Ak Parti’de çalıştığı söylenen ve geçtiğimiz günlerde lüks bir araçta kokain çekerken alınmış görüntüleri internet üzerinden yayınlanan Kürşat Ayvatoğlu gözaltına alınmıştı.
 

Yargı muhabiri Alican Uludağ'ın haberine göre, ifadesinde kokain kullandığını reddeden Ayvatoğlu, "Kokain değil pudra şekeriydi. Şaka yapıyorduk" dedi.
 

Kürşat Ayvatoğlu'nun ifadesinde "Görüntülerdeki sürücü koltuğunda oturan beyaz gömlekli kişi benim. Bu video, yaklaşık 2 yıl önce Kastamonu’da benim haberim olmadan çekilmiş. Yanımda bulunan ve sesi gelen şahıslardan ön koltukta oturan kişi, benim çocukluk arkadaşım D.O. isimli şahıstır. Yine arka koltukta videoyu çeken kişi ise arkadaşım U.K.’dir. Bu iki arkadaşım da Kastamonu’da ikamet eder. Biz zaten arkadaş ortamında yabancı müzik dinlerken şaka, taklit amaçlı sanki uyuşturucu madde kullanıyormuşuz gibi yaparak eğleniyorduk. Bazen burundan sanki kokain çeker gibi bazen de esrarlı sigara içer gibi yapmış olduğumuz şakalar vardır. Ancak bugüne kadar yapmış olduğum bu şekildeki şakaları kesinlikle videoya çekmedik. Zaten bu görüntünün de benim haberim olmadan çekildiği aşikârdır. Ben kesinlikle hayatım boyunca kokain maddesi kullanmadım.” dedi.
 

Görüntülerdeki benim burnuma çekmiş olduğum madde kesinlikle uyuşturucu madde değildir. Bu madde pudra şekeridir" ifadelerini kulandı. Bu ifadenin üzerine Ayvatoğlu adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
 

Türkiye’de uyuşturucu kullananların tutuklanmadığı, onun yerine yalnız uyuşturucu satıcılarının tutuklandığı biliniyor, dolayısıyla Ayvatoğlu’nun adlî kontrol şartıyla serbest bırakılması sürpriz değil; fakat kokain değil de şaka olsun diye burnuna pudra şekeri çeken, bazen de taklit amaçlı esrarlı sigara içiyormuş gibi yapan birinin, en azından ruh ve sinir hastalıkları hastahanesine sevk edilmesi ve çevresindeki insanlar için bir tehdit oluşturup oluşturmadığının anlaşılması için psikolojik durumunun değerlendirilmesi gerekmez miydi?