Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz savaşa doğru giderken Rusya’nın müdahalesine karşı çıkan Avrupa’da “Rusya gazı keserse hâlimiz ne olacak?” sorusuna cevap aranıyor. Bu çerçevede 29 Ocak’ta The Economist’te kapsamlı bir analiz yayınlandı. Rusya’nın gazı tamamen kesmeyi göze alabilecek ekonomik güce sahip olduğu söylenen analizde, Avrupa’nın bu ihtimale karşı neler yapabileceğinden de bahsedildi. Analiz şu şekilde:

Her dört yılda bir Avrupa Gaz İletim Sistemi Operatörleri Ağı (ENTSOG), afet senaryolarının bir simülasyonunun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Geçen yılki simülasyonda ENTSOG bilim adamlarının en çok kafa yorduğu 20 felaket ihtimali değerlendirilmiş ve “Avrupa’nın gaz altyapısının üye ülkelere yeterli gazı sağladığı ve gaz tedarikini güvence altında olduğu” şeklinde sonuç açıklanmıştır. Bunlar güzel sözler. Ancak şu anda rahatsız edici olan korkutucu ihtimali düşünmemişlerdi. Eğer Putin Ukrayna’yı yeniden işgal eder, Batı Rusya’yı yaptırımlarla beraber vurur ve Putin öç alarak Rusya’dan Batı’ya gaz taşıyan hatlarda kesintiye giderse ne olur?

Yaygın görüş, Avrupa’da yakılan gazın yaklaşık üçte birini oluşturan Rusya’dan gelen gazın tamamen kapatılmasının düşünülemez olduğuydu. Rus enerjisi hakkında muhtevaya sahip olan “Klimat” kitabının yazarı Thane Gustafson, Soğuk Savaş’ın zirvesinde bile Sovyetlerin gaz ihracını kesmediğini gözlemler. Ve 2009’da Rusya’nın Ukrayna ile olan en şiddetli gaz anlaşmazlığı sırasında, sadece o ülkeden akan gaz geçici olarak kesintiye uğradı.

Ama artık gaz kesintisi düşünülemez bir şey değil. Gustafson “Putin’in Ukrayna üzerinden gelen gaza ulaşmayacağını düşünmek ihtimal dışı değil.” diyor. Sovyet seleflerinin aksine Rus başkan, şok bir kesintinin maliyetinin üstesinden gelebilecek konumda. Bir endüstri yayıncısı olan Enerji teşkilatından Jaime Concha, karmaşık hesaplar yapıyor. Herhangi bir cezayı saymaz (örneğin sözleşme ihlali gibi) ve 2021’in dördüncü çeyreğinde görülen ortalama günlük fiyatı varsayarsak, Concha, gaz aktarımının Avrupa’ya tamamen kesilmesinin Gazprom’a günde 203 ila 228 milyon dolar arasında kayba mal olacağını düşünüyor. Yani böyle bir ambargo üç ay sürerse (Putin’in baskısı, ocak ayındaki gaz talebinin yaklaşık yüzde 60 düştüğü ilkbaharda biter), kayıp satışlar yaklaşık 20 milyar dolar kadar olacaktır.

Bu büyüklükteki bir kayıp, Batıya gaz satarak kazanılan parayla ayakta duran güçsüz Sovyet ekonomisi için yıkıcı olurdu. Ancak Rusya’nın bugün merkez bankası rezervlerinde yaklaşık 600 milyar dolar bulunuyor ve böyle bir darbeyi kolayca kaldırabilir. Ve Rusya en azından kısa vadede finansal olarak ayakta durabilir. Ukrayna üzerindeki savaş tehditleri bile zaten gaz ve petrol fiyatlarını yükseltti (ki gazdan ziyade petrol, Rusya’nın enerji gelirlerinin çoğunu oluşturuyor). JPMorgan Chase bankası, henüz savaş olmadan ve fiyatlar yükselmeden, Gazprom’un 2019’da 20 milyar dolar olan gelirinin bu yıl brüt faaliyet karı olarak 90 milyar doların üzerinde olacağını tahmin ediyor.

Rusya’nın gaz silahını kullanması durumunda, bu Batı’yı ne kadar yaralar? Eğer kesinti 2009’da olduğu gibi Ukrayna üzerinden gelen hatlarla sınırlı olursa, Avrupa bu durumun üstesinden gelebilir. Zaten halihazırda Gazprom Ukrayna üzerinden giden gaz akışını kesmiş durumda. Citigroup bankasının tahminine göre; bu geçen yıl görülen seviyenin yarısı, 2019’un ise çeyreği oluyor.

Peki Putin’in Avrupa’ya giden tüm gazı kesmesi durumunda nasıl bir kıyamet senaryosu olur? Bazı ani kesintilerin olması muhtemel. San Diego Üniversitesinden David Victor’un tahminine göre Slovakya, Avusturya ve İtalya’nın bir kısmı bu durumu şiddetli bir şekilde hissedecektir. Büyük Avrupa ülkelerinden Almanya ise en savunmasız olanlardandır. Almanya iklim krizinden dolayı kömür yakıtlı elektrik santrallerini emekliye çıkarma baskısı ve Japonya’nın Fukuşima felaketi sonrasında nükleer santrallerini zamanından önce kapatma kararı nedeniyle, doğal gaza gerekenden daha fazla bağımlı halde. Ayrıca Avrupa’nın toplam enerji tüketiminin yaklaşık dörtte birini oluşturan Almanya, kıtanın en büyük gaz tüketicisidir ve Rusya’dan ithal edilen gazın yarısı Almanya’ya akmaktadır.

Avrupalı ve Amerikalı diplomatlar, Amerika ve Katar’daki büyük enerji firmalarından Avrupa’ya gönderilecek sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretiminin artırılmasını sağlamak için çabalıyorlar, ancak bu daha çok siyasi tiyatro gibi durmakta. Bir araştırma firması olan IHS Market’ten Michael Stoppard, Rusya dışında çok az yedek üretim kapasitesi olduğunu ve Amerika’da mevcut olan “hızlı yanıt tedarikinin” Avrupa’ya çok fazla yardımcı olamayacağını, çünkü “ihracat tesislerinin zaten tam olarak çalıştığını” söylüyor.

İyi haber ise Avrupa enerji sisteminin 2009 krizine kıyasla daha dirençli olmasıdır. Erfurt Üniversitesinden Andreas Goldthau ise bazı faydalı değişikliklere işaret ediyor. Rekabet yanlısı önlemler (gazın yeniden satışını engelleyen “varış noktası hükümlerinin” yasaklanması gibi) Gazprom’un kontrolünü zayıflattı. Yoğun bir gaz ara bağlantı ağı artık daha önce izole edilmiş ülkeleri birbirine bağlıyor.

Bir diğer faydalı kaynak da LNG’dir. Avrupa genelindeki yeniden gazlaştırma tesislerine yapılan yüklü yatırımlar, bölgenin yüklenme kapasitesinin bol olduğu anlamına geliyor. Citigroup, kapasitenin %50’si veya altında çalışan tesisler için geçmiş kullanım oranlarıyla, bölgenin teoride Rus borulu gaz ithalatının yaklaşık üçte ikisini değiştirecek kadar başa çıkabileceğini tahmin ediyor. Yani sınırlayıcı faktör yeniden gazlaştırma kapasitesi değil, mevcut LNG arzıdır. Yeni üretim ve ihracat kapasitesinin genişletilmesi uzun zaman aldığından, Avrupa’nın en büyük umudu başlangıçta başka bir yere doğru yola çıkan mevcut LNG kargolarına yönelmek olacaktır.

Son enerji krizi sırasında, bir yatırımcı, Avrupa fiyatlarının geçen yılın Ekim ve Aralık ayları arasında üç kat arttığını ve Asya’dan yönlendirilen “bir LNG donanmasının” Avrupa’ya yelken açtığını belirtiyor. Bu gaz tedariki sayesinde Rus gaz ithalatındaki düşüş dengelendi. Piyasa söylentileri yeni bir armadanın daha geldiğini gösteriyor. Yüksek Avrupa doğalgaz fiyatlarından hızlı kar elde eden Çinli devlet enerji firmaları, düzinelerce LNG sevkiyatı yapmak istiyor. Danışmanlık şirketi Wood Mackenzie’den Massimo Di Odoardo, Amerika’dan Avrupa’ya yolculuk, Asya’ya olan yolculuktan daha kısa olduğu için LNG tankerlerinin daha fazla seferi tamamlayabileceğini ve Avrupa’nın ihracat kapasitesinin fazladan %10’luk bir kısmını arttırılabileceğini de ekliyor. Tüm söylenenlere göre, ekstra LNG’nin Rusya’dan gelen gazın tamamen kesilmesinden kaynaklanan açığın %15’ini doldurabileceğini düşünüyor.

Bir diğer gaz kaynağı da depoda tutulan miktarlardır. Geçen yılki acı kış, Gazprom’un Avrupa’da kontrol etmekte olduğu depolama birimlerini doldurma konusundaki isteksizliğiyle birlikte, gaz depolamayı beş yıllık normun altındaki seviyelerde bıraktı. Yine de, bir enerji araştırma firması olan Rystad, bu kış normal hava koşullarının devamının, iki aylık kayıp Rus gaz ihracatını telafi etmek için ilkbahara kadar depoda yeterli gazın kalacağını ifade ediyor. Bazı analistler, bu fazlalıkların dört aylık bir kesintiyi bile karşılayabileceğine, ancak soğuk bir havanın bu süreyi hızlı bir şekilde azaltacağına inanıyor.

Avrupa’nın da gizli bir silahı var. Di Odoardo, büyük ama az tartışılan “yastık gazı” depolarına işaret ediyor. Teknik ve güvenlik nedenleriyle, düzenleyiciler tuz mağaraları ve akiferler gibi depolama ünitelerinin normalde piyasaya sürülemeyecek büyük miktarda gaz tutacağında ısrar ediyor. Wood Mackenzie’deki analistler, bu depoların onda birine kadar sorunsuz bir şekilde kullanılabileceğini düşünüyor. Düzenleyiciler, savaş kaynaklı bir krizde olabileceği gibi izin verirlerse, bu bir aydan fazla sürelik Rus ithalatı miktarı anlamına gelir.

Stoppard anlaşılması için işleri şöyle özetliyor: Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatı şu anda günde yaklaşık 230 milyon metreküp tutarında. O, artmış yeniden gazlaştırma kapasitesinin yaklaşık 50m metreküpe ulaşabileceğini düşünüyor. Örneğin, yakın zamanda kapatılmış tesisleri yeniden açarak veya az kullanılanların da yük faktörlerini artırarak kömür ve nükleer enerjinin artırılması, 40m metreküpe eşdeğer bir miktar ekleyebilir. Ancak hala 140m metreküplük bir eksiklik durmaktadır. Hava normal kalırsa, depolanan gaz miktarının (yastık gazı hariç) dört buçuk ay boyunca kalan 140m metreküplük açığı kapatacağını hesaplamaktadır. “Bu, fiziksel bir arz krizinden daha fazla bir fiyat krizidir.” diye bitiriyor.

Özetle, Rusya gazı keserse Avrupa zarar görecek; ancak bu bedel fiziksel acılardan ziyade ceplerinden ödenecektir. Columbia Üniversitesi’nden Jonathan Elkind, “Avrupa huzurdan değil, pazardan yana.” diye tahmin ediyor. Kıtanın enerji piyasaları daha yeni kış başı fiyat şoku yaşadı ve tüm enerji emtialarının fiyat görünümü kötüleşti. JPMorgan Chase, Rus gazı kesilmese bile, Avrupa’nın 2019’da 500 milyar dolar olan enerji ödemesinin bu yıl yaklaşık 1 trilyon dolar olacağını öngörüyor. Bölge, bir Rus kesintisinden kurtulmak için gaz depolarını tüketmek zorunda kalırsa, gelecek kış bir enerji krizini önlemek için yaz aylarında rezervlerini çılgınca yeniden inşa etmek için daha da fazla harcamak zorunda kalacak.

Bu hoş olmayan bir ihtimal. Ancak Rusya tarafından uzun vadede daha büyük bir bedel ödenecektir. Bir enerji sektörü kaynağı, Gazprom’un müşterilere ödenecek cezalardan tutun da sözleşme ödemeleri için Rusya’ya akan dolarların durmasına kadar “büyük” ticari yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Gazprom, böylesine agresif bir güvenilmezlik sergiledikten sonra Avrupa’da uzun vadeli sözleşmeler sağlamakta zorlanacağını da ifade etti. Ve Putin tarafından çok değer verilen Kuzey Akım-2 boru hattı, tarihe karışacaktır. Kapatma, şimdi ihtiyatlı bir şekilde daha fazla Rus gazı ithal eden Çin’i, Rus güvenilirliği konusundaki uzun süredir devam eden endişelerinin doğru olduğuna ikna edebilir.

Victor’un iddia ettiği gibi, enerji silahının bu kadar yüzsüzce kullanılması, Avrupa’nın Rusya’nın gaz ihracatına olan bağımlılığını azaltmak için çok daha fazla çaba göstermesine yol açacaktır. Bay Gustafson bunu açıkça ifade ediyor: “Putin, Gazprom’un Avrupa’daki işini yok etmek isteseydi, daha iyisini yapamazdı.”

Tercüme: Abdulkerim Kiracı