Ailelerin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki oturma eylemi sürerken, HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, reşitliğin kanunen sınırları olduğunu, reşit olan insanların yaptıklarının kendilerini bağladığını ifade ederek, şöyle dedi: "Doğru veya yanlış. Şunu söylüyorum; Genç erkek veya kız, kendi iradesi ile dağa mı gider, bağa mı gider, gezmeye mi gider bu kendi bileceği iştir. Bu doğru mudur, yanlış mıdır bu da ayrı bir tartışma konusudur. Ama, reşit olmayan ve eğer iddia edildiği gibi 15- 16- 17 yaşlarındaki gençler şu veya bu şekilde dağa gitmişlerse, PKK'ye düşen bunları ailelerine iade etmektir. Veya bu şekilde gelenlerin önünü kesmektir."

Bu arada çocuklarının dağa götürüldüğü iddiasıyla 19 Mayıs'ta iki ailenin başlattığı oturma eylemine katılan ailelerin sayısı 10'a yükseldi. Ellerinde çocuklarına ait fotoğraflar ve pankartlarla belediye önünde bekleyişlerini sürdüren aileler, onca zaman geçmesine rağmen çocuklarının PKK tarafından bırakılmamalarına tepki gösterdi.

Çocuklarına kavuşacakları günü özlemle bekleyen aileler, dua edip gözyaşı döküyor. Analar ağlamasın" diye başlatılan çözüm sürecinde, evlatlarından ayrı kalan gözü yaşlı anneler, çocuklarına kavuşmak için yetkililere sesleniyor.

Oğlu Fırat Aydın Eren'den 33 gündür haber alamadığını belirten anne Mahfuze Eren, 23 Nisan'da piknik amacıyla Lice'ye giden oğlunun kadın örgüt mensuplarınca ikna edilerek-kandırılarak götürüldüğünü iddia etti.

"TÜM ANNELER GELSİN"

Ağlayan çok anneler olduğunu ifade eden Eren, çocuğu gidip de gelmeyen anneler olduğunu, bu eylem ile onların sesi olduklarını vurguladı.

"Tüm anneler gelsin. Bu sadece dağa giden annelerin sorunu değil. Asker annesi, polis annesi de gelsin. Hepimizin ciğeri yanıyor. Sadece oğlu dağda olan annelerin değil. Bu Türkiye'nin kanayan bir yarası. Barışın bir an önce gelmesi lazım" ifadelerini kullanan Eren, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın kendilerini ziyaret etmediğini belirtti.

Kızı Halime Gündüz'e kavuşmak için oturma eylemini sürdüren Safiye Gündüz, kızına kavuşana kadar oturma eylemini sürdüreceğini söyledi.

Gündüz, kızının 15 yaşında olduğunu ifade ederek, "Anne çocuğundan ayrılır mı? O benim bebeğimdi. Onu getirene kadar buradan gitmiyorum. Onu okulundan ettiler. Bu vicdan, merhamet midir? Başbakandan, Cumhurbaşkanından destek istiyoruz" dedi.

Röportaj sırasında duygulanarak ağıt yakan Gündüz, "Belediyenin düzenlediği piknikte çocuklarımızı kandırıp götürdüler. Herkes anadır. Halimizden anlasınlar. Bu zulümdür. Bu halka zulümdür. Allar bırakır mı bu zulmü yapanı" diye konuştu.

TV’DE GÖRDÜ, EYLEME KATILDI

Fatma Türk, Kürtçe yaptığı konuşmada, oğlu Ahmet Barış'ın kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi.

Eylemi televizyondan gördükten sonra belediye önüne gelerek bugün eyleme katıldığını ifade eden Türk, oğlunun 15 yaşında olduğunu söyledi.

Oğlunun okuldan geldikten sonra bilyeleriyle oynadığını anlatan Türk, "Oğlum okul çantasını bırakıp bilyelerini, topacını alır oynamaya giderdi. Oğlum oyuncak oynuyordu. Bunlar dağ çocuğu değil. Bir oğlum daha dağa gitmişti. Çocuklarımın dağa gitmesini kabul etmiyorum. Oğlum geldiği zaman kurban kesip, mevlit vereceğim" diye konuştu.