Kamuoyunda bilindiği üzere Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu bir süredir çalışmalarını yürütüyor ve yeri geldikçe işadamlarından yazarlara, eski devlet görevlilerden  politikacılara kadar bir çok kimseyi çağırıyor, bilgisine başvuruyor.

Hatırlanacağı üzere 28 Şubat’ta “İşbirlikçi” medya’da o dönemde etkin rol almış, kamuoyunu ve Müslüman halkı sindirmek için dönemin İslam düşmanı generallerinin istekleri doğrultusunda hareket etmişlerdi. Hürriyet gazetesi “GEREKİRSE SİLAH KULLANIRIZ!” manşeti ile 28 Şubatçı’ların tehditini savurmuş ve ardından  on binlerce Müslümana kıyılacak bir devreye girilirken İBDA cephelerinin bu duruma tepkisi  Akademya Dergisi editörü Hayrettin Soyakan’ın açıklamaları ile YENİ YÜZYIL gazetesine manşet olmuş ve “İSLAMCILAR SİLAHA SARILACAK” başlığı ile tehditlere karşı dik duruşlarını sergilemişlerdi. İBDA ve cephelerinin dik duruşu karşısında hamleye geçmeye çekinen 28 Şubat kadroları silahlı müdahaleden vezgeçerek başka yol tutmuşlardı. Aradan çok zaman geçmeden İBDA MİMARI KUMANDAN SALİH MİRZABEYOĞLU’nu gözaltına alıp tutukladılar ve bir 28 ŞUBAT eylemi olarak hâlâ cezaevinde; KUMANDAN’ın sebebsiz yere “ÖRGÜT LİDERİ” iddiası ile tutuklanmasına, FURKAN DERGİSİ Genel Yayın Yönetmeni Sadettin Ustaosmanoğlu’nu “koruması” sıfatı ekleyerek onu da dâhil ettiler; ola ki “koruması”; bu mantıkla,  zamanında rüşvet alan DGM BAŞSAVCISI’nın korumasını da o davaya eklemeleri gerekirdi ki misalleri çoğaltmak mümkün.

Burada dikkat çekmek istediğimiz husus, Hayrettin Soykan ve Sadettin Ustaosmanoğlu’nun da 28 Şubat mağduru ve dönemin yakın tanıkları sıfatı ile Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na çağrılması ve görüşlerine başvurulması gerektiğidir.