Selâm ile…

Gündemdeki mesele 28 Şubat Operasyonları… Operasyonun ikinci dalgası da gerçekleşti. Dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak'ın da arasında bulunduğu emekli ve muvazzaf birçok subay önce gözaltına alındı, daha sonra tutuklanarak cezaevine konuldu.

28 Şubat Operasyonu uzunca bir süre gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor, öyle de olması gerekiyor zaten. O döneme ve yaşananlara sebep olan daha birçok darbe şakşakçısı Hak ve halk düşmanına uzanmalı. Bu operasyonlar devam ederken tekrarla ve ısrarla belirtiyoruz; bu operasyonlar sadece askerle sınırlı kalmamalı, medya, siyaset ve yargı ayaklarına da uzanmalıdır. Cezaevlerinde bu postmodern (!) darbe sebebiyle tutsak olan ve mahkûmiyet çekmiş herkesin hakkı iade edilmeli ve devlet tarafından Salih Mirzabeyoğlu başta olmak üzere bu kişilerden özür dilenmelidir.

***

Bir taraftan 28 Şubat operasyonları devam ederken diğer taraftan bu karanlık dönemin kalıntıları devlet eliyle yürütülmeye devam ediyor! Dergimize Mustafa Hacımustafaoğulları ile yapmış olduğumuz ve 255. Sayımızda yayımlanan "TSK'nın zirvesinde, Allah ve Resul aşkıyla yananları görmek istiyoruz" başlıklı mülâkat sebebiyle, TCK'nın 301/2 maddesinden (Devletin askerî kurumlarını ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak) Adalet Bakanlığı'nın izni ile bir soruşturma başlatıldı. Oysa Mustafa Hacımustafaoğulları'nın vermiş olduğu bu mülakatta öyle bir üslub kullanmadığı dikkat çekerken, kendisinin vatanperverliği ve halk yanlısı duruşu açıkça anlaşılıyor. İşte o röportajdan birkaç cümle:

"Darbe gayreti de silah gücünden kaynaklanan bir şey. İnsana silahın vermiş olduğu bir güven var. Silahlı Kuvvetler dışında da darbe yapmak isteyen birçok kesim var; fakat güçlü silahları olduğu için darbe yapan Silahlı Kuvvetler oluyor.

(…)Asker bir vasıtadır. Askerin kendisi karar veremez, ancak siyasî kararları uygular. Darbeciler ise siyasi mekanizmayı ele geçirmek isterler. Zaten askerî eğitimde de bize, "devletin tek sahibi sizsiniz, sizin dışınızdakiler ister başbakan olsun, isterse cumhurbaşkanı olsun, isterse halk bunları yüzde yüz seçimle belirlesin, hiç fark etmez, her an hata yapabilirler!" dendi ve biz böyle yetiştirilmek istendik."

Bu mevzuu kapağımıza taşıyoruz ve Adalet Bakanlığı'na, 28 Şubat Operasyonlarının düzenlendiği şu günlerde dergimize açılan soruşturma izni sebebiyle "Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu!" diyoruz.

Şunu da belirtelim ki, dergimize mülâkat veren Sayın Mustafa Hacımustafaoğulları, YAŞ Kararlarıyla ordudan atıldığı ve mağdur olduğu için daha ağır ifadeler kullanma hakkına sahipti. Buna rağmen duygusallıktan uzak ve berrak görüşleri için soruşturma izni verilmesini kınıyoruz.

Savcılığın mülâkatı yapan İdarî Müdürümüz Fatih Turplu'nun ifadesine başvururken bizden dergi nüshasını istemesi de enteresan. Ayrıca mülâkatın ses kaydını da dergimize kadar gelerek istediler. Tabiî ki reddettik. Ayrıca mülâkat yapılan kişinin adresini de bizde istediler. Bilmediğimizi belirttik…

***

Hakkı Aka, “Yukarıdan Bastıranlar Basıldı. Peki Ya Şimdi?” başlıklı yazısında “Mirzabeyoğlu Davası yeniden görülmelidir” diyor.

Av. Ali Rıza Yaman’ın “Mirzabeyoğlu Davası ve...” başlıklı yazısı ikinci bölümü ile devam ediyor ve davanın hayatî önem taşıdığı vurgulanıyor.

Yazarımız Adalet Eski Bakanı Av. İsmail Müftüoğlu, “Demokratik Hukuk Balansı” başlıklı yazısında 28 Şubat Operasyonları’ndan bahsediyor.

Carlos (Salim Muhammed)’in bu haftaki yazısının başlığı “Titanik’le Beyin Yıkama ve Niçin Tehlikeliyim?”

Bu hafta Barış Kurt’un Doç. Dr. Ömer Kul ile Doğu Türkistan davâsı üzerine yapmış olduğu söyleşiyi orta sayfamızdan yayımlıyoruz.

Av. Ali Rıza Yaman’ın “Bizim Amerika’yı Ziyaret” yazısının dördüncü bölümünü dergimizde bulabileceksiniz.

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen eseri “Ölüm Odası B-Yedi”nin 102. bölümünün alt başlığı “Nokta (Çokluğun Gayesine Varan)...

Yunus Vanlıoğlu İslâm Tarihini anlatmaya devam ediyor: “Hz. Osman”...

Sezâi Kırlangıç “Bu Asalaklarla Yaşamaya Mecbur Muyuz? Üçbin Aile...”, A. Tevfik Dayan “Oyu Az Olan Partinin Etkisi Büyük Başkanı -III-” ve Gülçin Şenel “İnternet ve Çocuk” başlıklı yazıları sizler için kaleme aldılar.

Gelecek hafta yeni bir Baran Dergisi ile buluşmak dileğiyle...