleri gibi yaparak paylaşıyorlar. Buna mukabil ABD, ülkeyi harabeye çevirmeye devam ediyor. Bu izah edilebilir bir şey değil. Seçimlerin Venezüella’daki kadar serbest ve güvenli şekilde yapıldığı başka bir ülke yoktur. Türkiye de dahil hiçbir ülkede daha güvenli seçim yapılamaz. Elbette bizim tarafımızda, halkımızın yanında olmasalar da seçimler tamamen uluslararası kuruluşların kontrolünde yapılıyor. Buna rağmen ABD’nin Venezeülla’ya karşı saldırıları, Amerikan hükümetinin değişiminden sonra da aynı şiddette devam ediyor. Ayrıca Venezüella, İsrail ile ilişkileri kesen tek ülke olmamasına rağmen sonradan İsrail’i tanımayan tek ülke.

Mevcut hükümetin en büyük hatalarından birisi benim 27 yıldır Fransa’da hapishanede tutulmama göz yummaları. Daha önce benim buradan kurtulmam için teşebbüste bulunamamaları hakkında konuşmuştum. İşin korkunç tarafı aleyhimde hiçbir delil ve şahit olmamasına rağmen bu konuda bir teşebbüste bulunulmaması. İlk duruşmamda meşhur Fransız hakimlerden biri benim cezalandırılmamı reddetmişti. Ne bir şey yememe, ne içmeme, ne tuvalete gitmeme müsaade edilmeyen, sadece karanlıkta beklediğim günler yaşadım. Bütün dünyada binlerce insan benim gibi terörle mücadele sistemi çerçevesinde gerçekleştirilen yargılamalara muhatap kaldı. Son derece zor şartlarda mücadeleme devam ediyorum. İyi avukatlarım var. Ziyaretime gelenler oluyor.

***

Dünyadaki sıkıntıların temelinde Siyonist İsrail devletinin varlığı yatıyor. Suudi rejimi Siyonistler tarafından yönetiliyor. Mukaddes beldelerimizin güvenliği dahi Siyonist bir şirket eliyle sağlanıyor. İslâm dünyasında daha önce hiç görülmemiş bir işgal bu. Arap rejimleri mukaddes Filistin topraklarını işgal eden İsrail ile işbirliği yapıyor.

ABD’nin dahi bağımsız bir ülke olduğunu söylemek mümkün değil, çünkü onlar da Siyonistler tarafından yönlendiriliyor. Evet ABD, çok güçlü, her yerde askerleri var, bankacılık sistemi ve parayla her yere girmiş durumda; İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dolar dünyanın en önemli para birimi oldu ve hâlâ öyle. Fakat ABD’dekilerin neredeyse hepsi dünyadaki özel bankaların ise neredeyse yarısı Yahudilerin elinde. Esasında dolar da ABD’nin olmaktan ziyade özel bir para birimi ve seçilen FED başkanları dahi her zaman Siyonistlerden olmuştur. Nesiller uyuşturucuyla, alkolle, cinsî cihetle yozlaştırılıyor. Fransa’da da ne yazık ki vaziyet böyle. Fransa hukuk sisteminde görevli memurların birçoğu farklı cinsi yönelimlere sahip alkolikler.

Siyonistler, Türkiye’ye saldırıyorlar, Erdoğan’ı indirmeye çalışıyorlar. Türkiye Müslüman bir ülke. Elbette birtakım problemleri var. Her zaman belirttiğim gibi Kürt meselesi bunların başında geliyor. Kürtlerin haklarına saygı gösterilmeli; siyasette olmaları sağlanmalı. Çünkü Türkiye, siyonizme ve emperyalizme karşı mücadele için herkesin ülkesi olmalı. Türkiye’de Ermeniler, Rumlar, Araplar ve diğer milletlerden insanlar da yaşıyor. İstanbul merkezli bir hükümet etrafında başta Türkler olmak üzere sadece Türklere ait olmayan bir rejim kurulmalı.

Her yerde aynı problemler var. Venezüella’da ordu tarafından gerçek bir devrim yapıldı, bazıları legal şekilde hükümete girdi. Bu kişilerden bazıları hayatını kaybetti. Daha önce kargaşanın hâkim olduğu ülkede Chavez döneminde istikrar yakalanırken sonrasında yine kaotik bir dönem geldi. İnsanların birbiriyle mücadelesi sorunlara sebep oldu. Öte yandan Kolombiya ile de sorunlar yaşanıyor. Elbette Türkiye ile Venezüella’nın şartları aynı değil; fakat benzerlik gösteriyor. Türkiye’nin Suriye sınırında büyük sorunları var ve bu savaşın mutlaka sona ermesi gerekiyor. Büyük bir mülteci krizi yaşanıyor ve bu krizde tüm dünyayı etkiliyor. En çok da masum savunmasız insanlar bunun acısını çekiyor. Orta Doğu’dan insanlar Avrupa’ya göç etmeye çalışıyor. Diğer taraftan Latin Amerika’dan milyonlarca insan ABD’ye göç etti ve etmeye devam ediyor. Daha önce çalışacak insan arayan ülkeler ekonomik şartlar sebebiyle topraklarına göçmenler girmesin diye çaba sarfediyor.

***

Doğu’da ilk Hıristiyan kilisesini kuran Ermeniler tarihte çok acı çektiler. Şimdi bir devlete sahipler; fakat Azerbaycan ile sıkıntıları, Sovyetlerin çökmesiyle ortaya çıkan sorunları hâlâ devam ediyor. Aşırılıkçı Ermeniler meseleleri köpürtüyor, bu hususta başı da Ermenistan başbakanı çekiyor.

***

Bütün karışıklıklar içinde siyasî bir mahkûm olarak mücadeleme devam ederken Fransa’nın Siyonistlerden hürriyetini kazanmasını ümid ediyorum.

Allahü Ekber!

20.11.2021

Baran Dergisi 776. sayı