Tenhalarda öpüşme meraklısı olduğu seneler önce basına “bomba gibi düşen” büyük gazeteci İsmail Saymaz “Atatürkçü Düşünce Derneği'ne bomba koyanı İBB'de işe almışlar” (1) başlıklı bir yazı yazmış. Yazsın, yazıyor diye para veriyorlar ona zaten; ama yazarken saçmalasın demiyorlardır herhalde. Veya” yazsın da ne yazarsa yazsın” da diyebiliyor olabilirler kendisine para verenler; çünkü aldığı cevaba rağmen hala aynı teraneyi sallayıp duruyor.

Aslında, “şuradan bakarsak”, BİZİ pek ilgilendirmez yazdıkları. Ocak ayında yazarken şöyle diyordu:

“- Denebilir ki... Türkiye'de 2000 yılı itibariyle işkence hala bir sorgu yöntemi olarak kullanılıyordu. Emniyet ifadesi dışında bir kanıt bulunmadığını dikkate alarak, ceza alsalar bile suçlamalara ihtiyatlı yaklaşıyorum.” (2)

Bak tam dediğin gibi İsmail, emniyet ifadesi dışında delil olmadan sadece “dosya kapatmak” için yazılan iddianamelere ve devir 28 Şubat günleri, Fevzi Türkeri öznesinin karşısına geçip dalga dalga “brifinglenen” hâkim ve savcıların adaletine kim güvenebilir, değil mi?

Bak İsmail BİZ bunu “başımız derde girince” de söylemiyoruz, sen Beşiktaş savcılarından, polis şeflerinden aldığın “fiskos”larla mesela Ergenekon davasında ha bire sallarken de diyorduk.

17/25 sonrası açılan PDY soruşturmalarında da dedik, mevcut mevzuata göre hatalı işler olduğunu yazıp durduk! MİT Tırları için de! 15 Temmuz gibi “kim yaptı ulan?” haline gelen davalar için de dedik, “mevzuat ve iddialar açısından hatalı işler” diye.

Bak dikkat et “tenhalarda menhalardaki İsmail”, HEP HUKUK diyoruz ENAYİYİZ ya, buna karşılık n’oluyor ama?

Hiç!

Yazmasa da olur yazarlar ki tanırsın sen onları, işte onlar tarafından “terörist” ilan ediliyoruz utanmazca!

Şimdi senin derdin de BİZ değiliz zaten, “yapraklarca alkışlanan” Ekrem başqanın içişleri bakanı tarafından ithamı ve onun ipiyle mevzuya dahil edilen cumhurbaşkanı senin muhatabın!

Diline doladığın ise birkaç kişinin belediyeye alınması ve Kökler Derneği’ne “yardımlar!” Ne yardımı yapmış hele söyle bakalım “tenhalarda menhalarda” dolaşan İsmail? Dilinize doladığınız “kiralama” var ki içine girmedi bile dernek! 2018/2019 arası, yani seçime beş kala yapılan ki seçimi kaydetme riskini gören Mevlüt Uysal’lı İBB’nin kurnazlığıdır o sadece. Dernek idarecilerine de söylemiştim bunu, “kendileri teklif ettiler” demişlerdi. Valilik karşısında, içinde Bosna-Hersek elçiliğinin olduğu bina, en üst katı derneğe “kira karşılığı tahsis”! Elçilik de o zaman girdi oraya zaten. Dernek içine adım atamadı ama!

İşe alınmalar meselesi de öyle. “Mahkûm kontenjanından” alınmalar ki işte zaten sayısını da sen yazmışsın. Yani Ak Parti yönetiminde 1993’den bu yana geçen 30 senede BİZE verilenler bunlar! Üstelik “kurnazlık” ile veriyor Mevlüt Uysal idaresi…

O kadar laf kalabalığı yapıyorsun, elde bir şey yok işte yazdıklarından “tenhacı İsmail!”

***

Şimdi esas mesele şu yalnız İsmail:

“- İBB, 1 Ocak 2019'dan 1 Nisan 2022'ye dek işe giren 14.690 kişi için arşiv araştırması istedi. 6857'sinin yanıtı geldi.

Buna göre 16 kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü ya da mahkumiyet kararı olduğu anlaşıldı. İBB'nin yürüttüğü incelemede de dört kişi tespit edildi. Toplam 20 kişi...

Bunlardan 18'i son iki hafta içerisinde işten atıldı.

Atılanlardan 14'ü İmamoğlu döneminde İBB'ye alındı.

Dördü ise 2018 yılında...”

2019-2022 arası yapılan incelemeyi yazıyor ve soruşturma geçiren veya mahkûm olanlardan işe başlayanların 20 kişi olduğunu söylüyorsun. Bunlar, “mahkûm kontenjanından” işe girenler. Bu, resmî bir durum. Bunların 14’ünü de Ekrem’in işe aldığını söylüyorsun. Bak ne güzel iş. Diline doladığın “ibda-c’liler” ise önceki yönetimlerde “mahkûm kontenjanından” alınanlar.

Fakat ne diyorsun sonra? 20 kişiden 18’i Ekrem tarafından işten atıldı! Bu atılanlar eski mahkûm ise niye attı Ekrem, yok haklarında soruşturma varsa, buna rağmen atılıyorlarsa bu daha rezil bir kafa değil mi?

Hani seninkiler diyordu, KHK’lıları işe alacağız, (3) yalan olduğu açık değil mi bu işten atmalarla bu uyduruk vaat?

***

Bütün mesele, son yıllarda “hukuk literatürüne” utanmazca sokulan “irtibat ve iltisak” kelimelerinde gizli; “tenhacı İsmail” de oraya oynuyor ama acemi.

1990’lara kadar ailede bir namaz kılan, başı örtülü filan varsa, adayın bürokrasi içerisinde yükselmesi muhale yakındı.

Ergenekon operasyonları esnasında yurt dışına kaçan, Yargıtay kararına kadar ülkeye dönmeyen eski belediye başkanı/üniversite patronu, işadamı biri vardı. Onun ağzından bunları çok duymuştuk mesela. O herif şimdi “spiritüel dünya”ya ayak basmış, yeni hayat arkadaşı filan bulmuş, Kur’ân-ı Kerim okuyup duruyor, teneşir yaklaştı tabii!

İrtibat ve iltisak kelimeleri kullanılmadan 80 sene Müslüman halkın çocuklarının bir yere gelmeleri engellendi böyle işte “tenhalarda menhalarda İsmail!”

Mahkeme kararı olmadan ve o mahkeme de “adil” olarak verecek kararı, işte bunlar olmadan kimseyi itham etme! Üstelik dört dörtlük bir yargılama kararı ile mahkûm olsun biri, cezasını çektikten sonra, bir yerde çalışacak, “mahkûm kontenjanından” işe girmiş olmasını niye diline dolarsın İsmail?

Namusuyla ekmeğini kazanan birini (ki 18 kişi!) Ekrem İmamoğlu işten çıkarmış, yazıyorsun bunu, niye karşı çıkmıyorsun “tenhacı İsmail?”

Bak bu “tenhalarda menhalarda İsmail” lafını bıktırırcasına kullanıyorum, bunun bir altyapısı var (4), biliyorsun İsmail. Hatırlatayım:

“- Meltem Yılmaz: :)) Dediğimi ciddiye al. İletişime söyle kadınla bağlantıya geçsinler.

Saymaz: Bana bunları yüz yüze anlatırsan olabilir mi

Meltem Yılmaz: Olur uygun bir günde o mekana gidelim, bavulun mekanına gittiğimiz. Çok güzeldi yaaaa mezeleri

Saymaz: Ya daha tenha bir yer olsun:) Şöyle öpüşmeye müsait filan. Orada çok uluorta ya.

Meltem Yılmaz: Ya İsmail hayır.

Saymaz: Ne hayır.

Meltem Yılmaz: Sevgilim var diyorum.

Saymaz: Ayrılacaksın, işte.

Meltem Yılmaz: Ben sana sevgilin varken böyle mi yapıyorum.

Saymaz: Uzatma.

Meltem Yılmaz: Hayır ya lütfen. Beni arkadaşın olarak görür müsün

Saymaz: Hayır. Meltem ne zaman buluşalım? Seni güzel bir yere götüreceğim. Öpme işine orada karar veririz. Yıllardır bekliyorum. Beklerim bir iki ay daha dert değil.

Meltem Yılmaz: Ok. Bekle

Saymaz: Ne bekle?...”

Hani “tivitırım heklendi” durumları, Aralık 2016, bunları yazdın mı, yazmadın mı, şaka mı, geyik mi, ciddi mi, bilmiyorum, ama bak “tenhaların öpüşmeni İsmail” desek de, buna binaen deriz mesela.

Şimdi sen adının, namının, üstelik daha yeni evlenmiş biri olarak, 6 sene önceki “öpüşme çılgını” olarak anılmasından haz eder misin İsmail? Hoş, senin hakkında mahkeme kararı da YOK; yaptın mı, yapmadın mı belli değil, “heklendi” diye bir şey yürüyor, bu halinle her gece tvlerde, sosyal medyada atıp tutacaksın, ama 28 Şubat brifingli yargısıyla mahkûm olmuş ve cezalarını da çekmiş, ardından mahkûm kontenjanından işe girip ekmeğini kazanmaya çalışanları çıkıp “İbda-c teröristi” diye ve üstelik nazire yaparcasına orta yere atacaksın, “vaad ishali” Ekrem İmamoğlu da bunları işlerinden atacak ve sen “gazeteci” olarak bu haksızlığa ses çıkarmayacaksın?!

Çıkarsan şaşardım zaten “tenhaların öpüşmeni İsmail!”

Sana tavsiye İsmail!

İBDA’yı ağzına alma; bi’halttan anlamıyorsun çünkü.

İrtibat ve iltisak hikayesine erkeksen her yer ve her koşulda karşı çık; hukukta böyle şeyler olmaz, Ekrem de taraflı davranmış ve antidemokratik davranmıştır de; çok zor ama, bir dene istersen.

Sosyal medya hesaplarına da sahip çık; heklenir meklenir yine, kimbilir yeni ne “tenhalı işler” ortalığa salınır sonra bilinmez.

Ne desek boş tabii, kafana göre takılacaksın, eh BİZ de “mayın eşeği” olarak kullanacağız seni “smail!”

Notlar:

1) https://halktv.com.tr/makale/ataturkcu-dusunce-dernegine-bomba-koyani-ibbde-ise-almislar-671967

2) https://halktv.com.tr/makale/ibbdeki-ibdacliler-659541

3) https://www.tr724.com/imamoglundan-khk-cikisi-yuz-binlerce-insan-isten-cikarildi-kimse-bana-vicdani-anlatmasin/amp/

4) https://www.yeniakit.com.tr/haber/ismail-saymazin-tenha-teklifini-reddeden-meltem-yilmaz-kimdir-245898.html

Görüş: İbrahim Haceviç