58 cilt esere imza atmış fikir ve aksiyon kahramanı Salih Mirzabeyoğlu, 28 Şubat’ın brifingli yargısı tarafından idam cezasına çarptırılmıştı. Mütefekkir Mirzabeyoğlu’nun cezası idamın kaldırılması ile ağırlaştırılmış müebbede çevrilmişti. Kumandan Mirzabeyoğlu’nun avukatlarının yaptığı yeniden yargılama talebinin kabul edilmesiyle 16 sene sonra 22 Temmuz 2014 tarihinde cezaevinden çıkmasının ardından, yapılan hukuksuz yargılamanın ve cezaevindeki uygulamaların sorumlusunun kim olduğu hususundaki sis perdesi de yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlıyor. Ergenekon Davası’nda yargılanan eski Jandarma İstihbarat Personeli Okan İşgör’ün “Mirzabeyoğlu’nu infaz emrini emniyetteki bir birimden aldım” şeklinde verdiği demeçlerden sonra kamuoyunda Mirzabeyoğlu Davası’nda paralel yapı parmağının olduğu yönünde tartışmalar yaşanmıştı.  Yeni Akit Gazetesi'nin 23.10.2014 tarihli haberini sizlerle paylaşıyoruz.

Okan İşgör, Yeni Akit Gazetesi’ne verdiği ve Yeni Akit Gazetesi’nin manşetten duyurduğu haberde “Salih Mirzabeyoğlu’na Kod 126 adıyla infaz emri verildiğini” belirtti. 

Okaş İşgör, “2008 yılına kadar Jandarma İstihbaratta çalıştım. 1998 yılında terör örgütlerinin ve mafya gruplarının bulunduğu Ambarlı Limanlarında görevlendirildim. İBDA-C mensuplarına yönelik yapılan operasyonlarda görev aldım. 1999 yılı Ekim ayında görevli olarak Metris cezaevine girdim. Adil yargılama yapılmadığı gerekçesi ile mahkemelere çıkmayan İBDA mensuplarının çeşitli cezaevlerine dağıtılması sürecinde görev aldım. 5 Aralık 1999 tarihinde de Metris Cezaevinde İBDA mensuplarına yönelik yapılan operasyonda arabuluculuk yaptım. Operasyondan bir hafta sonra da, 13 Aralık 1999 tarihinde Metris’ten çıkarıldım. İçeride bulunduğum sürede, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, sonrasında Cezaevi Savcıları Hüseyin Akistanbullu ve Kaya Kabacaoğlu ile paylaştığım. Tuğgeneral Engin Hoş vasıtasıyla İstanbul Emniyetinde görevli bir grup polis şefiyle tanıştım. TEM şube sağ terörde görevli polis memuru Komando kod Şener Fırıncı vasıtasıyla emniyetin kendisi ile temas kurdum. Fatih Kömür Lokantasında eski Emniyet Müdürü A.Ç. ve adını hatırlayamadığım bir başka polisle bir araya geldim. 17 Aralık operasyonları sonrası emniyetteki paralel yapılanmaya mensup oldukları belirlenen bu isimler, 28 Şubat döneminde aktif saha personeliydi. Onlarla bir sonraki görüşme de İstanbul Emniyetinin Vatan Caddesindeki yerleşkesinin yakınında bulunan bir apartman dairesinde gerçekleşmişti” ifadelerinde bulundu.

Ergenokon operasyonunda evinin basıldığını ve bahsettiği polis şefleri ile jandarma personeline ilişkin belgelere el konulduğunu söyleyen İşgör, paralelcilerin ortadan kaldırdıkları bu arşivlerin birçok gerçekleri açığa çıkaracağını fakat tutanağa geçmeden yok ettiklerini dile getirdi.

Ankara Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından tayin dönemlerinde Ankara’ya davet edilen ve TEM Daire Başkanlığına gelen yeni personele İBDA hakkında brifing verdiğini söyleyen İşgör, “Vatan Caddesindeki Migros’un arkasında bulunan bir evde aynı kişilerle bir araya geldik. Burada A.Ç. Salih Mirzabeyoğlu’nun örgüt lideri olduğunu, öldürülmesi halinde örgütün çökeceğini, dolayısıyla Salih Mirzabeyoğlu’nun öldürülmesini teklif etti. Emniyetçilerin Salih Mirzabeyoğlu’nu 126 kod olarak isimlendiriyordu. Bir örgüt liderini öldürdüğüm için kahraman olacağımı, bana her türlü imkânın sağlanacağını, mahkemelerle bağlantılı çalıştıklarını dolayısıyla çekinmemi gerektirecek bir durum olmadığını söylediler” dedi.

İşgör’ün teklifi kabul etmemesi üzerine A.Ç’nin, Hrant Dink soruşturmasında ismi geçen Ramazan Akyürek’ten sonra Trabzon Emniyetine atanan Reşat Altay’ı aradığını söyledi.  Bir süre sonra yeniden İBDA’cıların tutuklu bulunduğu Metris Cezaevine konulduğunu ifade eden İşgör:

“Bu teklifi kabul etmemem üzerine A.Ç. Reşat Altay’ı arayarak konuştu. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan Noel Baba operasyonunda aktif görev almak istememe rağmen emri vaki yapılarak ikinci kez asılsız bir suçlama ile tutuklanarak cezaevinde görevlendirildim. Metris Cezaevinde İBDA mensuplarıyla bir arada kaldığım dönemde A. Ç. ekibi ziyaretçi görüntüsü altında haftalık ziyaretime geliyordu. Metris Cezaevinde kaldığım süreçte Salih Mirzabeyoğlu, İBDA mensupları ve Metris Cezaevinde yaşanan olaylar hakkında raporlar yazdım, bu raporların Cezaevi Cumhuriyet Savcısı Kaya Kabacaoğlu tarafından çarpıtılarak İBDA mensuplarının aleyhine kullanıldı” dedi.

Ankara’da sorgulanan Okan İşgör’ün dosyasının yetkisizlik gerekçesiyle İstanbul’a gönderilmesi üzerine İşgör, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde savcıya ifade verdi.

Okan İşgör, Paralel çetenin Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’dan nefret ettiğini, İslâmcıları zor durumda bırakacak her türlü girişimde ya doğrudan ya da dolaylı olarak rol aldığını ifade etti. “Kod 126” ile mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’na suikast emri veren yapılanmanın bu suikastla Müslümanları çatışma ortamına sevketmek istediğini vurguladı. Yaklaşık 3 saatlik ifadesinde İşgör “İnfaz emrini paralel yapıyla ilişkili polis şefleri verdi. Amaçları kendileri dışındaki İslamî tüm kesimleri kanlı bir savaş ve iç çekişmenin içine çekmekti. İslam’ı kendi tekeline almak isteyen bu yapı diğer cemaatlerin tamamını kanlı bir savaşa çekip yok etmek istiyordu. Kendileri dışındaki tüm cemaatleri yok etmek istediler. Bu oyunun parçası olmadığım için gönlüm rahat” diye konuştu.