Selâm ve Duâ ile,

Hak ile Bâtıl arasındaki savaşın kazananının biz olacağımız artık iyiden iyiye netleşmiş vaziyette. 

Bu ifâdeyi bugüne kadar pek çok kez kullandık, ne var ki cereyan eden hadiseler bize her daim bu 

gerçeği ihtar ediyor. Devlet-i Aliyye’nin yıkılmasından sonra Büyük Doğu Coğrafyasında hâkimiyet 

kurabilmek adına Batı tarafından inşa edilen bütün sunî dengelerin altüst olduğu, çizilen sunî sınırların 

işlevini yitirdiği, kukla rejim ve iktidarların tutunamadığı bir demdeyiz.

Batı’nın yeni düzende görmek istemediği İslâm birliği ve ümmet şuurunun karşısına getirdiği 

çözümlemeler ve uyguladığı projelerin tükenme noktasına geldiği, Irak’ta yaşanan son hadiselerle 

birlikte aşikâr hale gelmiştir. 

ABD tarafından Irak rejiminin Körfez harbinde cebren yıkılması ve sonrasında yönetimin 

işbirlikçi Şiilere emanet edilmesi sosyolojik olarak birçok kırılmaya yol açtı. IŞİD’in bir örgütten 

ziyade bir devlet tarzında hareket ediyor gibi algılanmasının arkasındaki sebep olarak hareketin 

bir ‘meşruiyetinin olması’ ve Sünni Müslümanlar tarafından desteklenmesi de gösterilebilir.

Birinci Dünya savaşı sonrasında Ortadoğu’da kurulan hiçbir sahte denge tabiî olarak 

yerleşmedi. Şimdi ise bu sahte dengelerin yıkılışına şahit oluyoruz. 

Böyle bir süreçte Türkiye’nin de bir misyon üstlenmesi artık zaruret haline gelmiştir. ‘Yıkmak‘ 

üzere yapılan projelerin bir bir yıkıldığı Büyük Doğu Coğrafyası’nda ‘yapmak’ adına harekete geçmek 

zamanı gelmiştir! Büyük Doğu ekseninde ve bir mutlak fikir çerçevesinde tüm şartların lehe dönmeye 

başladığını görmekteyiz.

Yazarımız Ömer Emre Akcebe, Büyük Doğu Coğrafyasında cereyan eden hadiselerle ilgili “Sunî 

Dengeler Bir Bir Yıkılıyor” başlıklı bir yazı yazdı.

Faruk Hanedar, geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalına röportaj veren CIA görevlisi Graham 

Fuller’in söylediklerinin ışığında ABD’nin Ortadoğu Politikasının çöküşünü değerlendiriyor.

Sezaî Kırlangıç’ın bu haftaki yazısının başlığı ise “Şeyh Said’in Muradı Büyük Doğu-İBDA’nın 

Muradına Uygundur...”

Bahattin Yeşiloğlu, “Ortadoğu ve Şiilik” yazısıyla, Şia mezhebini ve Şiiliği anlattı.

Fatih Turplu “İBDA ve Salih Mirzabeyoğlu Hakkında Birkaç Not...” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazarımız Salim Muhammed’in (Çakal Carlos) bu haftaki yazısının başlığı “Belçika’da Öldürülen 

İsrailliler.” 

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun kaleme aldığı ve her hafta dergimizde tefrika edilen Ölüm 

Odası B/YEDİ’nin bu haftaki alt başlığı “KKM (PUTKIRAN İPUCU)”...

Haberlerimiz, haber-yorumlarımız ve diğer içeriğimiz ile birlikte bu haftanın muhtevâsı böyle. 

Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere; Allah’a emanet olun...