Yakup Köse Star’da “Suç kimde?” başlıklı köşe yazısında 28 Şubat’ın darbeci paşalarını ele aldı. Rütbesi sökülen darbeci generallerle hesaplaşılıp hesaplaşılmadığını soruyor.

28 Şubat cuntasının generallerinin rütbelerinin söküldüğünü, bunun da "Artık er oldular" denilerek haberinin verildiğini aktaran Köse, “Er olmak o kadar kolay mı yahu; er kişi olabilselerdi kendi halkına ve halkının inancına savaş açarlar mıydı?” dedi.

Köse, “Şimdi bu darbeci generallerin rütbesi sökülüp hapse atıldı diye 28 Şubat darbesiyle hesaplaşılmış mı oldu? Bu generalleri darbe için teşvik eden medya, akademi, iş dünyası ve sendika içindeki cuntacılar ne olacak? Bu saydığım 28 Şubat cuntasının unsurlarına hiçbir şey olmayacaksa, yaptıkları yanlarına kâr kalacaksa generalleri de çıkarın hapisten ve rütbelerini geri verin!

Gene Türkiye'de bir yerlerde İslâm'ın şiarları aşağılanmış. Anadolu topraklarında hâlâ aşikâr olarak İslâm düşmanlığı yapılabiliyorsa bunda bizim de sorumluluğumuz yok mu?” diye sordu.

Köse yazısına şöyle devam etti:

“Fatih Altaylı'yı 28 Şubat Komisyonu Meclis'e çağırdı. Affedersiniz, biliyorsunuz canlı yayında başörtülü kadınlara 'fahişe' demişti. Hatta daha da kötüsünü demişti, burada dillendirmeyeceğim. 28 Şubat Komisyonu Meclis'te "Bu sözleriniz hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sordu. "İyi yapmışım, bugün olsa yine yaparım!" dedi.

Fatih Altaylı'yı bir bakanımız yakın zamanlarda ağırladı. Meclisimizin 100 yıl kuruluş yıldönümünde Meclis Başkanı, 100 yılı kutlayan gazeteciler arasında takdim etti! Hiç bedel ödememeleri bir yana, itibarlarından da hiçbir şey gitmemiş gibi... Yaptıkları bu zulümlerin, kadınlara çektirdiklerinin hem fizikî olarak bir bedelini ödemediler hem de manevî olarak bir bedelini ödemediler gibi üstüne de taltif ediliyorlar! Şimdi İslamofobi devam ediyorsa... Dolayısıyla burada çuvaldızı kendimize batırıp, bu noktada İslamofobiyle mücadelede basın tarihimizdeki İslamofoblarla, İslâm karşıtlarıyla nasıl irtibat kuruyoruz, onlara nasıl muamele ediyoruz? Bu soruyu sormazsak çok da fazla yol alamayız.”