"Onlara şu adamın haberini de oku; Kendisine ayetlerimizi vermiştik. Onlar da sıyrılıp çıktı, şeytan da onu peşine taktı. Nihayet o azgınlardan oldu." (Araf, 175)

Bu ayet-i celilede anlatılan kişinin adı geçmiyor. Onun yerine tavır ve davranışından söz ediliyor. İşte Kur'anı Kerim'in üslubu budur.

Dikkatler özel isimler, özel yerler, özel zamanlar üzerinde değil de; tavırlar ve hareketler üzerinde yoğunlaşsın içindir. Ayet-i celile ve devamının çizdiği hastalıklı tipin belirgin özellikleri şunlardır; Kendisine bir takım olağanüstü ve herkeste olmayan yetenekler verilen âlim, ulu, önder kişi, daha önce Allah'ın rızasını hak eden bir yaşayışın içinde olduğu halde sonradan azıyor ve bozuluyor. Kendisine verilen emirlerle amel etmeyip onlara sırtını dönüyor ve şeytanın askeri oluveriyor.

Vahiyden uzaklaştıkça azgınlaşıyor. Ayetleri ve hadisleri ihtirasları uğruna kullanıyor. Azgınlığının temel sebebi makam-mevki, mal-mülk, şöhret-servet sevdasıdır. Bu tipler şahsiyetlerini kaybederek, "köpek gibi" bir çanak yal uğruna her türlü zillete eyvallah eder hale gelirler.

Ayette geçen şahsın gerçek kimliği Hazret-i Ali, İbni Ömer, İbni Abbas, Mücahid ve İkrime hazretlerine göre BELAM b. BAURAdır.

Bel'am tipi dini tahrif etmenin en üst temsilcisidir. Bu ve bunun gibi tiplerin, Firavunların, Nemrutların, Hamanların, Karunların temel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.

a) Kendi ırkını, zalimde olsa kendi ırkının rejimini destekler. Hak olana karşı gelip "bizdendir" gerekçesiyle batılın yanında yer alır. Sapık rejimin yılmaz bekçiliğine soyunur.

b) Dünyacı bir tiptir. Kendisine verilen ilahi emanete ihanet ederek, şöhret servet gibi geçici dünya nimetleri uğruna onları feda eder.

c) İlmini ve kabiliyetini zalim/kâfir yöneticilerin hizmetine veren resmi ulema tipidir. Kendisine idarecisinden gelen emirleri, Allah’ın emirlerine aykırı da olsa uygulayan yüzsüz ve onursuz "evet efendimci" bir müptezel.

d) İlkeleri olmayan bir ucube. Sözde ulusal birliği korumak için kutsal değerlerini hiçe sayarak her yolu meşru gören ve kendisine verilen akıl ayetini şeytanın hizmetinde kullanan hain.

Bu sayılan özellikler kimde bulunursa, o, kendi yaşadığı zamanın ve bölgesinin BEL'AMıdır. Kur'an-ı Kerim onlar için sıkça yer, zaman ve şahıs ismi vermez. Çünkü bu

tipler, her yerde ve her zaman bulunur. Onlar, bu özellikleriyle tanımak mümkün olur.

İşte bu mel'unlara tabi olanların da tüm zaman ve mekânlarda bir tek dini vardır; madde, para, çıkar, șöhret... İşte dünyevileşmiş modern insanın dini ekonomi, imanı para, kitabı çek koçanı, mabedi banka olmuştur. Bu tipler, dindarsa dinini, davası varsa davasını, her fırsatta paraya çevirme yollarını arar.

Müslüman kimliği ağır basıyorsa hizmet, tebliğ, ihlas, cihad gibi kavramları kullanarak sömürür. Şayet imandan yoksunsa halk, köylü, işçi, emekçi, ezilmişlik konularını istismar ederek sömürür. Rejim yanlısı olunca da çağdaşlık, uygarlık, laisizm, milliyetçilik teranelerine sarılır. Fakat hepsinin de mantığı tektir. Hepsi de tüketimi körükler. Hepsi de rantçıdır. Hepsi de menfaatlerini dinlerinden, imanlarından önde tutarlar. Hepsi de çıkarları gerektiği zaman her şey olurlar. Hepsi de iktidar ve güç odaklarının etrafında pervanedirler. Cenabı Hak, ehl-i sünnet vel cemaati bu çağdaş saldırılardan muhafaza eylesin... Selam ve dua ile..

Mahmut Şevket Ustaosmanoğlu

İsmailağa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni