27 Ağustos 2021 itibariyle Filistin direnişinin efsane liderlerinden, liderlerimizden Ebu Ali Mustafa’nın suikasta uğramasının üzerinden tam 20 sene geçti. Filistin parlamentosunun seçilmiş bir milletvekili olan Mustafa, FHKC’nin de genel sekreteriydi. İsrail roketleriyle ofisinde katledildi. 20 yıl önce, Siyonist İsrail devletinin kriminal hava kuvvetlerine ait Kudüs yakınlarındaki bir üsten havalanan helikopterler onun ofisini roketlerle vurdu. Bir milletvekilinin bu şekilde öldürülmesi açık bir insanlık suçu olmasına rağmen buna karşı hiçbir şey yapılmadı. Tüm devletlerin İsrail ile ilişkisi olduğu için hadise burada kaldı. Türkiye de bu devletlere dahildi. Türkiye’nin İsrail konusunda çok uzun süre bir tercih hakkı da olmadı.

Ebu Ali Mustafa ile 1970 yılında tanıştık. O zamanlar FHKC’nin komutanlarından biriydi. Onun iyi bir savaşçı olduğunu biliyordum, ben de o tarihten sonra bir kahramana dönüşecektim. Sadece bir alt birim için değil, FHKC’yi de ihtiva eden tüm direniş için… Onun kaldığı yeri sadece birkaç kişi biliyordu, biz de saklıyorduk; fakat Avrupa’da askerler tarafından bir operasyon düzenlendi, bu operasyonda orayı koruduk ve askerlerin girmesini engelledik. Bunla gurur duyuyorum.

Mustafa, FHKC’nin komutanıydı. Ben de Filistin direnişine katılan, Orta Doğulu yahut Arap olmayan ilk yabancı savaşçı oldum. Benden dolayı direnişe katılan birçok kişi oldu. Moskova’da üniversitedeki bazı yoldaşlarımdan Filistin mücadelesine katılmak için benimle Ürdün’e gelenler de oldu. Fakat Rusya’nın ise bu hususta bana bir faydası olmadı. Şartlarımız farklıydı ve kardeşim Lenin de orada kaldı, daha sonra Londra’ya annemin yanına gitti. Bazıları Venezüella’ya döndü, kimi tutuklandı, kimi dışarıda kalmayı başardı.

Mevzumuza dönersek; Ebu Ali Mustafa ben tanıştığım zaman sadece savaşçıydı, seçkin bir savaşçıydı. Diğer liderlerin öldürülmesinden bir süre sonra Avrupa’dan Filistin’e döndü. FHKC lideri George Habas’ın ölümünün ardından ise onun genel sekreterliği mantıklı olandı. Onu son kez gördüğümde FHCK’nin önde gelen isimlerindendi, yönetici komitesinde yer alıyordu.

Benim direnişim hepsinden farklı oldu. Çünkü beni Avrupa’da destekleyecek kimse yoktu ve bunu biliyordum. Belki bir noktada Saddam Hüseyin gibi Chirac bana yardımcı oldu. Tutuklandıktan sonra Fransa cumhurbaşkanı olmuştu.

İnsanlarımıza hatırlatmak gibi bir mesuliyetim var. Sadece Filistinlileri, Arapları yahut Türkleri değil, barışa inanan ve mukaddes Filistin topraklarının hürriyete kavuşturulmasını arzu eden herkese… Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler için mukaddes o topraklar… Elbette Filistin’i mukaddes sayan bazı farklı inançlar da var. Birçok defa söylediğim üzere neler olacağını bilmiyorum. Fakat neticede mutlaka kazanan biz olacağız. Filistin’de tek bir devlet olacak ve bu devlet herkes için kurulacak. FHKC’nin Filistin direnişi için 1967’de üçüncü kongresinde aldığı karar Filistin’de tek bir devletin dışında bir yapılanma kabul edilemeyeceğiydi. Yahudiler ve mülteciler de bu devlette güvenli bir şekilde yaşayabilecekti. Çünkü Yahudi mülteciler Naziler tarafından öldürülmüştü ve Filistin devletine katılmak şartıyla gelebilirlerdi. Fakat bu katiller, bu Siyonist kriminaller acıları, binlerce masum Yahudinin öldürülmesini ve insanların iyi niyetini kullandılar. Siyonistler Nazilerin müttefikiydi. Hedefleri Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmaktı. Bunun için insanları göçe zorladılar.

Ebu Ali Mustafa bir suikasta kurban gitti ve onun için hiçbir şey yapılmadı. Onu öldüren insanlar hakkında niçin soruşturma açılmadı? İsrail Başbakanı ve diğer idarecilerin sorumluluğu vardı. Mustafa, Filistin halkının bir temsilcisiydi ve herkesin gözü önünde bombalanarak katledildi. Filistin’deki en büyük eylemlerden birisi Filistin doğumlu bir Yahudi tarafından gerçekleştirilmişti. Komünist Parti üyesi olan ve FHKC dış operasyonların da gizli üyelerinden olan bu kişi de bir suikasta kurban gitti. Onun hakkında ise hiçbir zaman konuşulmadı. Niçin?

Siyonist İsrail ve emperyalist ABD bana karşı da birçok faaliyette bulundu. Suriye’den bu sebeple ayrıldığımızı daha önce birkaç kez dile getirdim. Daha sonra Sudan’da tutsak edildi ve Fransa’ya getirildim. Ben hâlâ cezaevindeyim. Dünyadaki en kriminal, en ırkçı devlet olan Siyonist İsrail ise Filistin’de varlığını sürdürüyor. Onların hâlâ güçlü olmasının sebebi ise fırsatçılık peşinde koşan bazı Müslümanlar. Bunlar Siyonist değil; ama çıkarları için Filistin davasını satıyorlar. Eskiden Arap ülkeleri İsrail ile ilişkilerini el altından yürütürken şimdi açıktan İsrail’le müzakere ediyor, tanıyorlar. Venezüella ise İsrail’le ilişkilerini kesen bir devlet.

Allah gerçek iman sahiplerini muhafaza etsin.

Allahü Ekber!

28.08.2021

Görüş: Çakal Carlos

Baran Dergisi 764.Sayı