Madımak olayında suçlanan ve 27 yıl hapis yatan, ardından özgürlüğüne kavuşan Ahmet Turan Kılıç'ın vefat ettiği bildirildi.

Ahmet Turan Kılıç kimdir?

Sivas'ta 1934 yılında doğan Ahmet Dede, birçok farklı meslek icra ettikten sonra emekli olarak televizyon tamiriyle meşgul olmaya başladı.

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta yaşanan Madımak olaylarının ardından Ahmet Dede, 7 Temmuz gecesi evinden gözaltına alındı. Zorla gözaltına alındığı zaman 60 yaşındaydı. Ailesine "Madımak olaylarının ardından ihbar olduğu gerekçesiyle tutuklandığı" söylendi.

Ailesi, Ahmet Dede'nin olaylarla herhangi bir ilgisi olmadığı için bırakılmasını beklediklerini, ancak tutukluluk halinin devam ettiğini aktarıyor.

Ahmet Dede'nin Madımak olaylarında herhangi bir dahlinin olmadığına dair 15 şahidi olmasına rağmen, tutulduğu cezaevinden serbest bırakılmadı.

Evinden gözaltına alındığı 7 Temmuz 1993 gecesinden itibaren, 27 senedir Ahmet Dede hapiste tutuldu.

31 Ocak 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile, Ahmet Dede'nin cezasının kaldırılmasına karar verildi.

Madımak’ta neler olmuştu?

Aziz Nesin ve Alevi-sol kesimlerin tahrikleriyle başlayıp 37 kişinin ölümü ile sonuçlanan Madımak Otel’deki yangının üzerinden 28 yıl geçti. Uydurma deliller, asılsız fişlemeler ve bürokrasi-yargı oyunlarıyla suçlu gösterilen nice masum Müslümanın ve ailelerinin yaşadığı zulüm hâlâ sürüyor. Aziz Nesin ve arkadaşlarının provokasyonu neticesinde gelişen hadiselerin suçu masum Sivas halkına yüklendi. Ayrıca bütün Türkiye Aziz Nesin’in söylemlerinden tahrik olurken Sivas’ın tahrik olmaması düşünülemezdi elbette.

Uydurma deliller ve asılsız fişlemeler

Aziz Nesin’in tahrikleri sonucu Madımak Oteli’nde gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas katliamında failler ve failleri bu hadiseye sürükleyen provokasyoncular hiçbir şekilde bulunmadı, aranmadı. Çünkü dönemin hâkim ve savcıları Aziz Nesin’in kesimindendi ve bunu yapanları aramaya gerek bile yoktu. Olan, slogan attığı gerekçesiyle mahkûm edilen masum vatandaşlara oldu. Hiçbir kamera kaydı, hiçbir delil ve şahitler olmaksızın diledikleri kişileri tutup cezaevine attılar.

Otelde Arif Sağ'ın kurşunlarıyla şehid edilen otel görevlileri Ahmet Alan ve Ahmet Öztürk ise söz konusu dahi edilmedi. Şehid edilen Ahmet Öztürk’ün vefat sebebi raporlara gaz zehirlenmesi olarak geçti.

Alevi propagandasının yanısıra şunu da belirtmek gerekir ki, Madımak Oteli’nde yaşanan ölümlerin tamamı, kitlesel gösteri sonucu çıkan yangında dumandan zehirlenme neticesinde yaşanmıştır. Yani doğrudan öldürmeye yönelik kasıt da yoktur.

Kasıtlı idam cezası verildi

Sivas Davası’nda suçlama en fazla “faili belli olmayan adam öldürme” olabilirdi. Zira ilk mahkemede karar böyleydi ve ağır tahrik olduğu da ifade ediliyordu. Bu çerçevede mahkeme sanıklara 15 yıl hapis cezası verdi; fakat Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın girişimiyle karar bozuldu. Mahkeme heyetini dağıtan Adalet Bakanı Seyfi Oktay HSYK vasıtası ile yeni bir heyet atadı. Yeni oluşturulan mahkeme heyetince masum Müslümanlar idam cezasına çarptırıldı. Hem de "Sivas'ta 33 can verdik, 33 kişiye idam cezası verilmeli" diyen intikam ifadesine birebir denk denk şekilde, göstere göstere 33 Müslüman’a idam cezası verildi. 33 sanığı idam cezasına mahkûm ederken, 4 sanığı 20'şer yıl, 1 sanığı 15 yıl, 27 sanığı 7 yıl 6'şar ay, 2 sanığı 5'er yıl ağır, 1 sanığı ise 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sivas davasında idam da dâhil ceza alan toplam 68 kişidir.

Kemalist rejimin döktüğü Müslüman kanına kitlesel destek veren tek kesim olan Aleviler, Kemalistler tarafından Dersim gibi katliama da uğrasalar da onlarla birlik olmaktan hiçbir zaman geri kalmadılar. Din-i Mübin-i İslâm’a ağza gelmeyecek hakaretler ettiler. Madımak hadisesinin hemen öncesinde de bu hakaretler ayyuka çıkmış, Müslümanlar açıkça tahrik edilmişti.

Alevi kadrolaşma

Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay'ın adliyede kadrolaşması neticesinde birçok Alevi hâkim atadığı ve bu Alevi hakimlerin Müslümanlara adaletsiz ve zalimce cezalar verdikleri de mâlum bir gerçek. Sivas davası da bunun bir ispatıdır. İBDA-C davalarında da bu zulüm görülmüştür. Kemalistler ve Aleviler, Allahsızlık ve dinsizlik temelinde kaşar solcularla her zaman birleşmiş ve Türkiye'nin önünü tıkamışlardır.

Sivas sanıkları mağdurdur ve sırf Alevilerin kini için cezalandırılmıştır. Madımak hadisesinden üç gün sonra Erzincan Başbağlar'da PKK kisvesiyle Alevi militanlar tarafından 33 Müslüman Madımak’ın intikamı olarak öldürülmüştür. Bu olay doğrudan kasıtla işlenmiş ve faillerin yakalanmış olmasına rağmen o zamanın CHP idaresi sayesinde şüpheliler adliyenin bir kapısından girip öbür kapısından çıktılar. Ama Sivas davası zanlıları hâlâ sürünmektedir. Müslümanlar haklarını aramakta sessiz kalırken (Başbağlar gibi) İslâm düşmanları Madımak üzerinden yaygara koparmaya devam etmektedir.