Mahmut Efendi Hazretleri buyurdu ki: “Ona hiç kimse yardım edemeyecek. Etmeyecek. O kendi işini kendi görecek.”
Neticede, başta sonu görmüş olan efendi hazretleri bu sözleri ile başka bir gerçeği ifşa ediyor ve “Yardım edemeyecek!” diyor.
Neden?
Tek başına bu söz, Kumandan’ın misyonunu izaha yeter!..
Bugün, “İbda anlayışı “şudur budur” şeklinde, onun eserlerinden ve sözlerinden hareketle yola çıktığını iddia eden bazı yeni yetme şahsiyetler, hakikatte kendilerinde olmayan şeyin cakasını satmakla meşguller. Mangalda yanmadık kül bırakmıyor, bin bir çile ile damıtılan fikir cevherlerinin sahibiymiş gibi davranmakta hiç bir beis görmüyorlar!
Hani İbda üstün anlayıştı ya! Bunu genele yaysana! Bu olmaz mı? Olur elbet. Ama “sadece ben varım, başkaları yok!” tavrı nedir?
Kumandan’ın asil tavrı nerde? Bu tür sığ anlayışlar ne?
Tavır olarak doğruyuz ama kuşanılması gereken hal nerede?
“Teknoloji ile istidrac yolu açıldı!”
“Şimdi gerçek keramet ehli kendini göstersin!”diyor. 
Diyor ama, hani tecrübi ilim?
Fikir uç noktada ama, tecrübi ilimden, hal bilgisinden bir pay yok.
“Konu ne Başyücelik ne şu, ne bu. O olmasa da olur. Önemli olan tasavvuftur!” diyor. 
Ama, bu söz, diğer eserlerini “yok” saydığı anlamına gelmez ki.
“Hâl”den bahsediyor!
Ortada yanan bir ateş var. Dönüştürücü. 
Dönmeyeni yakıyor.
O ateş sende var mı; yok!
Olsa olumsuz gördüğün herşeyi siler süpürür.
“Cihat” mı? “Mücadele” mi? “Dâvâ” mı? Adını ne koyarsan koy. Neticede bütün bunlar benliği güçlü adamların yapacağı bir şey.
Şah-ı Nakşibend Hazretlerine kibir isnat ediyorlar. “O gördüğünüz kibriya” diyor.
Kibriya, Allah’ın verdiği büyüklük.
Kumandan ve hayatı boyunca her yerde gösterdiği o vakur duruş!
“Tenimizi ezebilirsiniz ama, ruhumuzu asla!” deyişi!..
Hangi insan evladı benliği için bu kadar işkenceyi çeker?
Hangi mücadele adamı İbda erlerinin sergilediği tutumun aynısını benzeri belalar başına geldiği zaman gösterebilir?
Bizim içimizde dönüştürücü bir alevin her zaman yanması lazım!
Dışımızda kim varsa küfür tayfasının bütününü aşağılamak lazım.
Kumandan hayatı boyunca küfür tonlarının hangi birini aşağılamadı ki?
Konu kendimizi beğendirip beğendirmeme değil. Olduğumuz gibi görünmek. Dönüştürmek.
Kendinden zuhur budur.
Bir yemek yedin ve orijinalin içinde bunu erittin. Bu yakıtıyla birlikte kendine dönüştürebilme halidir.
Ateş topu gibi!.
Tasavvufta hangi kapıyı açarsan üstada çıkar ya! Kumandan, önemli olan tasavvuf diyor ya! O hali kuşananların karşısında sahip olmadığı mânânın maliki imiş gibi görünenler, kalbinde haset olanlar dönüp kaçacak veya yoldan çekilecek.
Hâl ilmi kuşanılacak!
Bizde “hâl”i yok ettiler. Yapılan en büyük operasyon buydu. Asıl işkence, acı duyma ıstırabının bile ortadan kaldırılması değil mi?

Baran Dergisi 627. Sayı