Dünyanın ortak vicdanı olmak adına, Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara Gemisine, işgalci Siyonist İsrail’in düzenlediği ve 10 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği saldırının üzerinden 12 yıl geçti. İnsani Yardım Vakfı (İHH)’nın da aralarında bulunduğu 6 uluslararası sivil toplum kuruluşu, 37 ülkeden, yüzlerce aktivist, işgalci İsrail ablukasını delerek Gazze’ye ulaşmayı hedefliyordu. Ancak 31 Mayıs 2010 tarihinde, Siyonist İsrail, uluslararası sularda bir saldırı gerçekleştirerek, sözde uluslararası hukuku çiğnedi. Bu saldırı da 10 insani yardım gönüllüsü şehit olurken, 56 kişi hayati risk oluşturacak derecede yaralandı. 100’ün üzerinde ateşli silah ve diğer türlü yaralanmalar oldu. Yaklaşık 800’e yakın insan, çeşitli şekillerde suçlamalara maruz kaldı. Gözaltına alınıp, eşyalarına el konuldu.

Mavi Marmara davasının serencamı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Mavi Marmara gemisinde yaşanan olaylara tanıklık edenler ve yakınlarını kaybedenlerin, sorumluların cezalandırılmasına yönelik suç duyurusu üzerine soruşturma başlattı.

Soruşturma sonunda olay tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı olan Rau Aluf Gabiel Ashkenazi, İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi ve İstihbarat Başkanı Amos Yadlin hakkında dava açıldı.

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılama sürerken, tarihler 22 Mart 2013’ü gösterdiğinde İsrail, saldırı nedeniyle Türkiye'den özür dilediğini açıkladı.

Türkiye-İsrail ikili ilişkilerinin normale dönmesi hakkındaki mutabakat 2016 yılının Haziran ayında imzalandı. Mutabakatla İsrail'in Mart 2013'te Türkiye'nin ilk talebini karşılayarak, tarihte ilk kez "yabancı bir devletten özür dilediği" belirtilirken, bu doğrultuda İsrail'in Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödemeyi ve Türkiye'nin Gazze'deki insani duruma müdahalesini de kabul ettiği bildirildi.

Davalar kapatıldı

Mavi Marmara ile ilgili Türkiye ve İsrail büyük oranda bir uzlaşmaya vardı.

Tel Aviv yönetimi özür diledikten sonra olayda hayatını kaybedenlerin ailelerine belli bir bedel ödedi.

2016'da İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükümetin İsrail'le vardığı "normalleşme" anlaşması kapsamında dava düşürüldü.

Mavi Marmara'ya ilişkin ceza davası düşürüldüğünde mağdurlar verilen karara itiraz ederek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurmuştu.

Mavi Marmara ceza davasının düşürülmesine yapılan itiraz ise reddedildi.

Mavi Marmara avukatı Gülden Sönmez: Elle tutulur, caydırıcı bir yaptırım yok

İsrail'in mahkeme odalarında saldırgan tavrının arkasında somut bir yaptırım olmamasının yer aldığını ifade eden Sönmez, "Bu gücü nereden alıyorlar? BM karar alıyor ancak somut yaptırım yok. İsrail'in ikili antlaşmalarının olduğu ülkelerin somut yaptırımı yok. İslam İşbirliği Teşkilatının elle tutulur, caydırıcı bir yaptırımı yok. Geriye sadece bu son yapılan hukuk mücadeleleri kalıyor. Bu ortamdan da besleniyor. Etki gücü olduğu halde yaptırım uygulamayan mekanizmalar da aslında İsrail'in suçuna bir nevi ortak oluyorlar." dedi.