Önümüzdeki yılların en ilginç gelişmesi ABD Doları'na alternatif bulma girişimleri olacaktır.

Mevcut kriz, “küresel rezerv para birimi olarak kağıt dolar” sisteminin sonunun geldiğini açık bir şekilde gösteriyor.

Dijitalleştirilmiş, fiziksel altın alım satımına imkan veren (kripto olmayan) altın tabanlı finansal sistem ilk akla gelen güçlü bir alternatif olarak tartışılmaktadır.

Bu sistem geleneksel para sistemine kıyasla daha adil bir servet depolama ve değişim aracı potansiyeli taşımaktadır.

***

Önce altın standardı sisteminin nasıl işlediğine kısaca bakalım.

Bu sistem hükümetlerin yerel para birimini altına sabitlediği bir para sistemidir. Bu sistemde paranızın nominal değeri, takas ettiğinizde alacağınız altına eşittir. Hükümetler kağıt parayı sabit bir miktarda altına çevirmeyi kabul eder. Böylece paralar arasında, altın içeriğine bağlı olarak sabit bir kur oluşur. Ve ülkedeki altın arzına göre dolaşımdaki para miktarı değişir.

Altın standardı son olarak 1944’te, ABD’nin Bretton Woods kasabasında 44 ülke temsilcilerinin altın standardının temel özelliklerini bünyesinde barındıran, sabit fakat ayarlanabilir bir sistemde karar kılmaları ile uygulandı. 1971’de Başkan Nixon’un Bretton Woods anlaşmasını sonlandırmasıyla ABD altın standardını resmen terk etti.

***

Kağıt paranın aksine, altının kendine özgü bir değeri vardır. Devletin garantisi olmasa bile herkes altının değerli olduğunu kabul eder.

Çok kapsamlı ve karmaşık ticari işlemlere rağmen, altın standardına dönüp altın parayla faaliyet gösterilmesinin önünde teknik ve ekonomik olarak hiçbir engel yoktur.

Günümüzün modern gelişmeleri, bilgisayarlı kayıt tutma, elektronik para transferleri, kredi işlemlerinin düzenlenmesi, kredi kartları, ATM makineleri gibi ilgili yeni fikirler, borç verme ve borçlanma, fon transferi ve para takasları gibi işlemlerin altın standardı uygulandığında da hızlı ve sorunsuz bir şekilde gerçekleşmeye devam edebilir.

***

Altın standardının başlıca avantajlarından bahsedelim kısaca.

En önemli avantajı uzun vadeli fiyat istikrarına izin vermesidir. Bu standarda göre para arzı daha kontrollü olur. Böylesine bir sistemde yüksek enflasyon söz konusu olmaz. Çünkü, para arzı ancak altın arzındaki artışla orantılı büyüyebilir. Böylece altın standardı para arzında aşırı artış olasılığını engeller.

Bir başka avantaj ise uluslararası ticaretin belirsizliğini azaltmasıdır. Altın standardına göre, uluslararası döviz kurları katılımcı ülkeler arasında sabitlenir. İthalat yaparken, bir ülke dolaylı olarak altınla öder, para arzını azaltır. Öte yandan ihracat yaparken ödeme olarak altın alır. Böylece, net bazda, para arzı daha fazla kontrol edilebilir.

***

Altın standardına dönüşün güçlükleri de söz konusudur.

Altın standardı, Çin, Avustralya, ABD, Güney Afrika ve Rusya gibi büyük altın rezervlerine sahip ülkeler için daha uygun olacaktır. Altın madenleri olmayan ülkeler, bunu ancak bir ticaret fazlasıyla elde edebilirler.

Altın standardı bazı ülkeler için ekonominin büyüme kabiliyetini (üretim artışına karşı altın arzını artırma güçlüğü) sınırlayabilir.

Altın standardına geri dönüşün olabilmesi dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarının bunu kabul etmesi gerekir. Dolayısıyla sistemin çalışması için evrensel bir işbirliği ve uyum ortamının kurulabilmesi son derece önemlidir.

Böyle bir yapı para politikasının ekonomik istikrar amaçlı kullanma etkinliğini azaltır. Para arzı iradi olarak değil dış ticaret dengesine ya da altın çıkarılmasına göre ayarlanır.

***

Özetlersek; Altın standardına geri dönme düşüncesinin arka planında sağlıklı, anti-enflasyonist, anti volatil-oynak özelliklere sahip sınırsız, hızlı, ucuz ve şeffaf küresel bir para sistemi inşa etme arayışı var.

Merkez bankaları destekli altın standardı esasına göre elektronik ortamda (fiziksel altın karşılığı olan), bölünebilir ve şeffaf bir şekilde tüm dünyada işlem gören bir parasal sistemden bahsediyoruz. Bu sistem bugünkü güçlü kağıt paralardan çok daha istikrarlıdır.

Böyle bir devrimin (ABD Doları'nın hegemonyasına son verecek) gerçekleşmesi için öncelikle fikir ikliminde büyük bir değişime ve aktif uluslararası işbirliğine ihtiyaç var.

Yeni Şafak, 5 Mayıs Çarşamba