Sahteyi enseleyeci tavrından dolayı mamacı tiplerin hedefinde, Müslümanların ise gönlünde yer edinen Ayasofya İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın Hoca’nın, Ayasofya-i Kebir Camiinden kendi isteği ile ayrıldığı iddia edildi.

Kendi isteği ile ayrıldığı belirtilse de Mehmet Boynukalın’ın arkasında Müslüman Anadolu halkının kenetlenmesi ile gözüne ışık doğrultulmuş bir tavşan gibi enselenen Ak Parti içindeki AKP’li mamacı güruhun bu ayrılığın arkasında parmağı olduğu aşikâr. En azından Hocayı bezdirerek bunu yaptıkları meydanda.

Bu parsacı güruhu sevindiren Mehmet Boynukalın Hoca’ya da ayrıca teessüf ediyoruz. Zira bu baskılar onun hasrında İslâm’ın hakikatlerine yapılmıştı. Müslüman Anadolu halkı da hocanın yanında bu hakikatlere karşı kim çıkmış ise ezmiş, cemaat olarak görevini yerine getirmişti. Hoca’dan beklenilen tavır bu değildi. Ayasofya’dan taşan hakikatler elbet başka biri vesilesi ile yeniden zuhur edecektir, bundan şüphe yok.

Mevzu ile alakalı bir açıklama yapan Mehmet Boynukalın Hoca, istifa kararını iki sebebe bağlayarak, “Aziz kardeşlerim. Asıl mesleğim üniversitede öğretim üyeliği olmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın talebi ve Marmara Üniversitesi'nin uygun görmesiyle Ayasofya-i Kebir'deki şerefli makama görevlendirme ile geldim. İki gün önce, akademik/ilmi çalışmalarıma daha fazla vakit ayırabilmek için Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'ndeki baş imam hatiplik görevimden affımı ve görevlendirmemin sona ermesini istedim.” diyerek birinci sebebinin ilmi çalışmalar olduğunu ifade etti. Boynukalın, ikinci ve asıl sebep olarak bildiri yayınlayan azgın azınlığın “Ayasofya imamı konuşuyor da biz niye konuşmayalım.” çıkışından bizar olduğunu ifade ederek; “Aldığım kararın bir diğer sebebi ise, milli iradeye karşı pervasızca yayınlanan malum bildiriyle ilgili yorumlarda yalan yanlış kıyaslamalara gidilerek “Ayasofya İmamı konuşuyor da biz niye konuşmayalım.” gibi hezeyanlara meydan vermemektir.” ifadelerini kullandı.

Halbuki meydanı hezeyancı azgın azınlığa bırakmamak, istifa etmekle değil, meydan yerinde İslâm’ın hakikatlerini anlatmaya devam etmekle olur. Meydanı bu İslâm düşmanlarına bırakmak bu hezeyanlara son vermez hatta seslerinin daha gür çıkmasına vesile olur.

Mesele yer gösterme meselesi

Anlayacağınız Hocanın suçu İskipli Atıf Hoca ve daha binlercesi gibi sabit “İslamı anlatmak!” Eskiden günümüze değişen tek şey ise cezalar. Esasında Salih Mirzabeyoğlu’nun ifade ettiği gibi; “Bütün mesele, kâfir düzen içinde Müslümana yer gösterme ile, Müslüman bir düzende kâfire yer gösterme davasıdır.” Müslümanlara yer tayin etme çabaları devam ediyor; fakat bu böyle daha fazla sürmez. Müslüman Anadolu halkı kendisine yer tayin etmeye çalışanlara da, sünepe tavrıyla suret-i haktan görünüp onlara ortaklık edenlere de had bildirmek için fırsat kollamaktadır.

Ayasofya İmamı Mehmet Boynukalın Hoca alındı diye sevinen güruh şunu iyi bilsin ki; Ayasofya’dan hakikatler bir taşkın halinde yükselmeye başladı, böyle basit baskı girişimleri ile buna engel olamayacak, akamet ve hüsrana uğrayacaksınız. Müslüman Anadolu halkı bu vetirede kimin “sahici” kimin “sahteci” olduğunu gördü ve derin hafızasının hesap sorulacaklar köşesine ekledi.

Haber-Yorum: Harun Şimşak