Türkiye’yi yöneten küresel çetelerin cinayetleri tek tek ortaya çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni bir müstemleke gibi idare etmek isteyenler 90 yıllık zaman diliminde, kurdukları “ekonomik, siyasî ve askerî” yapı sayesinde milleti diledikleri gibi gütmüş ve yine diledikleri kişiye güttürmüşlerdir. Bu sebeptendir ki güzide Anadolu insanının, kendinden bir parça taşıdığı düşüncesi ile zaman zaman iktidara taşıdığı kimi şahsiyetleri “işleri kalmayınca ya da kendileri için riskli olunca” zehirlemiş, öldürmüş, idam etmiş veya itibarsızlaştırmışlardır. Turgut Özal suikasti de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Hali hazırda görünen o ki; Turgut Özal ve o dönem kadrosu büyük bir Küresel operasyonun hem parçası hem de hedefi idiler. Çünkü akabinde aynı gelenekten gelen Mesut Yılmaz adlı zavallının neler yaptığı, ne hallere düştüğü malûm. Bu sebeple bu suikastle beraber dönemin ekonomik ve siyasî operasyonları da mercek altına alınmalı ve dikkatlice incelenmelidir. Haber şu;

“Ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın bedeninden alınan örneklerde yapılan analizlerde yüksek miktarda etkili bir zehir olan 'striknin kreatin' maddesinin tespit edildiği iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

Ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın bedeninden alınan örneklerde yapılan analizlerde yüksek miktarda etkili bir zehir olan 'striknin kreatin' maddesi belirlendiği öne sürüldü. Bugün gazetesinin haberine göre, adli tıp uzmanları kemik ilikleri, iç organ parçaları ve bedenin diğer yerlerinden alınan örnekleri masaya yatırdı. İnceleme sonucunda Özal'ın vücudunda yüksek miktarda 'striknin kreatin' maddesi bulundu. Uzmanlar, tahnit işleminde kullanılmayan 'striknin kreatin' maddesinin etkili bir zehir olduğunu vurguladı.”