Hazret-i Ali’ye atfedilen pek çok söz vardır. Tarih boyunca pek çok ilim erbabı tarafından bu sözler derlenmiş toplanmış, “yüz söz” şeklinde risaleler meydana getirilmiştir. Çağının büyük ilim adamlarından ve edebiyatçılarından Câhız tarafından derlenen “Hazret-i Ali’nin Yüz Sözü” de bunlardan biridir. “Her biri bin kelimeye denk” denilerek derlenen bu eser, daha sonra “Matlûbu Külli Tâlib min Kelâmi Emîri’l-Mü’minîn Alî bin Ebî Tâlib” ismi ile Harizmşahlar devrinin tanınmış şair ve yazarlarından Reşîdüddîn Vatvat tarafından Farsça’ya tercüme edilmiştir. Reşîdüddîn, bu kitapçığında Hazret-i Ali’nin yüz sözünü nesirle tercüme ettikten sonra o vecizelere uygun birer kıt’a şiir de yazmıştır.

Osmanlılar devrinde pek çok kez Farsça’dan Türkçe’ye tercüme edilen eser, I. Ahmet devrinde, sultanın emriyle, Osmanlı tarihçisi ve Şeyhülislamı Hoca Sadeddin Efendi’nin oğlu Abdülaziz Efendi tarafından “Gül-i Sadberg-Yüz Yapraklı Gül” adıyla tercüme edilmiştir.

Eserin takdiminde dört halifeyi övgüyle anlattıktan sonra şöyle yazar Abdülaziz Efendi:

- “İlim şehrine açılmış kapı olduğu için bütün ruh sahibleri fetihleri ondan alır. Allah’ın Sevgilisi ona öğretti, o da ümmete anlattı. Allah ve Resûlü tarafından seçilen ve razı olunan Hazret-i Ali’nin yüz sözü doğru yola intizam verir. Buruna güzel koku verirse şaşılır mı? Çünkü adı bu şekilde konuldu. Hakikat gül bahçesinin yüz yapraklı gülü, yücelik bağının gölgelikli fidanı. İncelikler incisinin hazinesi budur, hakikatler akçası sandığı bu… Allah’ın kelâmına uygun olduğu için ne kadar övülse, layıktır övgüye… İlim ve faziletin mecmuası bu, hakikat ışıklarının aynası budur.”

Daha sonra, Sultan I. Ahmet’in ilme ve ilim öğrenilmesine ne kadar önem verdiğini anlatan yazar, onun adaletli bir Sultan olduğunu, ibadetine çok düşkün olduğunu vurgulayarak, kendisine verdiği bu görevden gurur duyduğunu anlatır:

- “Bana o halis mübarek inciyi gönderdi, hitabı şu şekilde çıkageldi ki, bu kitabı onun adına yazayım, eserin elbisesini Anadolulu yapıp, güzel ifadelerini araya alayım. (…) Güzellik elbisesini mükemmel yaptım, onun kısa ve özlü yerlerini uzunca anlattım. Bu eserin nesri irfan denizinin incisi oldu... Nazmının bahri de sanki akarsu gibi… Mânâların dalgıcı olanlar bu denizden değerli inciyi alır.”

“İlim Beldesinin Kapısı” Hazret-i Ali’ye atfedilen sözlerden bazılarını aktarmadan önce söyleyelim: Üstad Necib Fazıl’ın “İlim Beldesinin Kapısı - Hazreti Ali” isimli eserinde, “Gül-i Sadberg”te yer alan sözlerin hemen hepsine yer verilmiş. Eseri okuyanlar bilirler, sayfa sonunda ayrılmış çizgi ile Hazret-i Ali’nin sözleri yer alır. Tabiî bizim elimizdeki tercümeden mi, başka bir tercümeden mi bilemiyoruz.

- “Eğer perde açılsaydı şüphesiz imânım şimdikinden fazla olmazdı.”
- “İnsanlar uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar.”
Not: Bu söz burada Hazret-i Ali’ye atfedilse de, İmam Gazali, Bursevî ve Muhyiddin-i Arabi’nin “hadis” olarak aktardığını ve onların da rivayeti Hazret-i Ali’ye dayandırdıklarını belirtelim.
- “İnsanlar babalarının suretlerine benzemekten ziyade zamanlarının sîretine benzerler.”
- “Kendi değerini bilen kimse helak olmaz.”
- “Kişinin değeri güzelce bildiği şey kadardır.”
- “Kendini bilen Rabbini bilir.”
Not: Hazreti Ali’ye atfedilen bu sözün hadis olduğu sabittir. Nitekim Muhyiddin-i Arabi Hazretleri: “Bu hadis, rivayet yoluyla sabit olmazsa da, keşif yoluyla bunun hadis olduğu bize malûm oldu.” buyurmuşlardır. Risale-i Nur’da ve batın yolu kahramanlarının eserlerinde de hadis olarak geçmektedir.
- “Kişi dilinin altında gizlidir.”
- “Dili tatlı olanın dostu çok olur.”
- “İyilikle hürler köle edilir.”
- “Söyleyene bakma, söylenen söze bak.”
- “Kişi bilmediğine düşmandır.”
- “Dilini neye alıştırırsan, seni ona zorlar.”
- “Kalabalık arasında öğüt vermek, azarlamak, rezil etmektir.”
- “Hikmet müminin yitiğidir.”
- “Akıl tamam olduğu zaman söz azalır.”
- “Çok muvafakat nifaka, çok muhalefet de bozuşmaya sebeb olur.”
- “Sonuçları çok düşünen cesur olmaz.”
- “Akıllının dili kalbindedir.”

“İlim Beldesinin Kapısı” Hazret-i Ali Efendimizin ruhaniyetinin üzerimizden eksik olmaması duası ile…

Not: “Gül-i Sad-Berg” tercümesi, Prof. Dr. Adem Ceyhan tarafından hazırlanmış, 2008’de Buhara Yayınları tarafından yayınlanmış. Biz de bu eserden faydalandık. İlgilenenler şu makaleye de bakabilirler: (http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423874534.pdf -28.03.2017)

Baran Dergisi 533. Sayı