Ak Parti Hükümeti 11 yıllık iktidarında ilk kez ekonomideki insiyatifi elinden kaçırmış vaziyette. Bugün Ak Parti'nin neredeyse bir senedir teyakkuzda beklediği ekonomik operasyon yapılıyor ve başta başbakan olmak üzere hükümet meydanlarda Faiz Lobisi, Ananas Çetesi, Dış Güçler diyerek seçimden başka bir kaygısı olmaz tavırla cereyan eden hadiseleri aktif(!) bir şekilde seyrediyor. Hükümeti sona bırakarak uluslararası ölçekten Türkiye ekonomisini şöyle bir inceleyelim.
Fragile Five (Kırılgan Beşli)
Morgan Stanley'in Ağustos 2013 tarihli ekonomi raporunda "kırılgan beşli" diye bir grup ortaya atıldı. "Kırılgan beşli" olarak ortaya atılan bu grupta Hindistan, Brezilya, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika yer alıyor.  Bir zamanlar BRIC ülkeleri olarak değerlendirilen Brezilya, Rusya Hindistan ve Çin yükselen piyasaların parlak örnekleri olarak lanse ediliyor ve bunların arasına zaman zaman Türkiye, Güney Afrika, Meksika Endonezya gibi ülkeler de katılıyordu. Şimdilerdeyse ekonominin parlayan yıldızlarından Rusya, Çin ve Meksika dışındaki ülkeler "kırılgan beşli" grubunda buluşmuş oluyorlar.

Kriz döneminde yıldızı parlayan bu ülkeler Amerika ve Avrupa'nın ekonomik durumları düzelme trendine girdiğinden beri düşüş yaşıyorlar. Bu ülkelerin ortak özelliklerine bakacak olursak hepsi mevcut piyasa ilkelerine sonradan dâhil olmuş ülkeler. Hâliyle, piyasanın ilkelerini belirleyenlerin kendi prensiplerinden ötürü girdikleri krizden çıkmalarıyla beraber birçok ekonomi silkelenmeye başladı.
Piyasa İlkeleri
Piyasa ilkeleri dedik ama bu konuyu biraz açalım; Avrupa'da yaşanan Reform Hareketleri'nin en önemli neticelerinden birisi de kapitalizmdir. Kapitalizm, bir ekonomik modelden ziyade dünyada mevcut bulunan piyasalarda ilkeleri düzenleyici rolüyle ön plana çıkan ekonomik anlayıştır. Bugün içinde bulunduğumuz dünyada hâkim olan Yahudi-İngiliz terkibi zihniyetin ekonomi anlayışı da kapitalizmdir.
Kapitalist anlayış bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda hâkim vaziyette. Hâl böyle olunca, zihniyetle beraber ekonomi de bütün dünyada birbirine entegre vaziyette büyük sermayelerin kontrolünde işliyor. Dünya çapında birbirine entegre ekonomilerin en büyük sorunu da mahallî olmayışlarından ötürü global dalgalanmalardan etkilenmeleri. Bu dalgalanmalar bazı kötü gidişlerde yeni oyunculara fırsat tanıyor gibi olsa da, nihayetinde toparlama trendine girildiğinde oyuna sonradan dâhil olanları silkeleyip atmasını iyi biliyor. Bahsettiğimiz hususu müşahhaslaştıralım...
Paspas Operasyonu
Amerikan Merkez Bankası FED kriz döneminde tahvil sahiblerinin zarar görmemesi için genişlettiği tahvil portföyünü şimdilerde yeniden sıklaştırmaya başlayacağını açıkladı. FED Amerika'da işlerin yoluna girmekte olduğunu söylerken kriz döneminde Amerikan Hazine Tahvilleri'ni taşıyanlara sağlanan imkânların yavaş yavaş paspaslanacağını duyurdu.
Amerika'nın sistemdeki en büyük oyuncu olması ve FED'in artık kriz sonrası “paspas zamanı” şeklindeki açıklaması özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük bir bağlayıcılık taşıyor ve ekonomilerde direkt tesir sahibi oluyor.
Delicate Duo (Hassas İkili)
Büyüme oranları açısından "kırılgan beşli"nin tam ortasında yer alan Türkiye, enflasyon oranı açısından Hindistan'ın ardından ikinci en kötü, cari açık açısındansa en kötü pozisyonunda yer alıyor. Cari açık ve enflasyon gibi problemleri olan bir ekonomi de hâliyle uluslararası dalgalanmalarda hızla etkileniyor ve uzun vadedeki büyüme trendleri bir anda ve hızla tersine dönüş gösterebiliyor.
FED'in "paspas operasyonu”nun ardından "kırılgan beşli" olarak gruplandırılan ülkelerden Türkiye ve Güney Afrika artık "hassas ikili" grubuna girmiş bulunuyor.
Davos
Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Davos Ekonomi Zirvesi'ndeki havaya bakacak olursak Amerika ve Avrupa artık kriz döneminin sona erdiğinden emin vaziyette kriz sonrası dönemle alâkalı planlamalara başlamış hâlde.

Yine Davos'ta esen havanın büyümekte ve kırılgan ekonomiler tarafına bakacak olursak acil, ciddî ve sistemli tedbirler alınmazsa akıbetin mevcut ekonomik sistem adına pek de hayırlı olmadığını görmek zor değil.
Hükümetin Ekonomi Politikası
Ak Parti İktidarı devraldığı Kemal Derviş'in ekonomi politikalarından beri ilk defa ekonomi alanında insiyatifi kaybetmiş vaziyette. Gerek cari açık konusunda gerekse döviz kurları hususunda şimdiye kadar ekonomi politikalarında köklü değişikliklere de gidebilmiş değil.

Devletin maliyesi bakımından elektronik kayıt sistemine geçilmesi ve kredi kartlarıyla gerçekleştirilen alışverişlerin kayıt altına girmek zorunda kalmasıyla büyüme gösteren Türkiye için bu trend de geçici büyük gelir farklılıkları arz etse de uzun vadede bir büyüme trendi yakalanması mümkün değil.

Şimdilerde Avrupa ve Amerika ekonomilerinde yaşanan krizin ortadan kalkmasıyla beraber ciddî tedbirler ve stratejiler planlanması gerekirken de başta başbakan olmak üzere hükümet seçime ve kendisine yapılan operasyona kilitlenmiş vaziyette.

Kendisine yapılan operasyon için dahî çıkıp meydanlarda esip gürlemekten öte bir icraat gerçekleştirememiş olan Ak Parti İktidarı için bundan sonrası birçok bakımdan büyük sıkıntılara gebe...
Anadolu
Yahudi-İngiliz terkibi zihniyetten ithâl edilen rejim, hukuk, ekonomi ve hayat tarzı bu topraklarda yaşayan Müslüman Anadolu İnsanıyla bir türlü uyuşmuyor, bünyeleşmiyor... Rejimi ayakta tutmak için uydurulan payandalardan Atatürkçülük bitti, cemaat operasyonu deşifre oldu ve cemaatin adeta kamikaze saldırısı yaptığı Ak Parti neyi nasıl yapacağını şaşırmış vaziyette ortalıkta bağırıp çağırmakta...
Böyle bir konjonktürde artık ithâl olan zihniyetler ve onların oyun kurallarının nasıl terk edileceğine kafa yorulmasında fayda var. Tartışmaların merkezine taşınması gereken husus artık ithâl rejim zihniyetidir. Geriye kalan tartışmaların havanda su dövmekten öte bir anlamı yoktur.