Rusya’nın her daim arka bahçesi olarak görmesine mukabil zaman zaman gerginlikler yaşadığı Ukrayna, uzun bir süredir ABD ile Rusya’nın çekişme sahalarından birisi olarak dikkat çekiyordu. Renkli devrimler kuşağının bir unsuru olarak Ukrayna’da gerçekleştirilen Turuncu devrimin ardından ülkenin ABD tarzı siyasete yakınlaşması Rusya’nın bu ülkeye karşı tutumunu sertleştirmesini beraberinde getirdi. Zira Rusya gerek devlet başkanı gerek dışişleri bakanı gerekse de savunma bakanı seviyesinde renkli devrimleri sürekli eleştirdi. 2014 yılına gelindiğinde ise kadim Türk topraklarından olan ve Ukrayna’ya bağlı bulunan Kırım Rusya tarafından işgal edildi. Düzenlenen düzmece bir referandum ile yarımada Rusya’ya bağlandı.

Zafer Karatay

7 senedir süren savaş

Kırım’ın işgalinin ardından başlayan savaş sözde ateşkeslere mukabil aralıksız şekilde devam ederken son günlerde hareketlilik daha da arttı. Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay Baran okurları için yaptığı değerlendirmede mevzu ile alakalı şunları söyledi: “Esasında Kırım’ın işgalinden beri, yedi senedir savaş devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Doğu Ukrayna’da dört tane Ukrayna askerini öldürmüşlerdi. Dün akşam (1 Nisan) yine çatışma çıktı ve askerler yaralanmıştı. Burada bir ateşkes imzalanmıştı ama değişen bir şey olmadı, Suriye’de de olduğu gibi… Rusya, Suriye’deki taktiğini burada da devam ettiriyor.

Kim kimle savaşıyor?

Meselenin içerisinde Rusya ve Ukrayna devletleri bulunsa da esasında savaşın satıhtan görünümü bir iç savaş şeklinde. Zira Kırım’ın işgali ile aynı dönemde, Ukrayna’nın doğusundaki Donbass Rus yanlıları tarafından özerk bölge ilan edilmiş ve Lugansk Halk Cumhuriyeti adı verilen bir devlet ilan edilmişti. “Ayrılıkçı” olarak isimlendirilen bu grupların ipini esasında Rusya tutuyor.

İsmet YükselTürkiye Gazetesi’nden Yılmaz Bilgen imzasıyla dün yayınlanan “Donbass Yığınağı” başlıklı haberde Kırımlı gazeteci İsmet Yüksel, “2014 öncesi Donetsk ve Donbass illerinden oluşan Donbass bölgesinde 8 milyon kişi yaşıyordu. Rusya Kafkasya’nın farklı bölgeleri ve Kırım’da uyguladığı stratejiyi Donbass’ta da aynı şekliyle tatbik etti. Burada yaşayan Rusları kışkırtarak Kiev’e karşı silahlandırdı ve savaş başlattı. Daha sonra da Moskova dâhil dünya da hiçbir ülkenin tanımadığı Lugansk Halk Cumhuriyeti’ni kurdurdu. Bu dönemi takip eden yıllarda bölgeyi dolaylı olarak kontrol etmeye başladı. Donbass’ta ayrılıkçı vesair söylemi doğru değil. Bu durum tamamen Rusya’nın Kiev’e karşı yürüttüğü savaşın bir parçası ve Kırım’la başlayan sürecin devamı” diyor.

Donbass’ta kimler yaşıyor?

Donbass halkının etnik ve dinî yapısını sorduğumuz Zafer Karatay bölgenin etnik bakımdan ağırlıklı olarak Rusların bulunduğu bir saha olduğunu belirtirken dinî bakımdan ise şu şekilde değerlendirdi:

Bölgede Ortodoks inancı hâkim. Batı Ukrayna’da ise Polonya sınırlarına doğru Katoliklikler yoğunlukta. Geçmişte buraların dini lideri Moskova Patriğiydi, diğer kiliseler bunların altındaydı. Ama savaştan sonra ayırdılar, Ukrayna Ortodoks Kilisesi bağımsız oldu. Rusya karşıtı bir tavır içerisine girdi.

Donbass niçin ehemmiyetli?

Avrupa’nın 5. büyük maden sahası olan Donbass bölgesi ağır sanayi fabrikalarının da bulunduğu bir alan. Bunlardan daha ehemmiyetlisi ise Kırımlı gazeteci İsmet Yüksel’e göre Donbass’ın Avrupa ile Ruslar arasında tampon nokta olması. Ruslar Batı’nın Ukrayna üzerinden bu kadar içlerine sokulmasına müsaade etmek istemiyorlar.

Rusya ne istiyor?

Bu savaş ile birlikte Rusya’nın aslında kadim bir müttefikini, yakın bir dostunu kaybettiğini belirten Karatay Rusya’nın arzunu “Rusya Ukrayna’nın kendisinden kopmasını istemiyor, onun için bağımsız bir Ukrayna değil, aynı SSCB dönemindeki gibi kendisine tâbî, kendi hakimiyet sahasında olan, kendi kontrolünde olan, dediğini yapan bir Ukrayna istiyor.” cümleleriyle ifade etti.

Kırımlı gazeteci İsmet Yüksel ise Yılmaz Bilgen’e verdiği demeçte, “Donbass’ta zaten savaş var ve devam ediyor. Ruslar yedi yıldır orada yaşayan insanlara Rus pasaportu dağıtıyor. Donbass’ı kendi toprakları olarak görüyorlar ve varolan gerginliğe vatandaşlarını koruma bahanesi ile müdahale edecekler.” derken burada yaşanan hadiseleri Dağıstan, Gürcistan ve Kırım örneklerine benzetiyor.

Bölge ile yakından alâkadar olan gazeteci Gönül Şamilkızı ise Twitter’dan yaptığı paylaşımda Putin’i ancak koşulsuz bir biatın yumuşatacağını belirtirken “Zelenskiy ise hatta istese dahi bunu yapamaz. Zelenskiy dışında herhangi biri de olsa, yapamaz. Ukrayna artık o noktada değil. Gürcistan’ı bile istediği noktaya döndüremedi Rusya, Ukrayna’da hiç yapamaz. O yüzden de hep saldıracak.” ifadelerini kullandı.

Ukrayna Rusya ile başedebilir mi?

Dünyanın en önemli kara güçlerinden birine sahip olan Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş çıkması durumunda Rusya’nın mutlak galibiyetinin söz konusu olacağı mevzu ile alakadar olan herkesin dile getirdiği bir husus iken Ukrayna ordusunun da son yıllarda yenilendiği ve güçlendiği müşterek bir düşünce. Zira Ukrayna’nın, Bayraktar SİHA’ların Rus hava savunma sistemlerine karşı Suriye ve Libya’daki başarısını gördükten sonra Türkiye’den bu silahların alımını yaptığı herkes tarafından biliniyor.

Bu hususta Ukrayna’nın 2014’teki gibi kolay lokma olmadığını dile getiren Zafer Karatay, “2014 yılında Kırım’da iki ülke arasında komple bir savaş olsaydı Rusya bir hafta-on gün içerisinde Ukrayna’yı işgal ederdi. Çünkü Ukrayna’nın Kırım işgal edildiği dönemde yetişmiş muharip gücü sayısı 8-10 bin civarıydı, şimdi daha fazla. Ukrayna’nın ordusu o zaman revize edilmemişti, silahları modernleştirilmemişti vs. Rusya şimdi 2014’te olduğu gibi Ukrayna’yı kolaylıkla yutamaz.” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Gönül Şamilkızı da “Ukrayna, ordusunu güçlendirmeye çalışsa dahi, Rusya gibi kural tanımaz bir güçle baş edemez. Bu noktada da iş Ukrayna’ya güvenlik, istikrar, ekonomik güçlenme güvenceleri veren Batı’ya düşüyor. Ukrayna’yı Rusya’nın bu saldırganlığından korumak Batı’nın, dünyanın da sorumluluğu.” açıklamasında bulundu.

Rusya böyle bir savaşı kaldırabilir mi?

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlik çerçevesinde en kilit sorulardan biri, Suriye’de aktif olarak savaşan, Libya’ya paralı askerler üzerinden müdahalede bulunan, Doğu Akdeniz’de boy gösteren Rusya’nın gerek iktisadî ve dolayısıyla gerekse de içtimaî bakımdan böyle bir savaşı kaldırıp kaldıramayacağı…

Zafer Karatay, Rusya için böyle bir savaşı finanse etmenin, böyle bir yükün altına girmenin büyük neticeleri olabileceğini belirtti ve şu ifadeleri kullandı: “Ruslar ağır kayıplar verebilir; ama daha önemlisi böyle bir savaşı Rusya ne kadar finanse edebilir? Putin’in en büyük korkusu da kendi adamlarının, kendi oligarklarının kendisine darbe yapıp; “Putin’den kurtulalım, ABD’yle, AB’yle yeni bir başlangıç yaparız.” demesinden korkusu. Eğer öyle bir şey olursa Putin’in yerine gelen adamların da Putin zihniyetinden çok farklı olacağını zannetmiyorum; ama Putin’in kuyruğunu dik tutması gerekiyor. Dikkat ederseniz Putin eskisi gibi halkın arasında değil, aslanlarla, kaplanlarla poz vermiyor, aşı yaptırırken bile resmini yayınlatmadı. Putin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’yu yanında çok tutuyor. Ordu kendi kontrolünde olsun diye. Böyle bir durum da var. Mesela Kırım’ı işgal etti, Donbass’a yığınak yaptı; ama Ukrayna’yı ve Ukrayna halkını psikolojik olarak tamamen kaybetti. Karabağ’daki savaş zamanında Azerbaycan ordusunun yaptığı tüm hamlelerde Ukraynalılar zafer çığlıkları attılar, Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı desteklediler. Türkiye Libya’da SİHA’larla Rus hava sistemlerini darmadağın ettiğinde Türkiye’deki bizim halkımızdan ziyade Beyaz Rusya’daki ve Ukrayna’daki halk çok sevindi, zafer çığlıkları atıp kutladılar. Türkiye lehine o kadar çok Rusça tivitler attılar ki, insan şaşıp kalıyor.”

Zafer Karatay sözlerini şöyle bitirdi: “Böyle bir savaşta Rusya Ukrayna’ya karşı belirli bir mevziler kazanabilir ama Sovyetler Birliği’nin dağılmasına benzer Rusya’nın dağılmasına bile sebep olabilir.”

Soruşturma: Faruk Hanedar