Bu hafta Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in vefatının 32. Senesi doluyor. Onun yaşadığı devre nisbetle bugün küfür kuvvetini kaybettiyse, bunda en büyük hisse sahiblerinden birisi, hatta en başta geleni Üstad’dır. Rahmetle anıyoruz. Necip Fazıl ilim, fikir ve sanatta birçok kıymetli eser vermiştir ve hiç kuşkusuz en mühim eseri İdeolocya Örgüsü’dür; nitekim kendisi bu eseri “bütün geçit ve kilit noktalarını gösterici ve dâvayı temellendirici baş eseri olarak” diye belirtir. Bu eserini, yani İslâm Ümmeti’nin ekmek gibi, su gibi ihtiyacı olan İslâm’a Muhatab Anlayış’ın sistematiğini derlediği yıllarda şöyle demişti: “Bizim, bazen, belki de hep göğsümüze doğru esen rüzgârın, bir gün ense kökümüzün bir karış altından iteceği ümidini hiç kaybetmedim ve bu ümitle her çileye katlandım, didindim, çabaladım, yaşadım.”

 Necip Fazıl’ın ardından Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu, Büyük Doğu dâvasının bütün fikrî yapısını, aksiyon tarafını ihmal etmeden derleyerek İbda fikriyatını örgüleştirdi ve o da tıpkı Necip Fazıl gibi dâvayı temellendirici bir eser olarak İdeolocya Örgüsü’ne nisbetle “Başyücelik Devleti”yle yeni bir sistem teklifi hâlinde sundu… Bugün dünya ve Türkiye’deki sistem krizlerine ya da başka bir deyişle hepsi ayrı bir kriz hâline gelmiş sistemlere bakıldığında, ihtiyacın ne olduğu da görülüyor aslında; bu veçheden bakıldığında Türkiye’deki başkanlık sistemi tartışmasının da aynı ihtiyaçtan kaynaklandığını söylemek sanıyoruz yanlış olmaz. İnsanlık bunalımda ve Osmanlı’nın çöküşünden beridir hem biz ve hem de dışımızdaki dünya bir türlü durulmadı; “bayrak düştüğü yerden kalkar” esprisi içerisinde ancak Anadolu merkezli bir şahlanışın -doğrusunu Allah bilir- dünyanın son ümidi olduğunu söylemek abartı olmaz. Avrupa ve Amerika’nın Türkiye üzerindeki müdahalelerinin zaman içerisinde devre devre artarak gelinen noktada işin bir ölüm-kalım mücadelesine doğru sürüklendiği bu günlerde, yeni bir sistem teklifi olarak Başyücelik Devleti’nin daha mühim bir noktaya oturduğu gözüküyor…  

Bunun yanı sıra, bu mevzuda etrafında bir özeleştiri olarak söyleyelim ki “Başyücelik Devleti”nin ütopik bir sistem teklifi olduğunu iddia edenlerle, ütopik olmadığını iddia edenlerin Başyücelik Devleti sistem teklifi hakkındaki yazı-makale-görüşlerinin neredeyse benzer olması, bu mevzuun henüz istenilen seviyede ele alınmadığını gösteriyor; istisna olmak kabilinden bu meseleyi son dönemde ilk defa pratik olarak teklif edilebilir bir periyoda çeken ise Aylık Dergisi oldu. Son üç sayısında Başyücelik Devleti sistem teklifini müşahhas planda işleyen ve işlemeye devam edecek olan Aylık Dergisi’nin bu husus etrafında takip edilmesini özellikle tavsiye ettiğimizi de buraya not düşelim… 

Bu hafta vefatının 32. yılında Necip Fazıl’ı Salih Mirzabeyoğlu’nun “Başyücelik Devleti” yeni sistem teklifi etrafında ele almaya çalıştık ve kapağımızda “Necip Fazıl ve Başyücelik Devleti, Dâvası ve Mânâsı” manşetini kullandık.  Kapak yazımızı Ömer Emre Akcebe kaleme aldı; yazısının başlığı “Yüce Devlet mi, Cüce Devlet mi?” 

Dergimizde, yine kapak mevzumuz etrafında Sezâi Dilbilen’in “Başyücelik Devleti ve Kavmiyetçilik”, Fatih Turplu’nun “Soylu At ve Sütçü Beygiri Arasındaki Fark” ve M. Taha İnci’nin “Kurtuluş İslâm’da, Kurtuluş Yolu İse BD-İBDA’da” başlıklı yazılarını bulabileceksiniz.

Türkistan Birliği Başkanı Adem Çevik ile Türkistan coğrafyasında yaşayan Müslümanlar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Çevik bu söyleşide, “Özbekistan ve Kırgızistan’da Müslümanların huzura kavuşması için bir kıvılcım beklendiğini” vurguladı.

6. Uluslararası Dergi Fuarı sona erdi. Fuara dair haberleri dergimizin 12. sayfasında bulabileceksiniz. Ayrıca, fuarda Yedi İklim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal ile ve okurlarımız ile yapmış olduğumuz söyleşileri de dikkatinize sunuyoruz.

Çakal Carlos (Salim Muhammed)’in bu haftaki yazısının başlığı “İzzet İbrahim el Durî Yaşıyor”...

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun Baran Dergisi’nde tefrika edilen eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin 261. bölümünün alt başlığı “Mükemmel Sayı (Kamer Menzillerinde)”...

Abdullah Kiracı, “Antik Roma’da Vakıf” kurumunu incelemeye kaldığı yerden devam ediyor.

Bahattin Yeşiloğlu, “Noktalamalar” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Baran’ın 436. sayısında ehemmiyetli gördüğümüz güncel haberleri de sizler için derleyip yorumladık.

Gelecek sayımızda görüşmek üzere...

Allah’ın selâmı üzerinize olsun.