1999 Şanlı Metris Zaferi’nin 15. Sene-i devriyyesi… Büyük Doğu-İBDA neferlerinin bu tarihî zaferinin başta memleketimiz olmak üzere bütün İslâm Âlemi’ne hayırlara vesile olmasını dileyerek sözlerimize başlıyor ve şehidimiz Sancar Kartal’ı gıpta ile anıyoruz…
*
22 Temmuz tarihinde, Bolu F-Tipi cezaevindeki tecrit hücresinden tahliye edilen Kumandan Salih Mirzabeyoğlu, 29 Kasım tarihinde, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen “Adalet Mutlak’a” başlıklı konferansla beraber Anadolu ile kucaklaştı.
Kısaca hatırlayacak olursak, 28 Şubat sürecinin en önemli hedefi, İslâm davası ile Anadolu’nun birbirinden tecrit edilmesiydi. Bu gerekçeyle, Kâinatın Efendisinin zuhurundan beri kesintisiz bir şekilde süren İslâm İnkılâbının asrımızdaki emir subaylığını üstlenmiş olan Büyük Doğu-İBDA’yı, sancağın düştüğü diyar olan Anadolu’dan tecrit etmek, İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nu da ortadan kaldırmak, olmazsa itibarsızlaştırmak, o da olmazsa tecrit ederek sükûta mahkûm etmek maksadıyla bugüne dek birçok yola başvurdular… Bugüne kadar gelinen sürecin hikâyesi herkesin mâlumu; ayrıntılara girmiyoruz…
İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen konferansında bir kez daha şahit olmuş olduk ki, “mukadder oluş”, önünde hiçbir engel, mâni tanımıyor. Anadolu’da yetişen ve yetişmekte olan neslin fikre olan açlığı, gerçek bir şahsiyete olan susuzluğu ve Müslümanın sahib olması gereken coşkuya olan tutkusu, bu konferans vesilesiyle bir kez daha görülmüş oldu. Kimi kesimler tarafından bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam diye aşağılanan Anadolu insanının, gerçek fikir ve kahramanını bulduğu vakit kendisine has bir hissiyât ile ona nasıl kıymet verdiğini ve etrafında buluştuğunu da, bunun da nasıl bir ihtişama mevzu olduğunu bütün Türkiye gördü... Dost-düşman herkes Büyük Doğu İBDA hareketinin gençliğiyle, kitlesiyle, fikriyle bir Türkiye gerçeği olduğunu, tabiî hâliyle “Türkiye gerçeğiyiz!” deyişini hissetti…
Halkımızın fikre olan teveccühünün Necip Fazıl’dan beridir ilk defa hissedildiği bu konferansa ait bazı anekdotları sizlerle paylaşalım:
Yurtdışından ve Anadolu’nun birçok yerinden otobüslerle konferansa gelen davetlilerin yanı sıra, İstanbul’dan da büyük bir katılım gerçekleşti. HKM’nin otoparkı dolduğu için gelenler araçlarını caddelere bıraktılar. Konferans salonunu dolup taşması üzerine, davetliler ve misafirlerin büyük bir kısmı konferansı, salonun dışında kurulan ekranlardan izlediler. Kongre merkezi yetkilileri üst kattaki balkonların çökme tehlikesine binâen kapıların kapatılmasını istedi…
Konferansa katılan başta İslami camiadan siyasetçi, aydın, akademisyen, gazeteci, yazar, aktivist, Hamas Yetkilileri, âlimler ve işadamlarıyla beraber binlerce misafir büyük bir heyecan içindeydi. Onlar da ilk defa Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nu kendi ağzından dinleme ve yakından görme fırsatını yakaladılar. Milletvekilleri ve siyasî partilerden bugüne dair iyi dileklerini barındıran telgraf geldiği bilgisi de Tertip Heyeti’nden alındı.
Konferansa özellikle her kesimden genç kuşağın büyük bir ilgi göstermesi dikkatlerden kaçmadı. Başta İbda bağlıları, yeni kuşak İbdacı gençlik olmak üzere, Türkiye’deki birçok farklı grup ve kesimden üniversite gençliğinin Mütefekkir Mirzabeyoğlu’nun konferansına katılması, Haliç Kongre Merkezi’nde tarihi bir görüntü oluşturdu. Mütefekkir Mirzabeyoğlu’nun eserleri salonda açılan bir stantta tanıtıldı. Açılan stantta büyük bir izdiham vardı. İbda yayınlarının standındaki kitaplar dört kez takviye edildi. Salih Mirzabeyoğlu’nun binlerce kitabı ve konferansa özel tanıtım için getirilen eserler de (hâliyle) tamamen tükendi.
İstanbul’dan ve civarından birçok şehrinden konferansa gelmek için yola çıkmış yüzlerce kişi ise salondaki izdiham ve kalabalığın haberini aldıklarından ötürü yarı yoldan geri döndüler. Organizeyi sağlayamaya çalışan görevliler kalabalık karşısında şaşırırken yaklaşık 3 buçuk saat süren konferansta heyecan kaybedilmeden sonuna kadar sürdü. Konferansa katılamayan birçok gönüldaşın ve vatandaşın sosyal medya-internet üzerinden yayın yapılacağı bildirisi alınca online yayın yapan birçok siteyi yoğunluktan erişilemez hale getirdi. Sadece bir siteye aynı anda 27 bin kişinin giriş yapmasıyla site çöktü…
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın talebi üzerine Haliç Kongre Merkezi’nde Salih Mirzabeyoğlu ile yarım saat süren bir görüşme gerçekleşti. Kumandan’ın cezaevinden tahliye edilmesi ile alakalı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “bu hukuksuzluğu gidermekte çok geç kaldık” dediği de görüşmedeki notlardan... Ayrıca diğer meseleler hakkında da fikir alışverişinde bulunuldu. Bunların mahiyeti hakkında bir bilgi verilmedi.
Gazetecilerin, yazarların ve aydınların Mütefekkir Mirzabeyoğlu ile özel görüşme talebi kırılmayarak kongre merkezinin restoranında ufak bir görüşme gerçekleştirildi…
Program Salih Mirzabeyoğlu’nun mücadelesini ve hayatını anlatan bir sinevizyon gösterisiyle başladı. Sinevizyon gösterimi sonrası Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun Avukatı ve aynı zamanda Tertip Heyeti Başkanı olan Hasan Ölçer bir takdim konuşması yaptı ve Salih Mirzabeyoğlu’nu kürsüye davet etti.
Bu tarihî konferansı kapağımıza “Kumandan Anadolu’yla Kucaklaştı” manşetiyle taşıdık…
Bu hafta dergimizi Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun Haliç Kongre Merkezinde verdiği tarihî konferansa ayırdık. Dergimizdeki bütün yazılar bu mevzu ile alâkalı… Başyazımızı Kâzım Albay kaleme aldı ve başlığı şöyle “Kumandanın Konferansından Notlar ve Gözlemler ”…
Bu mevzu ile alâkalı olarak Yazarımız Şükrü Sak Tertip Komitesi Başkanı Av. Hasan Ölçer ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Bu söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz…
Dergimizdeki diğer muhteva ise şöyle: Sezâi Dilbilen “Konferans: asgarî müştereklerle gerçekleşen buluşma”, Şükrü Sak “Hücre’den Milletin Bağrına”, Tuncay Aksoy “Yeni Dünya düzeni buradan başlasın”, Murat Koparan “Vasıfsızlık Sendromundan Adalet Mutlak’a”, Gülçin Şenel “Haliçten taşan mânâ: Yürüyen Büyük Doğu”…
Ayrıca Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Engin Aydın’ın Konferansla alâkalı intibalarını dergimize iktibas ettik.
Çakal Carlos (Muhammed Salim) ise “Niçin ABD’nin Öncelikli Hedefi Oldum?” başlıklı yazısıyla dergimizde… Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen “Ölüm Odası B-Yedi” bu hafta “Rüyâ Gerçek Oldu” alt başlığıyla ve 237. bölümü ile devam ediyor.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere…