Sokaklarda terör estiren başıboş köpekler, artık bir kamu sağlığı ve kamu güvenliği sorununa dönüştü. 1 Ocak- 25 Aralık 2022 tarihleri arasında başıboş köpeklerden kaynaklanan 304 saldırı ve 67 trafik kazası kayıtlara geçmiş durumda. Başıboş köpek saldırılarında 6’sı çocuk, 3’ü kadın olmak üzere 13 kişi hayatını kaybederken, 49’u kadın 130’u çocuk olmak üzere toplam 300 insanımız yaralandı. Başıboş köpek kaynaklı trafik kazalarında ise 3’ü çocuk 4’ü kadın olmak üzere 20 insanımız hayatını kaybederken, 204 insanımız da yaralandı.

Başıboş köpek sayısı 10 milyonu aşmış durumda!

Başıboş Köpek Sorunu Platformu Sorumlusu Sedat Çağırgan konuya ilişkin Akit’e yaptığı değerlendirmede, “Başıboş köpek sorununun bir kamu sağlığı ve güvenliği sorunu olduğu kabul edilmeli ve buna göre eylem planlanmalıdır. Kamu güvenliğini direkt etkileyen hiçbir sorunda ‘gönüllü’ adı verilen gruplara görev ve yetki verilmez. Özelikle de kamu kurumlarını denetleme yetkisi asla verilmez. Çünkü bu gönüllülerin arasında kimlerin olduğunu anlamak zordur. Terörist bile bu konuda gönüllü olabilir. Ama ülkemizde dernekler rehabilitasyon merkezlerine girip çıkıyor, denetliyor, sosyal medya barbarlığıyla oradaki personeli sürgün ettirebiliyor. Bu engellenmelidir. Kısırlaştırma, ömür boyu yaşam alanlarında bakma gibi çözümler başıboş köpeklerin sayısının 10 milyonu aştığı bir durumda olanaksızdır. 1 köpeğin devlete 1 aylık maliyeti en düşük emekli maaşına yakın bir maliyet getirmektedir ” şeklinde konuştu. “Bu sorunun çözümünde en büyük engel devletin birimlerinin derneklere teslim olmuş olmasıdır. Devletimizin bu derneklere ‘kamu yararına kurulmuş sivil toplum kuruluşu’ olmaları nedeniyle güvenmesidir” diyen Başıboş Köpek Sorunu Platformu Sorumlusu Sedat Çağırgan, şöyle devam etti: “Öyle bir güven ki; derneklerin söylemlerinin doğruluğu teyit edilmeden uygulanmıştır. UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi buna en büyük örnektir. Hiçbir resmiyeti olmayan bu metni ilk kanun görüşmelerinde ‘imzaladığımız uluslararası metin’ denilerek devlet yetkilileri dernekler tarafından kandırılmıştır. Geçtiğimiz haftalarda İzmir’de bir derneğin büyükşehir belediyesi ile anlaşarak belediyeye ait panolarda yayına soktuğu afiş bile kanunun zıttı yönde anlaşılıp uygulanacağı şekilde düzenlenmiş ama hiçbir kurum bunu teyit etmemiş ve direkt yayınlamıştır. İzmir valiliğine itirazımız sonucu bu afişlerin yayımlanması duyurulmuştur. Çözümün ilk şartı 6’ncı maddenin kaldırılmasıdır. Köpek sayısı tespiti için asılsız iddialarla kapatılan HAVRİTA yazılımı veya benzeri bir otomasyon sisteminin, resmi kurum denetimi ile devreye alınarak faaliyete sokulması ve köpeklerin sayılıp toplanması için vatandaştan destek alınması gerekmektedir. Gerçekten imzaladığımız Avrupa Ev Hayvanları Koruma Sözleşmesi 12’nci maddesi de vatandaşın bu bildirimleri yapması için teşvik edilmesini istemektedir. Zira yaşam alanı uygulamasında toplanan köpeklerin hem çalışanlarca hem de kendi aralarında alfalık kavgalarında telef olmaları kaçınılmazdır. Bu olaylar sözde hayvan koruma dernekleri tarafından duygu sömürüsü ve projenin başarısız gösterilmesi için kullanılacak ve oluşacak kamu baskısıyla köpeklerin tekrar sokaklara bırakılması düşünülecektir. Bu durumun da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.”

Yeni Akit-Muhammet Kutlu