Giresunlu David Keynes, aradan beş sene geçtikten sonra hakkında açılan soruşturmadan haberdar olarak tâ Amerika’dan kalkıp İstanbul’a geliyor ve “devletin şefkatli kollarına” teslim oluyor, malum. Geldiği gibi de askerî mahrem imam olduğundan bahsedip (görmediğimiz ama okuduğumuz) itiraflarda bulunuyor.

Fetöcüler panik oldular, onlar da “manyak mı bu, niye geldi?” diye vaveylaya başlayıp, önlerini görmeye çalışıyorlar. Bu, iyi. Paniklesin haysiyetsiz sefihler.

Kulislerde bin dedikodu dolaşır, YAŞ filan gibi şeyler de yaklaşırken, 9 Haziran’da olup bitmiş meselenin Temmuz sonu “sızdırılması”ndaki gaye maksat ve amaç’ın vizyon’el misyon’u nedir diye kafa yoranlar da vardır muhakkak.

Background’u acayip bir hadiseyi, sadece “işte David de itiraf etti, Bylock örgüt uygulaması imiş, şiştiniz mi!” kolaycılığında bakanlar elbette ve her zamanki gibi çoğunlukta ve bayağı gürültü yapıyorlar.

***

TRT spikeri Ersoy Dede bir yazı yazmış 31 Temmuz (2016)’da; “ByLock'çu Keynes'ten, 60 bin kişinin ismini perdelemesini kim istedi?” başlıklı yazıdan anladığım, Dede bu David’in ifadelerini okumuş. Lucky Dede; şanslı Dede bu hususta yani. Ne mutlu ona.

Yazısının başında şöyle diyor Lucky Dede:

“- ByLock şifreli haberleşme programı, FETÖ terör örgütü üyeliği bakımından tartışmaya yer bırakmayacak kadar net bir delil olma özelliği taşıyor. Kimin telefonunda ByLock varsa o bir FETÖ'cüdür. Nokta... Bakmayın 15 Temmuz sonrası bazı isimlerin birilerini korumak adına yaptığı tezvirata. Telefonuna ByLock yüklü olan kişi, FETÖ terör örgütü üyesidir… Ben demiyorum... Yargıtay 16. Ceza Dairesinin (24.04.2017 tarih gün ve E.2015/3, K. 2017/3 sayılı) kararında yazıyor; "... haberleşme içeriklerine ulaşılamasa bile, 'ByLock' programının cep telefonuna yüklenip kullanılması FETÖ/PDY üyeliği için yeterlidir. ... Bu programla yapılan görüşme içeriklerine ulaşılması halinde ise, görüşme içeriklerine göre sanığın örgütte sahip olduğu konumun, sıfatın, yönetici mi yoksa üye mi olduğunun tespit edileceği, bu tespitin yapılamadığı yerde üyeliğin kabul edileceği görüşü benimsenmiştir..." ... Kararın tek istisnası, dairenin verdiği bir bozma kararı. (25.06.2020 tarihli). Orada da daire, bir kişinin telefonuna, örgüt üyesi bir başkası tarafından programın yüklendiğini söylüyor. Fakat bu da çok istisnai bir durum.” (1)

TRT gibi bir ciddi kurumun spikerinin birtakım bilgilerden habersiz olarak “net, nokta” gibi “kesin” ifadesiyle dahi örtüşmeyen bir hafiflikte yazı kaleme alması, “en basit tabirle talihsizliktir” herhalde!

Bylock, sanal mağazada bulunan ve HERKESİN indirebildiği bir uygulama olduğuna göre, bu nasıl bir örgüt?!

“Efenim şimdi indirmekle olmuyor ki sadece, sonra şifre gerekiyor” goygoyu bile “indir”menin HİÇBİR ŞEY demek olduğunu göstermiyor mu zaten?!

Bu memlekette Kuran-ı Kerimlerin toprağa gömüldüğü dönemler oldu! Kitap varsa, niye, nasıl demeden başınız yanacak! Evinde yakalanırsa en azından ya dayak yiyecek ya sürgüne gidecekti müslümanlar. İndir’mek örgüt delilidir diyenler ki Lucky Dede sadece “içeriğini” de bilmeden terennüm edicisi bunun, kimlerin izinden gidiyor, belli değil mi? Ve hem İstiklal Mahkemelerinden şikâyet et hem de aynını (bilerek/bilmeyerek) yap, tezat değil mi?

Bu ülkede, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen, “Kumandan Mirzabeyoğlu” dedi diye insanlara HALA dava açılıyorsa, sadece “indir”menin örgüt üyeliği delili olduğunu söylemek zor değil elbette! Acı olan Lucky Dede arkadaşın, Mirzabeyoğlu davası hakkındaki tavrını bilmemize rağmen “böyle” yazabilmesi!

Bylock’u başa “böyle” bela eden, YBG’ndaki sosyal demokrat/tırsak sosyalist* eğilimli şişman arkadaş! Ele geçirilişi sorunlu olsa da, istihbarat kaynağı olarak kullanılabilecek bir yan delili (2. derece), akla havsalaya sığmaz bir takdim ve İstiklal Mahkemeleri hakimleri edasıyla ÇÖPE ATTI, kimse buraya bakmaz ama!

İfadeleri okuyabilmesi sebebiyle Lucky Dede dediğim arkadaş da işte bu tırsak sosyalist öznenin dediklerine uymaktan başka bir şey yapmıyor tabii.

Ama okumalı. Okusaydı, o bahsettiği Yargıtay kararından sonra çıkan kararları da görürdü. Okusaydı, sanal mağazada satılan uygulamanın “indir”mekle örgüt üyeliğine delil olamayacağını da görürdü.

İstiklal Mahkemelerini unutmuş olabilir ama AİHM’nin daha taptaze, sıcacık kararını da okusa, görürdü:

“- Aralarında Türk bir yargıcın da bulunduğu 7 kişilik mahkeme heyeti, Akgül'ün 17 Ekim 2016'da tutuklanması olayında "ByLock uygulamasının sadece Gülen hareketi tarafından kullanıldığı sonucuna varılamayacağını ve söz konusu aplikasyonu kullanmanın da iddia edilen suçların işlendiğine dair makul şüphe oluşturmadığı" görüşüne vardı.” (2)

Hadi AİHM bu, hani memleketimizin düşmanı, kaale almayalım, peki; lakin Lucky Dede’nin “telefonuna ByLock yüklü olan kişi, FETÖ terör örgütü üyesidir.” cümlesinin YANLIŞ olduğu 27 Aralık 2017’den beri Ankara CBS açıklamasıyla bir hakikat olarak ortada!

Kastettiğiniz meşhur “Morbeyin” hadisesi. Tırsak sosyalistin korkusundan mı yoksa dosyaya vakıf olmadan karar vermekten mi veyahut başka sebebi var mı bilemeyiz, zaten dosyada bulunan MİT yazısına rağmen “Bylock varmış, al sana 6/9, gir içeri pis Fetöcü!” diye kararlar verilirken, uyanık avukatlardan bir ikisi bu MİT evrağından tivitır sayesinde haberdar oluyor ve haklı olarak dilekçeler veriyor. Kabahat, savcı ve hakimlerde ama! Neyse, bu durum üzerine Ankara CBS da açıklama yapıyor o tarihte:

“- MİT ve BTK'da yapılan teknik incelemelerde, uygulama sunucularıyla bağlantısı tespit edilen bazı GSM hatlarının, bu bağlantılarının hemen öncesinde FETÖ mensuplarınca geliştirildiği değerlendirilen Mor Beyin gibi uygulama sunucularına yönlendirilmiş oldukları yönünde bilgilere ulaşılmıştır.

Gerçekleştirilen detaylı inceleme neticesinde bağlantı veri parametreleri bakımından benzer özellikler taşıyan 11.480 GSM numarasının kullanıcıların iradeleri dışında ByLock IP'lerine yönlendirilmiş oldukları tespit edilmiştir.

Bu kullanıcıların, gerçek ByLock kullanıcılarının tespitini güçleştirmek ve FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak amacıyla örgüt mensubu yazılımcılar tarafından geliştirilen uygulamalarla bilinçli olarak bylock.net alan adına yönlendirilmiş oldukları yönünde bilgiler elde edilmiştir. Bu karartmayı yapan şüpheliler hakkında başsavcılığımızca 2017/44433 sayılı dosya üzerinden başlatılan soruşturma da devam etmektedir.”

Demek ki “indir”i delil kabul etsek, bu 11.480 kişi boş yere ceza alacak! Fakat burada yine “indirme” öne çıkıyor, sunucu tarafından yönlendirme planlı yapılan (adama göre yani!) bir şey değil, kim girerse o esnada herkese denk gelebilir. O halde yapılacak iş, indir’meye değil “mesaj içeriği”ne odaklanmak olmalı herhalde! Ama gördüğünüz gibi tırsak sosyalist öyle bağlamış ki, bir adım ötesi ve mantıklı, hukuki adımı kimse atamıyor! AİHM de basıyor cezayı tabii!

***

Lucky Dede’nin Bylock hakkındaki yanlış bilgilerini bir kenara koyalım, yazının içine girelim:

“- Mesela şu anda bülbül gibi öten bu arkadaşın vereceği ilk bilgi şu olmalı; İsmail Saymaz üzerinden korumaya çalıştığı kişiler kimlerdi.” diyor Dede.

İnsan hayret ediyor gerçekten yukarıdaki cümleyi okuyunca! Giresunlu David beş sene sonra soruşturma açıldığını duyunca koşup gelsin, kimsenin haberi de olmasın, üstelik yargılanmaya başlasın, yanında belki Bylock arşivini de getirmiş olsun ve bugüne kadarki “hukuki pürüzlerin” sonu gözükmüş olsun, Lucky Dede’nin derdi İsmail Saymaz olsun‼️

En ön sırada Ergenekon davalarına ilişkin polis ve savcıların “akılalmaz bazı iddiaları” üzerinden yazılar yazanlar arasında olmasına rağmen, aynı dönemde aynı şekilde davranan İsmail Saymaz’ın haber kupürlerini koyarak “Fetöcü” imasında bulunsun!

Lucky Dede arkadaş bakın ne diyor yazısında:

“- Hatırlayın biz bu FETÖ'cüyü ilk olarak, 15 Temmuz'dan 3 ay sonra (23 Ekim 2016) Hürriyet gazetesinde yayınlanan mülakatta tanıdık. İsmail Saymaz adını ve tipini gizledi. Ve onun üzerinden yargıya bir mesaj taşıdı. (26 Ekim 2016) Gelin hafızamızı tazeleyelim şimdi. Bu Fetöcüyle görüşmek için on binlerce kilometre yol kat ederek ABD'ye giden İsmail Saymaz şu bilgiyle dönmüştü;

- ByLock 600 bin kişi tarafından indirilmiş.

- Bu 600 bin kişinin %90'ı Cemaat (terör örgütü) mensubu.

Buradaki 'cemaat' Saymaz'ın kullandığı ifade…

İsmail Saymaz bu bilgileri İstanbul'da savcıya verdi. Ve böylece 60 bin kişinin, telefonunda ByLock çıktığı halde FETÖ'cü sayılmaması gerektiği yönünde bir veri oluşturmuş oldu. 60 bin kişi... Bu sayıyı (kendi ifadesiyle) 15 Temmuz'a kadar yazılımının FETÖ terör örgütü tarafından kullanıldığını bilmediğini söyleyen David Keynes uyduruk isimli FETÖ'cü terörist nereden biliyor?.. Yani indirilme sayısını biliyor elbette fakat indirenlerin kim olduğunu, kim olmadığını nereden biliyor?... 60 bin kişi... Bu adamın 23 Ekim 2016'daki tek mülakatıyla derin bir nefes alan o 60 bin kişi kim?... Bu sayıyı kendisine kim telkin etti?…”

İsmail Saymaz’ın Giresunlu David ile Newyork’da yaptığı röportajdan (3) bula bula bunu çıkarıyor ise bir gazeteci, ortada bir problem, bir takıntılı problem vardır herhalde!

O “60 bin” rakamı da onun anladığı gibi değil! “Kırk fırın ekmek yemen lazım!” lafındaki “kırk/40 fırın ekmek” ne demekse, “indirenlerin yüzde 90’ı cemaatten” de öyle! 600 bin kişi indirmiş ya Bylock’u, “büyük çoğunluğu” manasına “yüzde 90” denmiş, eh, yüzde 10’u da 60 bin tabii‼️

İsmail Saymaz’a yüklenmelerinin temel saiki, “15 Temmuz’da Bylock ile haberleştiler, işte mesajlar!” diye kopardıkları vaveylanın, o röportaj ile çöpe gitmiş olması olabilir mi?

Sadece Lucky Dede arkadaş hırslanmadı İsmail Saymaz’a elbette, Cem Küçük o röportaj üzerinden hem de mevzudan hiç haberdar olmadığını açık eden ifadelerle yüklendi!

“- Tek kelime İngilizce bilmez ABD’ye gidip yabancı istihbaratın tetikçiliğini yapar sonra gazeteciyim der.” (4)

İngilizce bilmesine gerek olmadığı röportajdan da anlaşılmalı herhalde; Giresunlu David zaten Türk!

Cem Küçük bunu yazarken ertesi günü, 26 Ekim 2016’da İsmail Saymaz tanık olarak ifade verdi:

“- Bu röportajı yapmaktaki kastımız, ByLock Türkiye'de FETÖ bağının en önemli delili olarak görünüyor. Biz bu bağa ilişkin en açık, en inandırıcı ve somut delili bulduğumuz düşüncesiyle hareket ettik. ByLock'un örgütsel haberleşme amacıyla kullanıldığını birinci ağızdan tespit ettik. Bu yönüyle iddia edildiği gibi soruşturmaya gölge düşürmek değil, büyük bir katkı koyduk.” (5)

İsmail Saymaz gitmiş lisans sahibi ile görüşmüş, dediği gibi “yüzde 90 cemaat” lafını almış, bu arkadaşlar tebrikler diyeceklerine üzerine yürüyorlar; acayip’ül garaib! Ve dikkat, İsmail Saymaz, “Bylock’un örgütsel haberleşme” için kullanıldığını doğruladık da diyor ama arkadaşlar tatmin olmuyor!

Saymaz’ın ifade verdiği gün, Giresunlu David, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar’ın makamını telefonla arayarak “bilgi” veriyor ve bu da imzalı zabıt/tutanak haline getiriliyordu. Bunu ne zaman ve nereden öğreniyoruz? Bugün ve Lucky Dede gibi arkadaşların tamamına vakıf olup bizim damla damla basına düşen Giresunlu David’in ifadesinden!

“- Türkiye’ye gelerek teslim olan ve hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan ByLock’un lisans sahibi David Keynes’in, 26 Ekim 2016 tarihinde dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar’ın makamını telefonla arayarak, Kars Üniversitesi’nden bir öğretim üyesinin kendisini Devlet Denetleme Kurulu’nda (DDK) çalışan Talip isimli kişi ile görüştürdüğünü söylediği ortaya çıktı. Keynes, Türkiye’ye geldikten sonra savcılıkta verdiği ifadesinde ise yanlış anlaşıldığını öne sürerek bu bilgiyi düzeltti.” (6)

Daha da ilginç bilgiler var. Meğer Giresunlu David gelmek istemiş!

“- Bana güvence verirseniz gelip ifade vermek istiyorum” dedi. Savcılık ise Keynes’e, adliyelerin halka açık olduğu, gelip istediği konuda belge ve bilgi verebileceği söylendi. Keynes’e ayrıca New York'ta ve Washington'da bulunan yetkili ataşelerle görüşebileceği bilgisi verildi.”

Aynı gün Giresunlu David CHP’li idareci ve vekilleri de aramış, mail at demişler, o da yazıp göndermiş “Bylock mevzusunu”, bakmışlar, okumuşlar, sonra da savcılık ve emniyete göndermişler maili!

İlginç değil mi? Savcıya güvence verin geleyim her şeyi anlatayım diyor Giresunlu David, CHP’ye de ulaşıyor ama kimse ilgilenmiyor!

Oysa Giresunlu David çok duygusal veya kullanışlı bir eleman; Hikmet Çetinkaya’nın 1990’ların sonundaki kaynağı imiş mesela!

Şöyle düşünün: O dönem gelse, yanında -lisans sahibi ya- Bylock’un tüm verilerini getirse, Bylock üzerinden yaşanan kargaşa engellenmez miydi? Ama yine Saymaz’ın yazısıyla öğrendik ki, 15 Temmuz’dan aylar önce Bylock’u “çözen” istihbarat kurumları ve üzerinde çalışan savcılara rağmen, Giresunlu David 15 Temmuz darbesi esnasında Türkiye’de olmasına rağmen yakalama çıkarılmıyor ve Ağustos ortasına doğru uçağa binip Amerika’ya dönüyor! Saymaz’a hararetli karşı çıkışın sebebi, bunu röportaj ile duyurması olabilir mi?

Bilmiyoruz tabii. Lucky Dede ve başka Lucky’ler gibi olmadığımızdan, “besleyen” birileri yok BİZİ ve basına düşen kırıntılar üzerinden yürüyoruz. “Bilmediğin o kadar çok şey var ki, bilsen bunları yazmazsın!” denilebilir.

Tabii ki cehennemin dibine kadar yolu var o lafın! Hukuki bir mevzunun “bilmediğimiz” tarafı mı olur?! Mahkeme ve AİHM kararları ortada; bilmediğimiz bir şey varsa, SAKLANANdır o ve işi daha da karıştırır. Milletin diline düşen, “4 bakan, 40 milletvekili” lafı, bu saklamalardan dolayı ortaya çıkmıyor mu? Bylock’da “içeriğe” bakılsa, indir’mek kaale alınmasa, bu lafları çıkarabilirler mi?

***

Bütün bunlara rağmen, Giresunlu David niye geldi ve gizlendi ve Ağustos başında tutuklandığı sızdırıldı, bunun cevabı yok. Sadece hırs, inat, gruplaşma ve nefretle yazılmış “sade suya tirit” yazılar mevcut.

Cevabını yakında öğreniriz elbette.

Kaynaklar:

*Tırsak sosyalist tabiri, sosyal demokrasinin kök itibariyle sosyalizm ile olan irtibatına binaendir; silahlı propaganda yerine, Ecevit’in “anahtarı çevirmek” benzetmesine naziredir.

1) https://m.star.com.tr/yazar/bylockcu-keynesten-60-bin-kisinin-ismini-perdelemesini-kim-istedi-yazi-1643092/

2) https://tr.euronews.com/2021/07/21/aihm-bylock-kullan-c-s-olmak-tek-bas-na-makul-suphe-olusturmaz

3) https://www.hurriyet.com.tr/gundem/iste-by-lock-david-keynes-40257030

4) Cem Küçük’ün 25 Ekim 2016 tarihli tivitleri.  https://140journos.com/bylock-haberini-yapan-i%CC%87smail-saymaza-cem-k%C3%BC%C3%A7%C3%BCk-ten-tepki-f4d918829d6d

5) https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2016/10/26/gazeteci-ismail-saymaz-ifade-verdi

6) https://www.gazeteduvar.com.tr/bylockun-lisans-sahibi-keynes-ilk-ifade-tutanagi-icin-yanlis-anlasilarak-yazilmis-dedi-haber-1529940

Görüş: İbrahim Haceviç