A101 dünyanın en çok büyüyen 6. perakende şirketi olmuş.

Esnaf anlamaya çalışıyor, ürünleri satın aldığı fiyat listesine bakıyor, sonra A101’in satış fiyatlarına bakıyor, bir türlü işin içinden çıkamıyor. A101’in sattığı fiyat, esnafın aldığı fiyata denk. 

Hamle kudreti olmayanlar kapatıp gidiyorlar. Rekabet etmeye kalkanlar ise ayakta kalıyorlar ama bir de onlara sorun bakalım nasıl ayakta kalıyorlar? Sabah 3-4'te halden mal toplamaya başla, sonra 7'den gece 11-12’ye kadar bir taraftan düşük fiyattan mal kovala, diğer taraftan da dükkâna yetiştir, sat...

Tarak-kürek meselesi

Tabiî şartlarda rekabet vatandaşa yarar, düşük fiyatla kaliteli mal alır falan diye iktisadî iktisadî lâflar vardır. Bu memlekette 1.673.235 kişi esnaflıkla iştigâl ettiğine göre, bunların yanında çalışanlar ve ailesiyle beraber hesab ettiğimizde 7,5-8 milyon kişi buradan rızkını kazanıyorsa, esnafla ticareti olanları da ilâve edersek, varın toplam kaç kişinin dağılımdaki bu adaletsizlikten muztarib olduğunu varın siz düşünün. Satın alma gücü kalmayınca, mal ucuz olsa ne, kaliteli olsa ne? Ama devletimiz sağolsun, hiçbir şeyden anlamadığı gibi ticaretten ve esnafın hâlinden de anlamayan, hayatında 3 kuruş kazanmak için bir saat olsun çalışmamış bürokratlarımız var olsunlar ki bu vaziyete tedbir olarak tam kapanma süresince zincir marketlerin tarakla kürek satmasını yasakladılar da esnafın yüzü güldü, gönlü umutla doldu.

Bu marketler kapansa, esnaf tabiî olarak oluşan boşluğu doldurmak üzere bunların mağaza adedince dükkân açsa ve servet urlaşmasa, gelir dağılımında adalet sağlansa fena mı olur? Bunlar orta boy, vergilerini de tastamam ödedikleri için yasal çeteler.

Boynuzlu çete

Gelelim Koç efendiye. Siz bunların ismine bakarak sanmayın ki bunlar küçük baş, bunlar en büyük başlar, büyük çeteciler. Bankalar üzerinden faiz, kur; geniş yelpazede faaliyet gösteren sanayi kolları üzerinden emtia fiyatında rekabet avantajı, ihalelerden elde edilmiş kazançlar, ananaslar falan ne ararsan hepsi bunlarda.

Herkes diyor ya biz fakirleştik, garibanlaştık, paramız azaldı diye, e o zaman bu paralar nereye gitmiş bir bakalım. 2021 yılı ilk üç aylık sonuçlarına göre Koç Holding’in toplam konsolide gelirleri 2020 yılının aynı dönemine göre %45 artışla 57 milyar 305 milyon TL seviyesine ulaşırken, faaliyet karı da yaklaşık 5 kat artarak 5 milyar 174 milyon TL seviyesinde gerçekleşmiştir. Koç Holding’in 1 Ocak – 31 Mart 2021 dönemine ilişkin konsolide ana ortaklık payı net dönem karı 2 milyar 113 milyon TL olarak gerçekleşmiş. 2020’nin ilk çeyreğine nisbetle 2021 senesinin ilk çeyreğinde kazancı %45 artan, karlılığını 5’e katlayan var mı aranızda?

Faiz canavarını, kur sapığını falan arayanlar vardı bir ara, niyeti olan boynuzları takip eder, şimdiye kadar bunları 50 kere kafese kapatırdı da nerde?..

İzmir kokusu

Bir diğer taraftan, ortalığı saran İzmir kokusu herkesin dikkatini çekmiştir herhâlde. Sedat Peker, Türkiye’de bir derin devlet olduğundan, bunun başında Mehmet Ağar’ın bulunduğundan, tecavüzden uyuşturucu kaçakçılığına, yağmadan talana, tahsilatçılıktan arabuluculuk ve ihale tezgâhına kadar envai çeşit suça iştirak ettiğinden bahsediyor. İzmir kokusu derken, 1990’lı yılların kokusunu kastettik canım, 1990’lı yılların İzmir kokusu değil yahu, Türkiye’nin umumî 1990’lar kokusu, bildiğiniz b.k kokusu. Bunlar da illegal, kendisi küçük ama mide bulandıran cinsinden çeteler.

Derini bitiyor, paraleli çıkıyor. Paraleli bitiyor, bu sefer bir kez daha derini çıkıyor. Aslından başka her yüzünü maaşallah ezber ettiğimiz devletin kendi yüzünü görmek bir nasib olmuyor.

Gözünü Turist bürümüş

Unutmadan, bir de gözünü turist bürümüş bir bakanımız var, vatandaşa kuduz köpek muamelesi yapan. Turistlerin karşılaşacağı herkesin aşılanacağı hakkında biz diyelim dış minnaklara, siz deyin bizi kıskananlara teminat veren...

Seçilmiş seyirci

Gelir dağılımında adaletsizliğin alıp başını yürüdüğü, belli başlı zümrelerin derininin de paralelinin de düzünün de devrinde cukkasını hiç durmaksızın şişirmeye devam ettiği, çetelerin eskiden olduğu gibi köşe kapmaca oynadığı ve bunlara bir de yurt dışında okumuş cicili bicili algı mühendislerinin eklemlendiği, bakanların bürokratların kendi vatandaşını köpek yerine koyduğu, vatandaşın ise tüm bu yaşananlara ancak seyirci kalabildiği bir dönemde, e bakıyoruz Başkan da oturmuş vatandaşla beraber olanı biteni izliyor, o da vatandaşla beraber şikâyet ediyor.

Başkan, hop! Sahneye seni çıkardı bu millet, haberin var değil mi? Gereğini, gereğince et diye!