Hakkında konuşulacak birçok mesele var, bunlardan en ehemmiyetlisini ele alalım. Bir Müslüman, her şeyden önce saygılı olmalı. Yahudilere de saygı gösterilmesi gerekiyor. Siyonistler esasında Yahudilerin de düşmanıdır, Yahudi geleneklerine saygı göstermezler, tıpkı Müslüman ve Hıristiyan geleneklerine göstermedikleri gibi. Siyonist İsrail devleti ile ilişki içerisinde olan hangi devlet, hangi hükümet olursa olsun, o haindir. Devrilmelidirler! Hainleri imha etmek ise bizim mesuliyetimizdir!

Suudi Arabistan’da binlerce insan öldü birkaç sene önce. Ramazan’ın sonunda hayatını kaybeden bu insanlar, bu Müslümanlar, hac ibadetlerini yerine getirmek için oraya gidenlerdi. Güvenlikten sorumlu şirket İsrail menşeli. Mekke’de güvenliği sağlayan şirket bir Siyonist şirketi! Sadece bu, Mossad’ı veya Yahudileri değil, kendilerine Müslüman diyen bu Vahhabîleri infaz etmek için yeterli bir sebeptir ve infaz edilecekler!

Bu hafta yine bölgeden bir takım mükemmel (!) haberler aldık. Bu haberler Birleşik Arap Emirlikleri’nin en önemli emirliği ve başkenti olan Abu Dabi’den… Abu Dabi yönetimi İsrail ile çok iyi ilişkilere sahip. Bu hafta da bir anlaşma imzaladılar. Abu Dabi emiri İsrail’in elinde bulundurduğu Batı Şeria topraklarından ileri gitmeyeceğini ve geri kalanını ilhak etmeyi durduracağını ilan etti. İsrail Başbakanı ise bunu yalanlayarak söz konusu anlaşmanın sınırlar ve topraklarla alakalı bir hükmü olmadığını, ilhak plânının bir süreliğine durdurulduğunu söyledi. Abu Dabi yönetimi de bunu kabul etti. Abu Dabi yönetimi bir kez daha yalancı olduğunu kanıtlarken hainliği ve düşmana çalıştığını da tescilledi. İslâm dairesi içinde sayılamayacak bir mezhebe mensup olan Ummanlılar ise onlarla dayanışmacı bir tutum sergiliyor.

Esasında bölgede diğerlerinden farklı vaziyette olan tek ülke Katar diyebiliriz. Katar, İran ile iyi ilişkilere sahip, Türkiye ile ilişkileri ise mükemmel durumda. Türkiye’nin bu ülkede bir askerî üssü ve askerleri bulunuyor. Ülke üzerindeki Amerikan baskısını Türkiye’nin bu etkinliği azaltıyor.

Çok zor şartlar altındayız. Düşmana saygı duymak zorundayız. Fikirlerimize karşı olan insanlara da saygı duymalıyız. Fakat bu hainlere, iki yüzlülere, münafıklara hak ettiklerini vermeliyiz. Onları ayıklamalı ve cezalandırmalıyız! İhanetin affı olmaz!

Ben niçin cezaevindeyim? Münafıklar yüzünden bugün itibariyle 26 senedir cezaevindeyim. Üç kere mahkûm edildim. Bunların hiçbirinde asla ne bir delil, ne de bir şahit bulabildiler; sadece birinde tek şahit çıkarabildiler o da hiçbir şey söyleyemedi. Müşahhas hiçbir şey söyleyemeyen bir şahide rağmen ben suçlu kabul edildim ve hakimler tarafından mahkûm edildim. İnanılmaz. Bu üç suçlamadan biri Fransa’daki dört saldırıyı ihtiva eden bir dosyaydı. Saldırıyı kimin yaptığını bilmiyorlar; fakat ben suçlanıp mahkûm edildim. Temyiz ettim, mahkemenin sonunda avukatlarım kararının kopyasını aldılar. Fransa’da kimse bu saçmalığa ses çıkarmadı. Terörle mücadele mahkemesi beni delilsiz ve tanıksız mahkûm etti ve 26 senedir cezaevindeyim.

Maalesef hain düşmanlara her yerde rastlamanız mümkün. Venezüella hükümetinin içinde dahi mevcutlar. Maduro’dan önceki devlet başkanı olanı efsane Başkan Chavez bu hainler tarafından zehirlenerek öldürüldü. Chavez’in ölümünün ardından milyarlarca dolar ortadan kayboldu, çalındı. Bunlarla alakalı birçok detay mevcuttur; fakat ben içinde bulunduğum şartlar dolayısıyla bilemiyorum. Her yerde hainlerin birtakım makamlara geldiğine, zenginliğe kavuştuğuna şahit olabilirsiniz.

Avukatlarıma ödeme yapmam gerekiyor. Avukatım Isabelle Coutant-Peyre’e belki de milyonlarca dolar ödemem gerekiyor, binlerce saat benle ve dosyamla ilgilendi. Kimbilir, belki bir gün cezaevinden çıkabilirsem tüm avukatlarıma olan borcumu ödeyebilirim. Elbette Türk avukatlarıma da… Tüm şartlara rağmen direniyorum. Mental ve psikolojik olarak diğer mahkumlara göre çok daha iyi durumdayım. Yakın bir zamanda tekrar mahkemede olacağım, tam tarihini bilmiyorum. Hakkımda verilen bir kararı temyiz etmiştik, Fransa yüksek mahkemesine gitmişti. Daha önce de bahsetmiştim, kurbanların avukatlarına 800 bin Euro’nun üzerinde bir tazminat Fransa İçişleri Bakanlığı tarafından benim adıma ödenmişti. Kurbanlara değil, kurbanların avukatlarına yani Siyonist ajanlarına ödenen bir tazminat. Bunların tamamı illegal… Bu hukuksuzluk devam ediyor ve 1 milyon Euro ödemem isteniyor şimdi. Bu sadece yozlaşma dolayısıyla ortaya çıkan yolsuzluklarla alâkalı bir şey değil, bu aynı zamanda benim ülkeme dönmemi engelleyebilmek adına da bir bahane.

Fransa çok ehemmiyetli bir ülke. Tarihte adından sıkça söz ettiren ve önemli roller üstlenen insanların ülkesi. Fakat bugün yozlaşmış Siyonist tipler Fransa’ya ihanet ediyorlar. Küba, Rusya, Çin, İran gibi ülkelerin hükümetleri diğerlerine nazaran daha temizdir.

Belarus’ta seçimlerin ardından protestolar başladı. Uzun zamandır devleti yöneten Lukaşenko’nun seçimleri tekrar kazanmasının ardından onun Rus ajanı olduğunu söylemeye başladılar. Lukaşenko bir ajan değil, vatanperverdir ve Belarus zaten Rusya’nın tarihî bir müttefikidir, ona bağlıdır. Amerikan askerleri ajan hükümetler sebebiyle Doğu Avrupa’da bulunuyor. Özellikle Avrupa’nın en güzel ülkelerinden biri olan Polonya yozlaşmış bir iktidar tarafından yönetiliyor.

Venezüella’da, Avrupa’da, İslâm coğrafyasında hülasa; her yerde Siyonist-emperyalistlerle ittifak içerisinde olan hainler kendi insanlarına ihanet ediyorlar.

Türkiye’deki avukatlarımdan iyi haberler, fetih haberleri bekliyorum. BARAN, AYLIK ve diğer tüm gönüldaşlarıma selâmlarımı gönderiyorum.

Allahü Ekber!

15.08.2020

Baran Dergisi 710.Sayı