Selâm ile...

Baran Dergisi’nin 306. Sayı ile tekrar beraberiz.
Terörist İsrail ordusu, İzzettin El Kassam Tugayları Komutanı, Hayalet lakaplı Ahmet Said El Cebari’yi şehid etti. Bunun ardından İsrail ve Gazze arasındaki savaş alevlendi. İsrail kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden katlediyor. Gazze ise direniyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk yok edilmeye çalışılıyor.
Diğer taraftan İsrail’in bütün teknolojisine rağmen, Hamas, İzzettin El Kassam Tugayları direnişi sürdürüyor ve İsrail’in hiç beklemediği kayıpları vermesine yol açtı. İsrail’in “Demir Kubbe”si çöktü; Yahudiler korkudan kanalizasyon borularına sığındı...
Öte yandan T.C. Başbakanı Tayyip Erdoğan “İsrail bir terör devletidir, öleceksek adam gibi ölelim” diyerek İsrail’e rest çekti. AKP grup toplantısında “katil İsrail” diye sloganlar atıldı; ama bizim bu sözler üzerine düşmek istediğimiz not şu: bir memleketi dışa karşı kuvvetli yapan unsurların başında, içte birliği sağlayıcı politikaların genişletimesi, uygulanması gelmektedir. 
Bu sözlerin, restlerin havada kalmaması ve aksiyona dökülmesi Anadolu insanının çıkarınadır. Her halükarda İsrail dünya üzerinden silinecektir; fakat buradaki mesele Ortadoğu ve dünyada dengeler değişirken, Türkiye’nin hangi fikrî ve ideolojik veche ile bunun liderliğine soyunacağıdır.
***
Sezâi Kırlangıç, bu haftaki yazısında İsrail’in Gazze saldırısını mevzu ediniyor. Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “Ortadoğu’da İsrail Diye Bir Devlete Yer Yoktur” sözünü başlığa çektiği yazısında “Bir yanda dünyanın en gelişmiş teknolojisi ile üretilmiş silahlar, koruyucu kalkanlar ve robocopp gibi giydirilmiş askerler diğer yanda ev yapımı garip garip füzeler ve ellerinde keleşvarî silahları ile kazaklı gömlekli insanlar… Uçaklarla üzerlerine bomba yağdırılan, binaları ile birlikte havaya uçurulmak istenen insanlarda korkudan ve endişeden izlere rastlanmadığı gibi bir de meydan okurcasına savaş makinelerinin üstüne taşlarla, sopalarla ve zafer işaretleri ile gitmekteler. Oysa Yahudi, o pis ve necis varlık fare gibi korkak ve hain, sıçanlar gibi deliklere girmeye ve kaçmaya mecbur ve memur” diyor.
Gazeteci Yazar Ali Eyvaz ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide Ali Eyvaz, “İsrail, Korkusundan Saldırıyor” diyor.
Ömer Emre Akcebe, “Kazanmaya Mahkûmuz” başlıklı yazısında “Allah'ın yeryüzündeki halifesi olarak sıfatlandırılmış mü'min, zamanın ve mekânın kendisine ait olduğunu, canın ve malın O'ndan emanet olduğunu ne vakit tam mânâsıyla idrak ederse, bu berzahın kurtuluşu da o vakittir…” diyor.
Çakal Carlos (Salim Muhammed), bu hafta tüm Ortadoğu’yu analiz ettiği yazısında “Filistinliler Gazze’de Değil, Tüm Dünyada Savaşmalıdır” diyor.
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “Ölüm Odası B-Yedi” eseri dergimizde tefrika edilmeye devam ediyor. Büyük bir alaka ile okuyacağınız 132. bölümün altbaşlığı “BİLLÛR KEYFİYET'TEN”...
Yakup Köse’nin Milat Gazetesi’nde yayınlanan “Necip Fazıl Mirzabeyoğlu -II” başlıklı yazısını sizler için iktibas ediyoruz.
Av. İsmail Müftüoğlu, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’ndan bahsettiği “Ölüm Var Ölüm” başlıklı yazısında “İnanıyoruz ki Salih Mirzabeyoğlu aleyhine verilen ve Temyiz mahkemesince onaylanan karar, askeri baskı sonucudur ve yanlı bir karardır, 28 Şubat döneminde Genelkurmayın düzenlediği brifinglere katılıp, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini ihlal eden zevatı ayakta alkışlayanların adaletinden emin olmak mümkün müdür?” diyor...
Ayrıca dergimizde sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.
Gelecek hafta yeni bir Baran Dergisi’nde buluşmak dileğiyle...
Ya Muntakîm Allah, Bizi İntikamına Me’mur Et!