Üsame Bin Laden'in damadı olan Süleyman Ebu Geyt, İran'dan sınırdışı edildikten sonra Türkiye'ye geldi. Bir süre Türkiye'de kaldıktan sonra da ABD'nin Dışişleri Baknı John Kerry'nin Türkiye ziyaretinde verdiği emir ile önce Ürdün'e ve oradan da Amerika'ya teslim edildi. Şimdi tezgâha bakın, İran, Türkiye, Ürdün, Amerika, bir de adı telaffuz edilmese de; İsrail. İsrail ne alâka diyenler olacaktır belki, hemen izah edelim. 10.03.2013 tarihli Yeni Şafak gazetesinde, Cem Küçük diyor ki:
"Bu kez 11 Eylül saldırılarının resmiyette iki numarası gözüken Usame bin Ladin'in damadı ve El Kaide sözcüsü Süleyman Ebu Geyt Ürdün'de CIA'te teslim edildi. Aslında Ebu Geyt 2010 yılına kadar İran'da hapisti. Şubat ayı başında İran üzerinden Türkiye'ye geçiş yaparken tutuklandı. 'Vatansız' olduğu için iade edilemeyen Geyt'in Türkiye'de olduğunu ABD hemen öğrendi. CIA iadesini istedi, çünkü arananlar listesinde bir numaradaydı. Türkiye buna yanaşmadı.
Bunun üzerine John Kerry 1 Mart'ta Türkiye'ye geldi. Ve net bir ifadeyle Ebu Geyt'in verilmesini söyledi. ABD'nin sert tutumunu gören Türkiye kendi topraklarında Geyt'i vermeye yanaşmadı. ABD yönetimi formülü bulmuştu. Bir dönem MI6 ve İngilizlerin kontrolünde olan, sonra CIA ve Pentagon'un hizmetine geçen Ürdün Kralı Abdullah tam aranılan isimdi.
Ortadoğu'daki en büyük karargâhlarından biri Ürdün'ün başkenti Amman'da olan CIA, Kral'a planlarını izah etti. Plan basitti: Türkiye Ebu Geyt'i Ürdün'e gönderecek, oradan Kral Abdullah teslim alıp, emaneti CIA'ye verecekti. Operasyon tereyağından kıl çeker gibi başarıyla gerçekleştirilmişti."
Hainliğin bu derecesi ne acayib değil mi? Birincisi; İran, Amerika ile bunca kavga-dövüş hâlindeyken, Amerika'nın arama listesinin başında bulunan birisini, yine Amerika'nın en önemli emir erlerinden birisi olan Türkiye'ye teslim ediyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demezler mi adama? Chavez'in tabutunun başında zırlayacağına, onun zerresi kadar adam olsalar keşke...
İkincisi; biz evimize sığınan birisini bile vermemek için canını feda etmekten geriye durmayan insanlardık. Oysa ki şimdi, devletimiz dahi emanetine sahib çıkmaktan aciz bir konumdadır.
Üçüncüsü; bu Ürdün Kralı geçenlerde Anıtkabir'de zırlayan namussuz değil miydi yahu?
Kırk türlü cürmün mutlu mesut bir arada tek seferde işendiği bu hadise bizleri dehşet içerisinde bırakıyor. Bu arada yine Cem Küçük'ün iddiasına göre Amerika sevgi pıtırcığı olmuş. Küçük diyor ki; "Peki ABD niçin Ebu Geyt'i öldürmedi de, sağ yakaladı? Bugüne kadar El Kaide'yle mücadelede drone'ları (insansız hava araçları) kullanan ve El Kaide mensubu kimseyi sağ bırakmayan Amerikan yönetimi bu kez farklı bir metot kullandı. Çünkü yeni yönetim dünyaya bir mesaj vermek istiyor. 'Bakın biz artık öldürmüyoruz. Yargı önüne çıkarıyoruz' demenin başka yoluydu bu. Sevgi pıtırcıklığı yapıyor yani ABD."
Değişen dünya ile beraber Amerikan politikaları da değişiyor. Yeni Amerikan politikasını ve onun emir erlerinin yıllardır idame ettirdikleri ihanet siyaseti unutmayalım!..