ABD Türkiye’ye karşı yürüttüğü “operasyonu” artık açıktan açığa ilanla, bir nevî tehdit gibi açıklamalarla yürütüyor. Hadisenin içindeki kasıt ve niyet bir tarafa; CIA’nın başı ajan David’in Türkiye’den gidişinden hemen sonra böyle bir açıklama gelmesi oldukça manidar ve düşündürücü. Türkiye’nin ajan kaynadığını bu ajanların ellerini kollarını sallayarak rahatlıkla istedikleri gibi dolaştıklarını falan, Baran’ın önceki sayılarında dile getirmiştik. Şimdi bakalım MİT, İran ajanlarını yakalarından tutup içeri tıktığı gibi, CIA ajanlarına da aynısını yapacak mı – yapabilecek mi?

“ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'deki çalışanlarını 12 Eylül anmalarında olası şiddet olayları veya karışıklık çıkabileceğini belirterek, olası gösterilerden uzak durmaları yönünde uyarı yaptı. Büyükelçiliğin açıklamasına göre, 6-12 Eylül tarihleri arasında Ankara'da 12 Eylül 1980 askeri darbesini protesto amaçlı gösteriler yapılacağına ilişkin yer aldı. Açıklamada, bu gösterilerin barışçı amaçlı da olsa, karışıklık veya olay çıkabileceği, bu nedenle Amerikan vatandaşlarının gösterilerden ve kalabalık yerlerden uzak durmaları istendi.”(07.09.2012)

Sıranın Türkiye’de olduğunu, asıl büyük operasyonun Türkiye’ye dönük olduğunu aylardır söylüyoruz. Son birkaç yıldır ABD ile artan siyasî trafik ve Libya’yla başlayan ve Suriye ile iyice açığa çıkan ayrışma ve “Ilıman İslamcı” diye bilinen bir kesimin -batan gemiyi önce fareler terk edermiş ya-   birlikte yola çıktıklarına sırtını dönmesi ve gemi kaptanının bir hamle ile batışı boşa çıkarmış olması ile birlikte, içteki ve dıştaki hain ortak eylem kararı alarak gemiyi güverteden batırmaya niyetlenmişler. Bu haber böyle okunmalı ve böyle değerlendirilmeli. Çünkü daha birkaç hafta önce bir düşünce kuruluşunda Türkiye’yi “zorunlu” savaşa sokma senaryosunda “Gaziantep’te Sivillerin Bombalanması” gibi savaş oyunları planlanmamış mıydı. Ve bu plan gerçek hayatta da karşılığını bulmamış mıydı. Haberin bir diğer yönü de; NATO ve ABD’den çok ciddi bir pislik, MOSSAD-CIA ortak yapımı bir katliam kokusu geliyor. Kimin üzerine atacaklar meçhul. Gaye pislik. Kim ölmüş kaç kişi ölmüş bunların umurunda mı. Hâli hazırda daha önceki gün Yemende onlarca sivili insansız hava araçları ile katleden bunlar değil mi? Milyonlarca Iraklı kadını ve çocuğu öldüren, katleden ABD-İsrail, İstanbul’da, Ankara’da, Diyarbakır’da ölecek 50-100 tane Türk ve Kürt’ün hesabını mı yapacak? Tek yol, bütün ajanları ve hainleri deşifre ederek, milletin önüne atmak ve karadan denize doğru sınırlara sürmek. Bu vatanın insanlarını katledenlere başka türlü davranmak olmaz!