Tarihten Notlar programının 9. bölümünde, tarihçi-yazar İbrahim Tatlı, "Türkler Kızılbaş mıydı?" sorusunu cevaplıyor.

İbrahim Tatlı'nın programından pasajlar:

Piyasada Türkler aslında Aleviydi, Osmanlı bunları zorla sünnileştirdi, asimile etti gibi saçma sapan iddialar var. Ve ne yazık ki, baya taraftar buluyor bu iddialar. Bunun böyle olmadığını anlatmaya çalışacağım.

Bu iddialarda bulunan insanlar; Osmanlıda Bektaşilik vardı, Bektaşiler de Aleviydi. Bir kere Bektaşiler Alevi değildi, kaldı ki o dönemlerde Alevilik diye bir şey de yoktu. Kızılbaş diye bir hadise vardı. Kızılbaşlara da Osmanlı 19. yy. Alevi ismini zorla benimsetmeye çalışarak değiştirmiş, ondan sonra Alevi ismi kullanılmaya başlandı.

Hatta İngiliz belgelerinde Kızılbaşlar Aleviler diye bir çalışma vardır.

Şimdi Bektaşilik Sünni bir meşreptir. Şeyh Ebu’l Vefa’dan geliyor. Daha geriden ise Ahmet Yesevi Hazretlerine dayandırılır.

Divanı Hikmet adlı eserinde Ahmet Yesevi Hazretleri, 4 halifeyi nasıl över, inanmayan  açar bakar bulur orada. Nasıl bir Rafızi olabilir o halde?

Daha sonra onların yollarından gelenler, meşreplerini değiştirmiş olabilir. Bu geridekileri etkilemez. Sonradan gelenler Rafiziliğe meyletmiş. Gerek Bektaşi, gerek Ahmet Yesevi eserlerinde 4 halifeyi övüyorlar.

Halil İnalcık bu iddialarda çokça rol oynadı; Türkler aslında Kızılbaştı, Rafiziydi, heterodoks adı altında -heterodoks, yani dinin asıl orta yolu olan Sünnilikten sapmış her türlü şey- topluyor ve aslında bunlar heterodoksdu diyor.

Rafizilerin özelliği zaten sahabe düşmanlığıdır. Ehli Beyt sevgisi değildir. Ehli Beyti bütün Müslümanlar sever, sevmiyorsa ne biçim Müslüman diye sorulur zaten.  Rafiziler Ehli Beytin düşmanları diye kastettikleri kişiler Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman’dır.

Sonuç olarak; Türkler Müslüman olduğunda Sünniydi, Ahmet Yesevi Hazretleri Sünniydi ve kendisinin irşad yaptığı bölgelerdeki halk o zaman da Sünniydi, hala da Sünnidir. Siyasi Şiilik ve Rafizilik, Şah İsmail zamanında çıktı, ondan sonra Kızılbaşlık adı altında artık Anadolu’da bir propaganda yoluyla bir şeyler yayıldı. Zamanla da Rafizilik Bektaşiliğe sirayet etti. Son birkaç yüzyılda ve halihazırda bunlar Rafizidir.