Dün gece Resmî Gazete’de yayınlanan bir görevden alma/yerine atama emri vardı. Ak Parti döneminde ihdas edilen “bakan yardımcılığı” müessesesi var biliyorsunuz, bu satırların yazarının çok başka umutlarla desteklediği fakat bürokrasinin çarklarından bir çark haline gelen lüzumsuz bir koltuk artık. İşte, dün gece, 10 Ağustos 2018’de atanan Sağlık Bakanı Yardımcısı olan Prof. Dr. Emine Alp Meşe görevinden alındı, yerine Doç. Dr. Tolga Tolunay getirildi.

Buraya kadar basit bir görevden alma/atama gibi görünmektedir. Öyle ise zaten sorun! O halde biraz arşiv/açık kaynak iz sürmesi yapalım ki “öyle olmadığını”, en azından bizim öyle anlamak istediğimizi gösterelim.

***

Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş./USHAŞ, Kovid-19 salgını ilk telaffuz edildiği dönemde bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

“COVID-19 Tanı Kitleri Satışı

Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları ve Biyolojik Ürünler Daire Başkanlığı ile Bioeksen Ar-Ge Teknolojileri Ltd. Şti. ortaklığı ile SARS-CoV-2’nin moleküler testi için WHO tarafından 17 Ocak 2020’de yayınlanan bir referans protokole dayanarak COVID-19 tanı kiti geliştirdi. Referans yöntemin başlığı “Wuhan coronavirus 2019’un gerçek zamanlı RT-PCR ile tanısal tespiti” dir. Bu kapsamda geliştirilen ve üretilen “hızlı viral nükleik asit izolasyon ve tanı kiti”nin fikri mülkiyet hakları ile üretilmesi ve/veya ticarileştirilmesi hakkı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB)’e, ürünlerin üretimi ve/veya ticarileştirilmesi hakları 02.03.2020 tarihinde süresiz biçimde münhasıran USHAŞ’a devredilmiştir.” (https://www.ushas.com.tr/kit/)

Anlaşıldığı üzere tanı kitlerinin üretimi ve ticarileştirilmesi bakanlık tarafından ve üstelik süresiz biçimde USHAŞ’a devredilmiş.

Hatırlayalım o ilk günleri, ilk ayları… Tanı kitlerinin yani PCR kitlerinin olmaması veya fiyatının çok yüksek olması ama devletin ali-cenablık göstererek hiçbir ücret almadan başvuranlara bu testi yaptığı, diğer devletlerin bu testi ya yapmadığı yahut dünyanın parasını istediği vs. sözler yayılmıştı. Halihazırda da bu testler ülkemizde devlet ve salgın hastanesi ilan edilen özel hastanelerde ücretsiz yapılıyor. (Aşıdan önce özel sektör hastanelerinde muayene ücreti alınması ise ayrı rezilliktir.)

USHAŞ ve tekel meselesini unutmayalım ve geçen senenin Aralık ayına dönelim; Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Bütçe Komisyonunda yaptığı açıklamasına…

18 Aralık 2020 tarihinde bakanlık bütçesi hakkında Bütçe ve Plan Komisyonunda açıklama yaptı Koca; maskesiz olduğu halde diye de belirtelim. (https://twitter.com/drfahrettinkoca/status/1329004038743056384?s=20 )

Bu konuşması esnasında tanı kiti meselesi de gündeme tabii olarak geldi. Komisyon üyesi CHP’li Murat Emir, “Niye USHAŞ ve fiyatı ne kadar bu kitlerin?” diye sorunca Bakan Koca, kiti yerlileştirmek istediklerini belirtip, “Bir firma yerlileştirdi. Bu firmadan bizim aldığımız rakam 32 lira. Bu firmaların sayısı 12’ye çıktı ve bizim 32 liraya aldığımız kit, hepsini ihaleye soktuk fiyatı 9,8 TL’ye indirdik. 1,7 milyon kiti geriye dönük fatura keserek aldım. Kamu mantığında yeri yok, ben onu anlıyorum ama bunu yaptım diyorum.” diye cevaplandırdı.

PCR kitini ülkede bir firma yapmış o dönem ve 32’dan bakanlığa satmış, 1,7 milyon adet satmış üstelik, sonra -ne demekse!- “yerlileştiren” firma sayısı 12’ye çıkmış, fiyat da 9,8 TL’ye inmiş! (Bu rakam da kit ücretinin dünyada 1,4 dolara inmesi ve bakanlığın bu fiyatın üzerine almayacağını açıklamasından böyle! Çin’den de, Almanya’dan da, Papua Yeni Gine’den de aynı fiyata alınabilir yani! Anlatabiliyor muyum?)

USHAŞ’ın yaptığı açıklamayı hatırlayın, “….ürünlerin üretimi ve/veya ticarileştirilmesi hakları 02.03.2020 tarihinde süresiz biçimde münhasıran USHAŞ’a devredilmiştir!” demek ki “sonsuza kadar!” olmuyormuş! Başka firmalar da çıkınca, USHAŞ’ın “sonsuza kadar”lık anlaşma ile, 32 TL’den sattığı 1,7 milyon kit basına düşüveriyor, fiyatın fahiş olduğu söyleniyor ve reddediliyor diyeceğim, reddedilmedi de “fahiş fiyat” olduğu. Ama Bakan Koca bu esnada, “kamu mantığında yeri olmayan” işi yaparak geriye dönük fatura ile zararı tazmin ettiğini söyledi komisyonda!

Pekala!

Bir firma, yani USHAŞ, bakanlığı bırakın, devleti ve milleti tam bir fırsatçı olarak DOLANDIRMAYA kalkışmış, yapmış da, basına düşünce ve kimbilir ne zaman (faturayı görmedik çünkü) farkı mal ile ödemiş, yani suratına kapı çarpılıp kovulacağına, mal ve paraya el konulacağına yine para kazanmış demektir bu! Firmaya dava açıldığına dair de hiçbir bilgi yok! Ama 4 Nisan 2021 tarihi itibariyle dava açılma ihtimali mümkün hale geldi. Niye?

Bütçe komisyonunda bu dolandırıcılık teşebbüsünü anlatan Bakan Koca’nın yanında oturan Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe, teşebbüste bulunan USHAŞ’ın yönetim kurulu üyesidir de ondan! Lüzumsuz nezaket gösterilerek makamı işgal ettiği dönemde yönetim kurulu üyesi olduğu USHAŞ’a dava açılmamıştır herhalde diye (saf saf!) düşünüyoruz. Daha önceden de bakanlıkta bazı bürokratların tek tek görevden alındığını, sebep olarak da “fahiş fiyat” meselesinin dedikodu halinde dolaştığını hatırlatalım.

Yalnız dikkat ediniz, bu hadise küçük bir şey değildir. Sıradan bir bürokratın kurnazlığı olarak görülmemeli! İşin içinde bakan yardımcısı var!

PCR kitlerini ““sonsuza kadar” bir firmaya devreden bakan Koca, o firmanın yönetim kurulu üyesi olduğunu bilmiyor muydu kendi bakan yardımcısının? Maske üretimini garip bir tutumla, evet basbayağı öyle, geciktiren ve bizlerin “salgının ilk aylarında” tanesi 5-10 TL’den almamıza sebep olan da Bakan Koca! Anlatıldığının tam tersi bir manada “ifade hürriyetini” kullanan GATA başhekim yardımcısını görevden alıp lisansına da el koyan Bakan Koca! Ve hala o koktukta oturan bakan Koca!

NOT: USHAŞ’a atıp tuttuk dikkat ederseniz, yalnız bu şirket özel değildir, KİT yani kamu iktisadi teşebbüsüdür! O dolandırıcılık meselesini de (hazine yani vergilerimiz) o cepten bu cebe aktarma olarak ve ama vergilerden “fahiş fiyatlı çekim” olarak düşünün. Bilhassa yönetim kurulu üyeliğine bakmak gerekiyor ki değişiyor ve atamalar Cumhurbaşkanı eliyle oluyor. Görevden alınan bakan yardımcısı o koltuktan da alınmalı. İlk genel müdürünün ağzından mevzubahis kiti linkten okuyabilirsiniz: https://www.klinikiletisim.com/ushasi-daha-yakindan-taniyalim/

Haber-Yorum: İbrahim Haceviç