Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun İstanbul’da bir hastaneye sevk edilmesiyle birlikte çeşitli spekülasyonlar yapılmaya başlandı. Bu spekülasyonların başında da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “af” yetkisini kullanarak İBDA MİMARI Salih Mirzabeyoğlu’nun tahliyesinin önünü açacağı haberleri gündeme geldi.

14 senedir hukuka aykırı bir şekilde cezaevinde tutulan, 12 senedir “Telegram” isimli,elektro manyetik sinyallerle yapılan işkenceye maruz bırakılan,tek kişilik hücrede tutulan Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun suçu ne?

 Bir Müslüman gibi yaşamayı istemek mi suç, yoksa o günkü mevcut yapının Müslüman avı başlatarak insanları zindana atması mı?

 Bu soruya o dönem İBDA MİMARI Salih Mirzabeyoğlu’nun yargılandığı davaya bakan hâkim ve savcıların dahî verebilecekleri müşahhas bir cevab yok iken, zorlama şekillerle affetmeye çalışmaya lüzum ne?

28 Şubat yargı kararlarının, hak ve adaletten uzak olduğuna dâir Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun elinde yüzlerce belge ve ifade varken; 28 Şubat kararlarının iptali, dolayısıyla yok hükmü uygulanması ve mağdur edilenlerden af dilenmesi gerekirken suçsuz birini affetmeye kalkmaya sebeb ne?

Mevzuun gündeme gelmesi yerinde olmakla birlikte, gerek hukuk sistemi ve gerekse kamuoyu vicdanı açısından bu türlü zorlama yollara girmeye gerek yok; yapılması gereken,  İBDA MİMARI Kumandan Salih Mirzabeyoğlu gibi bir fikir adamına bunca eziyeti reva görenlerden hesap sorulması; bununla birlikte hukuk nezdinde iâde-i itibarının verilmesi.

Adalet, hak ve hukuk kelimelerinin havada uçuştuğu bu demlerde, böyle bir hukuk faciasının afla giderilmeye kalkışılması yanlıştır! Ayrıca birisinin hayatından 14 seneyi çalmanın bir bedeli yok mu?

Hukuksuzluğun, mevcut hukuk çerçevesinde hâli yoluna koyulması ve İBDA MİMARI’nın şahsında bütün 28 ŞUBAT mağdurlarının da haklarının iâdesi gerekiyor. Devletlerin uluslararası ilişkilerde “karşılıklılık prensibi” uyarınca hareket etmesi gibi, ortada hukuka mugayir her ne varsa kaldırılması ve “hukuk”un tarifine nisbetle (‘birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir’) bu durumun hâli yoluna koyulması gerekiyor.

Hâli hazırda, İBDA MİMARI SALİH MİRZABEYOĞLU, hayatı, fikirleri ve teklif ettiği sistemi ile müslümanca yaşamanın ve bedel ödemenin ne olduğunu göstermiş bir kahramandır; acaba o bizi affedecek mi?